EDİRNE'de dün ilaçlarının temini için yardım istediği Çevre ve Şehircilik Bakanı Erdoğan Bayraktar'ın, cebine para koyup, "Düşürme" diye uyardığı lenf kanseri hastası Trakya Üniversitesi Eğitim Fakültesi öğrencisi Dilek Özçelik, Valiliğin talimatıyla Edirne Tıp Fakültesi Hastanesi'nde tedavi altına alındı. Kendisine dilenci muamelesi yapılmasına olan kırgınlığının sürdüğünü söyleyen genç kız, "Bakan Bayraktar’a minnet duymak istemiyorum. Sağlık Bakanı yardım ederse kabulümdür, Sayın Bayraktar'ın yardımını istemiyorum. Benim tek derdim ilaç. Dün görmek istediğim de insanlıktı" dedi.
*****BAKAN BAYRAKTAR: CANI SAĞOLSUN*****
Çevre ve Şehircilik Bakanı Erdoğan Bayraktar, dün sabah Edirne Belediye Başkanı CHP’li Hamdi Sedefçi’yi makamında ziyaret ettikten sonra belediye binasından çıkarken yanına, kanser hastası olduğunu ve kemoterapi tedavisi gördüğünü söyleyen 23 yaşındaki Dilek Özçelik yaklaştı. Bakan'ın elini tutan Özçelik, eczanelerde bulamadığı ilaçlarını, yurt dışından da getirtemediğini anlatıp, bu konuda yardım istedi. Bakan Bayraktar da cebinden çıkardığı parayı genç kızın hırkasının cebine koyarak, "Al işte bu parayı. Başka ne yapacağım? Onları sen kendin al. Parayı al, cebinden düşürme" dedikten sonra yoluna devam etti. Bakan Bayraktar, 300 metre uzaklıktaki Selimiye Camii'ne giderek öğle namazını kıldı.
Cebine para konulması nedeniyle üzülen Özçelik, bu kez Selimiye Camisi'ne geldi. Bakan'ın namazda olduğunu öğrenince cami bahçesinde onu bekledi. Bayraktar’ın camiden çıktığını gören Özçelik, "Bakanım bir şey diyeceğim, kimseye bir zararım yok" diye seslendi. Bu sırada koruma polisleri genç kızı tuttu ancak, Bayraktar'ın talimatıyla bıraktı. Bakan'ın yanına giden ve elini tutan Dilek Özçelik, cebine konulan parayı iade ettikten sonra ağlayarak, "Sadece yanlış anlaşıldım. Ben dilenci değilim. İnsanlık konusunda bir kez daha hayal kırıklığına uğradım. Görüyorum ki çaresizliği hiç tatmamışsınız hayatınızda" dedi.
Şaşıran Bakan Bayraktar, koşarak uzaklaşmak isteyen kızı kolundan tutarak, "Yardım edeyim kızım, ne istiyorsun?" diye sordu. Ancak, ağlayan Özçelik koşarak camii bahçesinden ayrıldı.
VALİ DURUER MAKAMINDA AĞIRLADI
Trakya Üniversitesi Eğitim Fakültesi İngilizce Öğretmenliği 3'üncü sınıf öğrencisi Dilek Özçelik'in, kameralara da yansıyan ellerini yüzüne kapatıp ağlayarak koşma görüntüleri, kamuoyunda yankı uyandırdı. Dilek Özçelik'in, önce belirlenemeyen kimliği, dün geç saatlerde tespit edildi.
Edirne Valisi Hasan Duruer’in girişimleriyle Kredi Yurtlar Kurumu’na bağlı Selimiye Öğrenci Yurdu’nda kalan Dilek Özçelik’e ulaşıldı. Özçelik, bugün sabah erken saatlerde Valiliğe ait bir otomobille yurttan alınarak Valilik binasına getirildi. Özçelik, Edirne Valisi Hasan Duruer 'e makamında yaşadığı sıkıntıları anlattı.
Vali Duruer, Dilek’in Bakan Bayraktar ile yanlarına acele bir şekilde geldiğini söyleyerek, "Dünkü hadiseyi biliyorsunuz. Bakan ile birlikteydik ve acele bir şekilde yanımıza gelerek bir şeyler anlattı. Sayın Bakan'ın da yanlış anladığı kanaatindeyim. Bana hadiseye üzüldüğünü kendileri söyledi. Biz devlet olarak kimsesizlerin kimsesi, çaresizlerin çaresiyiz. Her konuda hastalara yardım ediyoruz. Bize ilaç konusundaki sıkıntısını iletti, biz de bütün hastalarımızın yanındayız. Dün Bakan beyin yanında kendisine söyledim. İlgileneceğimiz söylemiştim. Akşam kendisiyle konuştuk ve bugün geldi. Hastalığının tedavisi konusunda her türlü yardım edip, destek vereceğiz. Sağlık Bakanımız da yarın buraya gelecek ve sizin ve sizin gibilerin konusunu da anlatacağım" dedi.
'BAKAN BAYRAKTAR'IN YARDIMINI İSTEMİYORUM'
Tekirdağ’da oturan emekli Nevzat ve ev kadını Zeynep Özçelik çiftininin 3 kızından biri olan Dilek Özçelik, Vali Duruer'le yaptığı sohbette, Bakan Bayraktar’a minnet duymak istemediğini söyleyerek, şöyle devam etti:
"Benim de değer yargılarım var. Şu hayatta en değer verdiğim şeylerden biri de minnet duygusudur. Bakanımızın dünkü yapmış olduğu davranışın hatasının bilincine varmış olsa ki üzüntüsünü dile getirmiş. Siz yarın Sağlık Bakanı gelecek ona da söyleyeceğinizi söylediniz. Sağlık Bakanı yardım ederse kabulümdür, Sayın Bayraktar beyin yardımını istemiyorum. Belki 'Abartma, saçmalama' denilebilir. Ama insanım ve ben ömür boyu, o insanı belki hani yanlış anladım belki de anladığım doğrudur, ama kendilerine karşı aldığım her nefeste minnet duygusu içerisine girmek istemiyorum ve girmeyeceğim. Söz konusu ölüm de olsa ben kendimi o duruma sokmayacağım. Sağlık Bakanı'nın geleceğini öğrendim. Kendisi duymuştur, bilemiyorum. Benim tek derdim ilaç. Dün görmek istediğim de insanlıktı."
ÜÇ HAFTA ÖNCE ÖĞRENDİ
Ailesinin Tekirdağ’da yaşadığını ve Edirne’de eğitimine devam ettiğini anlatan Dilek Özçelik, hastalığına üç hafta önce teşhis konulduğunu anlatarak, "Ben bu hastalığımı öğrendikten sonra ailecek üzülemedik bile. Bize böyle bir gerçekten bahsettiler. Başta inanmak istemedim, ama süreç böyle işliyordu. Her başvurduğum yerde 'İlaç yok' denildi. 'İlaç var' denilen yerlerde de büyük bir hayal kırıklığına uğradım. Lenf kanseriyim ve teşhisi öğrendikten sonra bazı ilaçların devlet tarafından karşılanmadığını öğrendim. İthal ilaçlar olduğu için bulamadık. Doktorum 'Zor bir süreç Allah yardımcın olsun' dedi" diye konuştu.
Tedavisini yapan doktorların, kendisine rehberlik etmesi için aynı süreci yaşayan bir hastayla tanıştırdığını söyleyen Dilek Özçelik, "Hasta olan diğer kişi, ilaçlarını yurt dışından getirtebiliyor. Ben hayatımda ilk defa, yaşadığım ilin dışına çıktım, orası da okulum için Edirne oldu. Benim zaman kaybı lüksüm yok. Ne yapacağımı bilemedim. Yattığımız yeri bilmiyoruz ailecek. Evde miyiz, gökte mi, belli değil. İlgili makamlarla görüşme talebimiz oldu. Ancak hep 'randevu' denildi. Bir insan sağlık için yardım istiyorsa aciliyeti vardır. Randevuların önüne geçilmesi gerekiyor. Dün tesadüfen oradan geçiyordum ve Bakan beyden haberdar değildim" dedi.
'BEN İLAÇ DEDİKÇE O PARA VERMEYE ÇALIŞTI'
Çevre ve Şehircilik Bakanı Erdoğan Bayraktar’ı çarşıda gezerken şans eseri gördüğünü söyleyen Özçelik, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Devletin başındaki insanların görevi tüm bireylerin ihtiyaçlarına cevap vermesi olduğunu sanıyorum. Sadece bu düşünceyle kendisinin birkaç dakika beni dinlemesini istedim. Ben 'İlaç' dedikçe, o 'Para' dedi. Bakan'ı gördüğümde kendi ilaçlarım için gittim, sonra fark ettim ki bu sadece benim ilaçlarım değil, birçok hastanın ilaçları. Ben kendim için değil, benim gibi olanlar için de yardım istiyorum. Sağlık konusunda, ilaç konusunda bence otursunlar bu konu hakkında bir şey yapsınlar. Somut bir şey görmeden 'Tamam' diyemiyorum. Mutlu muyum ben? Evet mevkii ve makam sahibi değilim ama insanım." Edirne Valisi Hasan Duruer’e hastanede randevu ve tahliller konusunda çok sıra beklediğini de aktaran Dilek Özçelik, ziyaretin ardından annesi Zeynep Özçelik ile birlikte Valilik tarafından tahsis edilen araca bindi. Ardından anne -kız, Trakya Üniversitesi Edirne Tıp Fakültesi Hastanesi’ne götürüldü. Dilek Özçelik, Trakya Üniversitesi Edirne Tıp Fakültesi Hastanesi’nin Hemetoloji Servisi’ne yatırıldı ve tedavisine başlandı.
SAĞLIK BAKANI MÜEZZİNOĞLU: TEDAVİSİ İÇİN GEREKEN YAPILIYOR
Trakya Üniversitesi İngilizce Öğretmenliği Bölümü 3'üncü sınıf öğrencisi 23 yaşındaki Dilek Özçelik'in tedavisinin için gerekenin yapıldığını belirtti. Müezzinoğlu, "Gereken yapılıyor. İlaçlarını temin ediyoruz, herhangi bir sıkıntısı olmayacak. Tedavisi için gereken yapılıyor" dedi.
HASTANEYE YATTI
Edirne Valisi Hasan Duruer’in ziyaretinin ardından lenf kanseri hastası olan üniversite öğrencisi Dilek Özçelik, annesi Zeynep Özçelik ile birlikte, Valilik tarafından tahsis edilen otomobille tedavisinin yapılacağı Trakya Üniversitesi Edirne Tıp Fakültesi Hastanesi’ne gitti.
Hastaneye girmeden önce bahçede gazetecilere açıklamalarda bulunan Dilek Özçelik, şunları söyledi:
"Şimdi hastaneye yatışım yapılacak. Tedavim başlayacak ama eksik ilaçla başlayacak. Çok yerden yardım talebi var. Yardım edileceği yönünde verilen söz var. Umarım hastaneye yattıktan sonra ilacım gelir. Ancak şu an için eksik ilaç, eksik tedavi. Haliyle verimsiz bir sonuç elde edeceğiz. Seyrim değişmesin istiyorum, öğrenciyim ve bir yandan okumaya çalışıyorum, bir şeyleri bırakmamaya, pes etmemeye çalışıyorum. Ben direndikçe karşıma bu tür engeller çıkıyor."
'ÇOK VAHİM DURUMDA OLANLAR VAR'
Başbakan Erdoğan’dan talebinin olup olmadığı yönündeki soruya Dilek Özçelik, "Recep Tayyip Bey'den sadece kendim için değil, birçok hasta bulamayan hasta için yardım istiyorum. Gerçekten, gerçek niyetimi kendileri de idrak edebilirler. Dünkü yaşanan yanlış anlaşılma söz konusuydu ya, inşallah tekrardan yaşanmaz. Umarım yetkili ve mevki sahibi olan insanlar bir şeyler yapabilir ve düğmeye basar. Benim babam her seçimde kendisine oy verir. Bu teşhisi aldıktan sonra ilaç konusunda yaşadığım sıkıntıdan sonra babama sitem ettim açıkçası. Belki bir şeyler yapıyorlardır, bilemediğim için de yanlış konuşuyor olabilirim, ama yapılanlar yetersiz. O yüzden sayın başbakandan gerçek anlamda somut bir adım istiyorum, bunu diliyorum hatta kendilerine kendim için olmasa da başka insanlar için yalvarıyorum. İlaç eksikliği yüzünden çok vahim durumda olanlar var. Şu an mutlumuyum, hala somut bir şey görmedim. Görene kadar mutlu olmayacağım. Dediğim gibi ben yatacağım, tedavim bir şekilde eksik başlayacak. Diğer insanlara da ulaşabilirsek o zaman mutlu olacağımı düşünüyorum."
Ardından Dilek Özçelik, kendisine refakat eden iki hastane görevlisi ile birlikte hastaneye yatış kaydını yaptırdı ve tamamlanan işlemlerin ardından hastanenin 6’ncı katındaki Hematoloji Servisi’ne yatırıldı.