Türk milliyetçiliği mi merkez mi?

Niyazi BEKTAŞ

Dünyadaki siyasi hareketler incelendiğinde demokratik ülkelerde hangi siyasi oluşum halk nezdinde itibar sahibi olur? Sorusunun cevabını sosyolojik ve könjektürel olarak net bir çizgide verilmeden seçimlerde partilerin başarılı olma şansı yoktur..

Siyasi hareketlerin çizgilerine olursa olsun; önce ülke şartları ve halkın beklentileriyle birlikte dünyadaki siyasi gelişmeler analiz edilmeden siyasi sonuç almak mümkün değildir…

Elbette bazı siyasi hareketlerin dış kaynaklı destekleri vardır… Bu destekler bazen öyle bir sonuç doğurur ki siyasi partiler milli duruş sergilemeyi bırakır dış etkilerin kontrolüne girer.

Ben 30 yıllık meslek hayatımı inşa ederken en çok değer verdiğim konu; Milli Duruş; Millî hareket ve milli düşünce olmuştur..

Millilik konusu çocuk oyuncağı değildir…Toplumumuzun tüm değerlerinin yaşanması ve yaşatılması ülküsü çok önemlidir. Ulusal konularda hassas davranılmasına önem vermemem asla düşünülemez. Ülke çıkarlarının temelinde Milli Duruş, Millî hareket ülküsü asla yadsınamaz..

Peki nedir bu millilik ve ya ulusal duruş, millî hareket sergilemek!!! Her şeyden önce milleti millet yapan belli başlı unsurlar vardır…Bu unsurları iki temel öğe olarak kabul etmeliyiz. Millî ve manevi unsurlar…

Dil birliği, Tarih birliği; vatan bütünlüğü; Millet tekliği; kederde ,tasada ,kıvançta bir olma; hepsinin toplandığı kültür birliği ile birlikte inanç değerlerimizin tümü milleti meydana getiren temel ilkelerdir.. Ülkücü Türk Milliyetçileri bu unsurların bütününü “TÜRK İSLAM ÜLKÜSÜ” diye tanımlamışlardır…Türk-İslam Ülküsü fikri rahmetli hocamız SEYİT AHMET ARVASİ’nin düşünce sistemidir… Bizler de edebi hayatlarını Türk -İslam Ülküsü uğrunda düzenleyen bir çok düşün adamlarının çizdikleri yolda şekillendirmiş insanlarız. Düşünce hareketimizin misyonu ve vizyonu yüz yıllar sürecektir… Bu yoldan sapmamız kesinlikle söz konusu değildir… Yer yüzünde bir çok devlet milli davranış, millî duruş, BİRLİK ve BERABERLİK ülküsünden uzaklaştıkları için ya parçalanmış, ya da zor duruma düşmüşlerdir. Ülkemizde son günlerde yaşanılan ekonomik, sosyal ve siyasi çalkantılarında temelinde milli duruştan uzaklaşma yattığı inkar edilemeyecek bir gerçektir..

Şayet bir parti yukarıda ifade etmeye çalıştığım ilkelerden uzak durursa başarılı olma şansı yoktur. Bu gün kullanılan abuk subuk merkez olma siyaset anlayışı sonucu alınan siyasi sonuç tezimizin ne kadar tutarlı olduğunu göstermektedir. Ne demek siyasette merkez parti olma, yıllarca siyaseti takip eden, sorgulayan ve yorumlayan bir eğitimci olarak anlamış değilim.. Merkezde siyaset yaptıkları söyleyerek bir parti kuran, belli bir sürede iktidar olan siyasi oluşumlar nerede? Bir hakikati bilelim artık… Bu tür siyasi oluşumlar tamamen kişisel çıkarları üzerine inşa edilmiştir… Kişilerin şahsi çıkarları son bulduğunda merkez adı verilen siyasi partilerde tarihin çöplüğünde yer almışlardır..

Özellikle 1950'den sonra Türkiye’de kurulmuş ve zaman zamanda devlet yönetiminde söz sahibi olmuş merkez partilerinin kader çizgisini iyi okumalıyız.

Cumhuriyet Halk Partisi'nin, Milliyetçi Hareket Partisi'nin ve Milli görüş temsilcisi olan Saadet Partisi'nin şöyle ya da böyle varlıklarını devam ettirmeleri temelinde düşünce sistemlerinin kalıcı olması değil midir?

Bana göre milleti millet yapan en önemli unsur dil’dir…Dil birliği aynı zamanda ülkü birliğini; kültür birliğini ve daha da ötesinde inanç birliğini temin eden önemli bir unsurdur. Dil birliği bir milletin temel taşıdır…

"Dil birliği" bir milletin olmazsa olmazıdır. Bugün Kars'taki Edirne'dekini, Samsun'daki Hatay'dakini rahatlıkla anlayabilmekte ve konuşabilmekte. Ama böyle giderse birbirimizi anlamaz hale geleceğiz. Dil bilimciler bu konuda kafa yoran bilim adamlarımız bu durumun tehlikeli bir hal almaya başladığını söylüyorlar.

Dünyadaki gelişmeler şunu gösteriyor ki milli olmayan hiç kurum “devlet ya siyasi parti” ayakta kalmaz. Milliyetçilik bazılarının yorumlarına göre asla ırkçılık değildir…Türk Milliyetçiliği kültürel milliyetçiliktir… Bu ülke de yaşayan hiç bir etnik yapıyı; inanç farklılıklarını içinde barındıran milliyetçilik bütüncüdür. Milliyetçiliği bölücülük olarak yorumlamak cehaletin zirvesidir..

Türk Milleti’nin tanımını Türkiye Cumhuriyeti Kurucusu MUSTAFA KEMAL ATATÜRK ne kadar anlamlı tanımlamıştır… Ne diyordu Büyük ATATÜRK "TÜRKİYE CUMHURİYETİ’Nİ KURAN HALKA, TÜRK MİLLETİ DENİR." Bu tanımın içinde yer almayan hangi etnik grup ve ya inanç grubu yer almıyor? Böyle bir milliyetçiliğe bölücülük denebilir mi?

Son günlerde özellikle camilerimizde vaaz eden din adamları bir türlü bu büyük milletin adının TÜRK MİLLETİ olduğunu itiraf edemiyorlar… Onları uyarmalıyız… Devletimizin adı TÜRKİYE CUMHURİYETİ DEVLETİ, Milletimizin adı da TÜRK MİLLETİ’dir...

Türk Milletinin tarihten kaynaklı sembolleri var. Bazıları bunlara efsane diyebilir. Geçmişten geleceğe ışık tutan semboller aynı zamanda bir milletin övünç kaynaklarıdır..

Türk Destanları var oluş hikayemizin kaynakları değil mi? Bu kaynakları birilerinin hoşuna gitmiyor diyerek yok mu sayacağız..? Millet olma iddiasında tüm toplumlarda uydurma da olsa efsanevi hikayelerin okunması, okutulması boşuna değildir.

Sonuç olarak diyorum ki hangi siyasi parti olursa olsun, temelinde Türk Milliyetçiliği ülküsü yoksa o siyasi kurum asla kalıcı olmaz... Üstelik Türk Milletinden de umduğu desteği bulamaz.