Türkiye İçin Yüzde 3.4 Büyüme Öngördü

Uluslararası Para Fonu, Türkiye ekonomisi için bu yılki büyüme beklentisini korurken, önümüzdeki yıl için düşürdü.

Uluslararası Para Fonu(IMF), bugün yayınladığı 2013 yılı bahar dönemi Dünya Ekonomik Görünüm raporuna göre, Türkiye'nin büyüme beklentisi bu yıl için yüzde 3.4 olarak
kaldı. IMF, önümüzdeki yıl için büyüme beklentisini yüzde 4.2'den yüzde 3.7'ye çekti.
  
IMF bu yıl için TÜFE beklentisini yüzde 6.5'ten yüzde 6.6'ya revize ederken, önümüzdeki yıl için beklentisini yüzde 5.3 olarak açıkladı.
   
Cari açık/GSYH beklentisini bu yıl için yüzde -7.1'den yüzde -6.8'e revize eden IMF, gelecek yıl beklentisini yüzde -7.3 olarak belirledi.
    
IMF'nin işsizlik oranı beklentisi bu yıl yüzde 9.9'dan yüzde 9.4'eçekilirken, gelecek yıl için yüzde 9.5 olarak açıklandı.


IMF, GELİŞMEKTE OLAN AVRUPA'DA BÜYÜMENİN 2013, 2014'TE TOPARLANMASINI BEKLİYOR
IMF bugün yayınladığı 2013 yılı bahar dönemi Dünya Ekonomik Görünümraporunda, gelişmekte olan Avrupa'da 2012 yılında yaşanan keskin yavaşlamanın ardından, 2013 ve 2014 yıllarında ılımlı toparlanma yaşanmasını beklediğini bildirdi. 
    
Euro Bölgesi borç krizinin younlaşmasının 2012 yılında gelişmekteolan Avrupa üzerinde baskı yarattığını, ihracatın yavaşladığını, güvenin sıkıntı çektiğini ve zor durumdaki batı Avrupa bankalarının gelişmekte olan Avrupa'daki bağlı ortaklıklarına fon akışını azalttıklarını belirten IMF, bu etkilerin Türkiye ve Polonya gibi ülkelerde aşırı ısınan ekonomileri yavaşlatıcı, enflasyonu geriletmeyi amaçlayan politikalarla biraraya geldiğini bildirdi. Bunun sonu olarak gelişmekte olan Avrupa'nın 2011 yılında yüzde 5.2 olan büyüme oranının 2012'de yüzde 1.5'e gerilediğine dikkat çeken IMF, 2013 ve 2014 yıllarında ise toparlanma yaşanmasını bekliyor.
     
Gelişmekte olan Avrupa'nın 2013 yılında yüzde 2.2 büyüyeceğini tahmin eden IMF, büyümenin 2014 yılında yüzde 2.8'e çıkacağını öngördü. IMF, gelişmekte olan Avrupa için büyüme tahminleriningerçekleşmesine Türk ekonomisinde büyümeni hızlanmasının katkı verceğini öngörürken, Türk ekonomisinin 2013 yılında yüzde 3.4 ve 2014 yılında yüzde 3.7 büyeceği tahmininde bulundu. 
     
Gelişmekte olan Avrupa'nın görünümü için risklerin aşağı yönlü olduğunu belirten IMF, ancak bu risklerin Ekim 2012'de yayınlanın Dünya Ekonomik Görünüm Raporu'ndan daha az aşağı yönlü olduğunu vurguladı. 
    

IMF, 2013 Dünya Ekonomik Görünüm Raporu'dan Türkiye'de enflasyonun 2013 yılında yüzde 6.6, 2014 yılında yüzde 5.3 olmasını beklediğini belirtti. IMF'in cari işlemler açığı/GSYH için 2013 tahmini yüzde 6.8, 2014 tahmini ise yüzde 7.3 olarak belirtilirken,işsizlik oranının 2013'de yüzde 9.4'e yükselmesi, 2014 yılında yüzde 9.5'e çıkması bekleniyor.

IMF, CARİ FAZLA VEREN ÜLKELERE TALEBİ ARTIRMA ÇAĞRISINI TEKRARLADI
IMF, cari fazla veren ülkelere iç talebi canlandırmaları çağrısını tekrarlarken, ülkelerin aşırı sermaye girişine karşı gerektiğinde makro ihtiyacı tedbirler veya sermaye akışı yönetim tedbirleri uygulayabileceklerini bildirdi. 
    
IMF bugün yayınladığı Global Ekonomi Görünüm Raporu'nda, global ekonomik görünüm tekrar iyileştiğini, ancak gelişmiş ekonomilerde toparlanmaya giden yolun engebeli olmaya devam ettiğini belirtti. Dünyada üretim artışının 2013 yılında yüzde 3.2'ye, 2014 yılında yüzde 4'e ulaşması bekleyen IMF, gelişmiş ekonomilerde aktivitenin 2013 ikinci yarıdan başlayarak yavaş yavaş hızlanmasını bekliyor. Özel sektör talebinin ABD'de giderek güçlendiğini, ancak Avro bölgesinde hala oldukça cansız olduğunu ifade IMF, gelişmekte olan piyasa ve kalkınmakta olan ekonomilerde aktivitenin hali hazırda ivme kazandığını vurguladı.
   

IMF raporunda şu değerlendirmelere yer verildi, "Geçtiğimiz 6 ayda gelişmiş ekonomilerin politika yapıcıları iki büyük kısa vadeli tehtidi başarılı şekilde ortadan kaldırdılar. Bunlar Euro Bölgesi'nin parçalanması ve ABD'de keskin bir mali daralma. Bunun soncu olarak finansal piyasalarda geniş bir cephede ralli yaşandı. Bundan daha öte, finansal istikrarda iyileşme sağlandı.
     
Finansal piyasalardaki ralli fonlama şartlarını iyileştirerek ve güveni destekleyerek ekonomik toparlanmaya yardım ediyor, ancak büyüme görünümü genel olarak degişmemiş görünüyor. ABD'de kredi ve konut piyasaları iyileşiyor ancak, beklenenden daha büyük mali ayarlamanın büyümeyi 2013'de yüzde 2'de tutması bekleniyor. Avrobölgesinde ise, çevre ülkeleri için daha iyi şartlar şirketlere vehanehalklarına yansımıyor, çünkü bankalar hala zayıf karlılık ve düşük sermayenin getirdiği kredi arzı sınırlamaları ile karşı karşıya. Ayrıca bir çok ekonomide mali ayarlama, rekabetgücü yetersizliğiproblemleri ve bilanço zayıflıkları devam ediyor. Avro bölgesinde GSYH'nın 2013'de 2012'ye göre yüzde 0.2 daralması bekleniyor. Japonya'da ise büyümenin yüzde 1.5'e ulaşacağı öngörülüyor. 
     
Genel olarak bakıldığında 2013 yılında gelişmiş ekonomilerde büyümenin yüzde 1.2 olması bekleniyor. 2014 yılında ise gelişmiş ekonomilerde ortalama büyümenin, ABD ekonomisinde yüzde 3 büyümenin desteği ile yüzde 2.2 olacağı öngörülüyor. 
    
Gelişmiş ekonomilerde politika yapıcılar çabalarını gevşetmemeli, cansız talebi desteklemek için tüm ihtiyatlı tedbirleri kullanmalı. Bununla birlikte yüksek kamu borçarının mali politika manevra alanınısınırlaması riski var. Talep ve borç endişelerini giderecek gümüş bir kurşun yok. 
     
Tüm ekonomiler için Kur endişelerini gidermenin yolu iç ve dış dengeleri desteklyecek politikalar izlemeleri. Büyük gelişmiş ekonomilerin orta ve uzun vadeli mali düzeltme planlarında, sosyal yardım harcamalarıreformlarında ve bilanço onarımında daha fazla ilerleme sağlamaları gerekli. Kısa vadeli mali politikalar daha az sınırlayıcı olmalı.Cari fazla veren ekonolimer kurlarının piyasa tarafından daha fazla belirlenir olmasını sağlamalı ve tüketim tarafından yönlendirilen büyüme ile ekonomilerinin yeniden dengelenmesini sağlayacak yapısal politikalar uygulamalı. Diğer ekonomilerin sermeye girişlerini sağlıklı şekilde absorbe edecek yapısal politikalar tetis etmelerine ihtiyaç 
var. Bu sermaye girişleri ekonomilerini istikrarsızlaştırma tehtidi yarattığında büyük iç dengesizliklerin inşaa edilmesinden kaçınmak için makro ihtiyacı tedbirler veya sermaye akışı yönetim tedbirleri uygulayabilirler"