Türkiye Cumhuriyeti devletinin düştüğü hale vallahi içim sızlıyor.
Parlamenter sistemde; Adalet Bakanı, İçişleri Bakanı ve Ulaştırma Bakanı seçimlerden önce istifa eder,
yerlerine bürokrasiden tarafsız atamalar yapılırdı. Cumhurbaşkanlığı hükümet sisteminde bu uygulama kaldırıldı.
Atanmış bakanlar aldıkları buyrukla (!) Türkiye ve İstanbul'un sokaklarında börekçi, simitçi, kasap, tuhafiye, dükkanlarını dolaşarak AKP'nin adaylarına, İstanbul'da Murat Kurum'a destek olup oy istiyorlar.
İçişlerini Bakanı seçim güvenliğini, Adalet Bakanı ise seçimde adaleti sağlayacak öyle mi? Dışişleri ve diğer bakanlar.
Türkiye'nin ekonomik, sosyal ve dış politikada sorunları varken, bakanlar sorumluluklarını bırakıp sokaklar da AKP'li belediye başkan adaylarına oy istiyorlar.
AKP; devletin tüm gücünü kullanarak sokaklarda diğer tarafta kıt kanaat imkanlarla siyaset yapan muhalefet partileri.
Böyle bir seçim ortamında milli iradenin adil ve adaletli yapıldığına kim inanır?
Erdoğan, 'tek parti' faşizmden şikayet ederken; şimdi çok partili AK PARTİ devlet faşizmi var. Bakanlar devletin tüm kaynaklarını kullanarak (Beytülmalı) kul hakkı yiyerek seçim propagandası yapıyorlar.
Nisa süresi 58. ayet: "Şüphesiz Allah size emânetleri ehline vermenizi ve insanlar arasında hükmettiğinizde adâletle hükmetmenizi emrediyor. Böylece Allah size ne güzel öğüt veriyor! Doğrusu Allah her şeyi hakkiyle işiten, kemâliyle görendir."
TC hükümeti üyesi bakanlar Allah'tan korksalar; Vicdanlarının sesine kulak verseler "Atanmış devlet memuruyuz, belediye seçimlerinde yokuz" diyecek bir bakan içlerinde yok mu? Savaşta değiliz, alt tarafı yerel yöneticiler seçilecek
TC Cumhurbaşkanı tarafsız değil ki, bakanlar tarafsız olsun!
TC Merkezi hükümet bütçesi ortalama yüzde 90 artışla TBMM'sine geliyor. Bu aynı zamanda yüzde 90 enflasyon var demektir. Emekliye ortalama yüzde 30 zam yapılıyor (fiyat artışı).
Ey Türk emeklisi titre ve kendine dön. Bu seçimin kaderi senin elinde! Seni yok hükmünde sayanları, sen de sandıkta yok hükmünde say...
"Nereden nereye" türküsü söyleyenler Türkiye'yi ne hale getirdiler?