Türkiye-Libya Deniz Yetki Alanları Mutabakat Muhtırası, Lozan'daki haklarımızı yok sayıyor!...

Ümit YALIM

Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile Libya Devleti Hükümeti arasında Akdeniz’de Deniz Yetki Alanlarının Sınırlandırılmasına İlişkin Mutabakat Muhtırası, Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan ve Libya Ulusal Mutabakat Hükümeti Başkanlık Konseyi Başkanı Fayez Al Sarraj tarafından 27 Kasım 2019’da İstanbul’da imzalandı. Konu ile ilgili haberler ulusal basında yer aldı. “Akdeniz’de Oyun Şimdi Başladı”, “Petrol İttifakının Planlarını Bozduk”, “ABD Destekli Senaryoyu Bozacak Adım Atıldı”, “Doğu Akdeniz’de İşgal Bitecek” vb. manşetler tarihi ve coğrafi gerçeklerle bağdaşmıyor.

Diplomatik teamüllere göre teknisyenler düzeyinde imzalanan Mutabakat Muhtırası’nın  (Memorandum of Understanding-MOU), Devlet Başkanları düzeyinde imzalanması dikkat çekti. Anılan muhtıra, Türkiye Cumhuriyeti ile Libya Devleti arasındaki deniz sınırını belirliyor. Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin deniz sınırlarını belirleyen Mutabakat Muhtırası’nın anlaşma haline getirilerek TBMM onayına sunulması gerekiyor. Türkiye ile KKTC arasında 2011’de yapılan Kıta Sahanlığı Sınırlandırma Antlaşması TBMM onayından geçirilerek Birleşmiş Milletler’e gönderilmişti. 

Erdoğan ve Hükümetinin Türkiye-Libya Deniz Sınırı Mutabakat Muhtırasını, anlaşma haline getirerek TBMM onayına sunması çok zayıf bir ihtimal. Çünkü anılan Mutabakat Muhtırası ile 1923 Lozan Antlaşması’ndaki haklarımız yok sayılmış. 

Lozan Antlaşması’nın 12. Maddesi ile Yunanistan’a Girit Adası’nın dörtte biri verilmiş, adanın etrafındaki 14 ada ile adacık ve kayalıklar Türkiye’nin egemenliğinde kalmıştı. Lozan’dan sonraki süreçte Bulgaristan, Sırbistan ve Karadağ Girit Adası üzerindeki dörtte üçlük egemenlik hakkından fiilen feragat etti ve anılan pay aslına rücu ederek Türk toprağı oldu.

Türkiye ve Libya arasında uzlaşılan deniz sınırına göre Türkiye'nin Doğu Akdeniz Kıta Sahanlığı'nın batı sınırı 025° 30’  00’’ Doğu Boylamı’ndan geçiyor. Deniz snırı, Lozan Antlaşması'nın 12. Maddesi'ne göre Türkiye Cumhuriyeti'ne ait olan Gavdos Adası'nın batısından geçirilmesi gerekirken sınır iki boylam doğuya çekilmiş.

Türkiye-Libya Orta hattı belirlenirken Anadolu kıyıları ile Libya kıyıları arasındaki orta hat, sınır olarak kabul edilmiş. Ancak Lozan Antlaşması’nın 12. Maddesi'ne göre Türkiye-Libya Orta Hattı, Girit Adası güney kıyıları ile Libya kıyıları arasındaki orta bölgeden geçen hattır. Türkiye-Libya Mutabakat Muhtırası ile Girit Adası’nın etrafında bulunan 5 Türk Adası ile bu adalara ait 74.860 Km2 lik Türk Kıta Sahanlığı Yunanistan’a terk edilmiştir.

Mutabakat Muhtırası’nda deniz sınırlarını gösteren harita, Türk Deniz Kuvvetleri, Genelkurmay Başkanlığı ve Dışişleri Bakanlığı’ndaki haritalar ile uyuşmuyor. Türk Dışişleri Bakanlığı’nın 18 Mart 2019’da Birleşmiş Milletler’e gönderdiği resmi yazı ile Doğu Akdeniz’deki Deniz Sınırımız 028° 00’  00’’ Doğu Boylamı’ndan geçirilmişti. Türkiye-Libya Mutabakat Muhtırası ile sınırımız 2,5 boylam batıya çekilerek 025° 30’  00’’ Doğu Boylamı’ndan geçirildi. Yapılan son düzenleme kısmen faydalı olmakla birlikte Yunanistan’ın 2014 yılında satışa çıkardığı Türk Kıta Sahanlığında, yabancı petrol şirketlerinin petrol ve doğalgaz aramasını engellemek mümkün değildir.

ABD EXXON MOBİL, OATAR PETROLEUM, TOTAL VE HELPE ŞİRKETLERİ, GİRİT GÜNEYİ TÜRK KITA SAHANLIĞI’NDA PETROL VE DOĞALGAZ SONDAJI YAPARSA TÜRKİYE NE YAPACAK ?...

Yunanistan, Exxon Mobil ve ortağı Qatar Petroleum, Total ve Hellenic Petroleum (HELPE) şirketleri ile Girit güneyi Türk Kıta Sahanlığı’nda petrol ve doğalgaz aranması ve çıkarılması için Eylül 2018’de anlaşma imzaladı.

Anılan şirketler Girit güneyi Türk Kıta Sahanlığı’nda petrol ve doğalgaz sondajı yaparsa Türkiye ne yapacak? Erdoğan ve AKP Hükümeti anılan şirketleri engellemek için Türk Deniz Kuvvetleri gemilerini bölgeye gönderecek mi?

TÜRKİYE-LİBYA MUTABAKAT MUHTIRASI İLE 28 ARALIK 1932’DE YAPILAN HATA TEKRARLANIYOR      

28 Aralık 1932’de, teknisyenler düzeyinde imzalanan Türk-İtalyan Mutabakat Zaptı (Proces Verbal), 04 Ocak 1932 Türk-İtalyan Sözleşmesi’ne aykırı olduğu için TBMM tarafından onaylanmadı ve Milletler Cemiyeti’ne gönderilmedi. Ancak anılan Mutabakat Zaptı hukuki geçerliliği olmadığı halde Yunanistan tarafından sık sık gündeme getiriliyor ve aleyhimize kullanılıyor.

27 Kasım 2019’da imzalanan Türkiye-Libya Mutabakat Muhtırası da Lozan Antlaşması’ndaki haklarımızı yok sayıyor. Anılan Muhtıra ile 28 Aralık 1932’de yapılan hata tekrarlanıyor.

Emekli Tümamiral Mustafa Özbey basına yaptığı açıklamada, Türkiye ile Libya arasında imzalanan Mutabakat  Muhtırası’na övgüler düzerek muhtırayı “tarihi olay” ve anlaşma olarak nitelemiş. Emekli Tümamiral Cem Gürdeniz de basına yaptığı açıklamada, anılan muhtıraya övgüler dizerek muhtırayı “İkinci Sevr’e büyük darbe” ve anlaşma olarak nitelemiş. Öncelikle hatırlatalım, mutabakat muhtırası anlaşma değildir. Amirallerimize bir de soru soralım; “Başta Gavdos Adası olmak üzere Girit güneyindeki Türk adalarının karasuları veya kıta sahanlığı’nda,  ABD Exxon Mobil ve ortakları, petrol ve doğalgaz sondajı yaparsa bu durumu nasıl izah edeceksiniz? Mutabakat Muhtırası ile Türkiye’nin anılan bölgeye müdahale hakkının elinden alındığını görmüyor musunuz?

TÜRKİYE NE YAPMALI?

* Türkiye, Doğu Akdeniz’de, batı sınırı 33° 45’ 00’’ K enlemi ve  023° 20’ 00’’ D boylamından, doğu sınırı ise 33° 40’ 00’’ K enlemi ve  032° 16’ 18’’ D boylamından geçen Türk Kıta Sahanlığı ve Münhasır Ekonomik Bölgesini derhal ilan ve deklare etmelidir.

* 27 Kasım 2019 tarihli Türkiye-Libya Mutabakat Muhtırası’nı, Lozan Antlaşması’nın 12. Maddesi esaslarına göre yeniden düzenlemeli ve Libya ile Münhasır Ekonomik Bölge Sınırlandırma Anlaşması yapmalıdır.

* Girit Adası güneyinde Türk Kıta Sahanlığındaki bölgeye Sismik Araştırma Gemisi göndererek petrol ve doğalgaz arama çalışması yapmalıdır.