Türk Milleti’nin iki büyük ve önemli karakteri var.
Bunlar teşkilatçı Millet ve Asker Millet. Bu karakterlere son yüz yılda demokrasiyi de eklemek gerekiyor. Demokrasi olmadan Türk Milleti’nin karakterlerinin hiç bir önemi kalmaz.
Millet olarak demokrasiyi özümsedik mi ya da hayatımızın her noktasında uygulayabildik mi?
Bu iki sorunun cevabının ne yazık ki olumsuz olduğunu söylemek zorundayım. Niçin demokrasiyi benimseyemediğimizi bu günlerdeki uygulamalardan çok net görüyoruz.
Demokrasinin temel kriterleri var. Bu kriterlerin neler olduğunu bilmezsek ülkemizde demokrasi var mı yok mu sorularına cevap veremeyiz.
Herkesin anlayabileceği şekilde demokrasinin temel kriterlerinin neler olduğuna gelin birlikte bakalım:
Demokrasi için dünya tarihi boyunca pek çok savaşlar yapıldı, kan döküldü..İnsanlık için din,dil,ırk ayrımı olmadan dünyanın çeşitli coğrafi bölgelerinde ,farklı zaman dilimlerinde pek çok insan özgürlüğüne ve insan haklarına kavuşmak için büyük kavgalar, savaşlar, mücadeleler yapılmıştır. Bu kavganın içinde olan milletler demokrasi için ağır bedeller ödemişlerdir..
Türkiye’de ise demokrasi ve insan hak ve hürriyetleri için neredeyse hiç bedel ödenmemiştir.
Türkiye'de demokrasi tam olarak ancak kurtuluş savaşı esnasında verdiğimiz büyük kayıpların ardından konuşulmaya başlanmıştır. Demokrasinin ilk işareti Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün söylemlerinde görüyoruz..
İlk ilke MİLLİ EGEMENLİK; ülkeyi yönetecek kişileri halkın kendi iradesiyle belirlemesi. Ne diyordu Büyük önder: "Egemenlik kayıtsız ve şartsız Türk Milleti’ne aittir."Türk Milleti’nin iradesi dışında hiç bir güç ve grup halkın yönetiminde söz sahibi olamaz..
Demokrasinin diğer ilkesi ise SEÇME ve SEÇİLME HAKKIDIR. Türk Milleti’nin hem ülkeyi yönetecek kişileri seçme, hem de istediklerinde seçimlerde yönetmeye aday olabilme hakkına sahip olmalarıdır. Burada bir konuyu hatırlatmak istiyorum. Türkiye’de hukuken kurulmuş Siyasi Partilerden bazılarını seçime sokmamak için her yol denenmiş mi denenmemiş mi? Bu sorunun cevabını sizlere bırakıyorum. Neden mi biraz ülkemizde demokrasi var mı yok mu sorusunun cevabını da sizler vereceksiniz..
Demokrasinin diğer bir ilkesi ise; KATILIM'dır. Demokrasinin en önemli ilkelerinden birisi de ülkede yaşayan vatandaşların haklarını, sorumluluklarını bilmesi ve bunları insan hak ve hürriyetleri doğrultusunda kullanmasıdır.
Bu açıklamadan sonra Türkiye’mizde her vatandaş özgür iradesiyle seçmen sandıklarında oylarını kullanabiliyorlar mı?
Bir başka soru: bazı il, ilçe ve beldelerde yerel yöneticiler halkın toplayarak "x partisine oy vermezseniz sonucuna katlanırsınız?” diyorlar mı? Basın yayın aracılığı ile bu tür davranışların varlığı konuşuluyor mu?
Demokrasinin bir diğer ilkesi ise EŞİTLİK'tir. Kısaca her vatandaşın yasalar karşısında eşit sayılmasıdır.
Soru: Türk Milleti’nin her ferdi yasalar karşısında eşit muamele gördüğüne inanıyor musunuz? Ben asla inanmıyorum..
Adalet saraylarında haklarını alamayan binlerce vatandaşımızın olduğunu hepimiz çok iyi biliyoruz. Haklı değil de güçlünün kazandığı bir yargı sistemimizin varlığını hiç kimse inkar edemez. Bundan dolayı adalete güven % 20 li seviyelere inmiştir. Hani adalet mülkün temeli idi?
Demokrasinin bir başka ilkesi de ;ÇOĞULCULUK'tur. Ülkemizde her görüşten, düşünceden, etnik ya da dini yapıdan olan insanların huzur içinde yaşaması ve yönetim kademelerine dahil olmasıdır çoğulculuk.
En çok tartışılan önemli sorunumuz farklı mezhep inancında olan vatandaşlarımızın özellikle yönetim kademesinden dışlanması değil midir? Daha açık ve anlaşılır bir ifadeyle belirteyim. Türkiye’mizde milyonlarca alevi inancına mensup vatandaşımız var. İnançlarına samimiyetle saygılıyım. Bu vatandaşlarımızdan kaçı il valisi; kaçı kaymakam; kaçı il müdürü; kaçı Milli Eğitim Müdürü veya kaçı illerde, ilçelerde görevli müdür yardımcısı, şube müdürü veya okul müdürüdür? Sadece soruyorum. Bu soruları sormak benim demokratik hakkımdır. Bu hakkımı hiçbir güç ya da kuvvet elimden alamaz. Bu soruları sorduğum için bedel ödemem gerekiyorsa seve seve ödetilmek istenilen bedeli de ödemeye hazırım.
Bir başka demokrasinin temel ilkesi KUVVETLER AYRILIĞI'dır. Yasama yani TBMM’si, YARGI VE YÜRÜTME "HÜKÜMET" organlarının birbirinden bağımsız şekilde faaliyet göstermesidir.
Yine soralım; Yasama, yargı ve yürütme sizce birbirlerinden bağımsız mıdır? Yoksa Ülkemizde tek kişinin iki dudağı arasında mı bu üç önemli kuvvetler? Hiç kimse yanlış anlamasın. Bu sorunun cevabını çok merak ettiğim için soruyorum. Yarın birileri çıkıp da "hükümetin şahsına hakaret ettiniz" diyerek hesap sormaya kalkmasın. Gerçi Yazdıklarımın tamamının hesabına verecek kadar da cesaretimiz var. Endişe edilmesin..
Son olarak demokrasinin en önemli ilkesine sıra geldi.. Biliyorum.. Unuttuğumu düşündünüz.. HUKUK DEVLETİ..
Ne demek HUKUK DEVLETİ? Ülkemizin içinde yürütülen her türlü faaliyetlerin, uygulamaların, kararların, yasaların, yönetmeliklerin, işlerin, yargılamaya açık olması anlamına gelmektedir.
Hukuk Devleti olan ülkelerde hiç kimse dokunulmaz değildir. Herkes yaptıkları işlerden dolayı yargı önünde hesap vermek, sorgulanmak mecburiyetindedir. Temel HUKUK DEVLETİNDE kural budur.
Hukuk Devleti olan ülkelerdeki yöneticiler ve özellikle de iktidar konumunda görev yapan kişiler de dahil olmak üzere her türlü uygulama yargıya götürülebilir ve tam bağımsız bir yargı sürecinin ardından hatalı olanlar cezalandırılırlar. Ülkemizi yönetenler bu bağımsız mahkemelerce denetlenebilir, hesap sorulabilir, hatta gerektiğinde de cezalandırılabilir..
Şimdi son soruyu soralım:
Bu güne kadar devleti yönetenlerden ve özellikle iktidarlardan yargı önüne çıkarılarak yönetimleri sırasında yaptıkları hatalı uygulamalar sebebiyle denetlenen, hesap sorulan ve cezalandırılan suçlu kaç kişi oldu?
Bir başka soruyla yazımıza son verelim;
Sizce yargı organları tarafında bu günkü yöneticilere hesap soracak hakim veya savcı var mıdır?
Bu soruyu da sadece merak ettiğim ve öğrenmek istediğimden soruyorum..
Açıklamalardan sonra ÜLKEMİZDE DEMOKRASİ VAR MI YOK MU sorusunun cevabını sizler veriniz...