ÜLKÜCÜLER YİNE HAKLI ÇIKTI

Halil KONUŞKAN

İkinci Dünya savaşı bitmiş, iki kutuplu bir dünya belirmişti. Avrupa’nın yarısından çoğunu ele geçiren Sovyet Rusya Türkiye’den boğazları, Kars ve Ardahan’ı isteyerek üzerimize kabus gibi çökmüştü. Bir yandan da sözde eşitlilik, barış ve adalet söylemleri kullanılarak yapılan komünist propaganda sayesinde Türkiye teslim alınmaya çalışılıyordu.

Ülkücüler ortaya çıktı ve haykırdı; Bu bir oyundur, komünizm bir aldatmacadır, asıl hedef Türkiye’yi ele geçirmek ve sıcak denizlere inmektir. Esas özgürlüğün olmadığı yer Rusya’dır. Orada milyonlarca Türk ve Müslüman zulüm altındadır.

İnsanları inandırmak güçtü. Çünkü medya ülkücülerin söylemlerine yer vermiyor, ayrıca Rusya’dan gelen silahlarla Türk milliyetçileri insafsızca şehit ediliyorlardı.

SONUÇ: Sovyetler Birliği yıkıldı, yerle yeksan oldu. Beş tane yeni Türk Cumhuriyeti bağımsızlığını kazandı.

ÜLKÜCÜLER HAKLI ÇIKTI.

***

Asala isminde Ermeni bir terör örgütü türetildi. İlk eylemini ABD’de yaptı. Onlarca dışişleri mensubumuzu öldürdü. Sözde Ermeni soykırımını tanımamızı, tazminat ve toprak vermemizi istiyorlardı. Halen de istiyorlar. Ama…

Ülkücüler ortaya çıktı ve haykırdı; Bu bir saldırıdır. Ermeni iddiaları bilimsel çalışmalarla çürütülmeli. Terör örgütü ile ancak anladığı dilden konuşulmalıdır.

SONUÇ: Paris, Atina ve Bekaa vadisinde yapılan operasyonlarla Asala bitirildi.

ÜLKÜCÜLER HAKLI ÇIKTI.

***

Asala bitince PKK başlatıldı. Yıllarca devletimiz ve milletimize en acımasızca saldırılar yapıldı. Kürt kardeşlerimizden onların yanında yer almayanların kundakta ki bebekleri bile katledildi. Askerlerimiz topluca veya tek tek şehit edildi.

Ülkücüler ortaya çıktı ve haykırdı; Terörün kaynaklarını kurutalım, dış bağlantılarını keselim, özel eğitilmiş polis teşkilatı ile bunlarla baş edilebilir.

SONUÇ: Terörü besleyen kaynakların üzerine gidildi. Sınırlar sağlam tutuldu. Gerektiğinde sınır ötesi askeri harekatlar yapıldı. Özel harekat timleri kuruldu. PKK diz çöktü, görünmez oldu, buharlaştı ve sindi.

ÜLKÜCÜLER HAKLI ÇIKTI.

***

Sonra ne mi oldu? Hepimiz biliyoruz. Son onüç yılda PKK yeniden hortladı. Terör örgütü sınırımızın ötesinde sözde müttefikimizin kontrolü altında kurduğu kamplarda palazlandırıldı. Sınır ötesi harekatlar ya yarıda kesildi ya da sonuç alıcı olmadı.

Türkiye’ye getirilip hapse atılan emperyalistlerin taşeron firması olan örgütün sahibi öyle veya böyle içeri atıldı. Ama günden güne özgürleşmeye ve siyasete müdahale etmeye başladı.

Önce “Açılım” sonra “Çözüm süreci” diyerek örgüte ayağa kalkma imkanı veren emperyalistler, yerli işbirlikçileri ve doğruyu göremeyen gafiller şöyle buyuruyorlar; Çözüm ve barış için elimizi taşın altına koyalım. Kan akmasın! Analar ağlamasın! Bu ülkede Türk kimliği kuşatıcı olmadığı için yerine daha kuşatıcı bir kimlik geliştirelim. Andımızı kaldıralım. Kürt çocuklarına zorla “Ne Mutlu Türküm” dedirtmeyelim. Türkçenin yerine ikinci bir resmi dil kabul edelim, Türk bayrağı değil devlet bayrağı diyelim, çözüm sürecini hayvanlar bile anladı bazı insanlara anlatamıyoruz, vs, vs.

Ülkücüler ortaya çıktı ve haykırdı; Bunların hepsi deli saçmasıdır. Bütün oyunlara rağmen Kürtler bizim kardeşimizdir. Bu süreç çözüm süreci değil, çözülme sürecidir. Bunların isteklerini yerine getirseniz dahi yine kan dökülmesini engelleyemezsiniz. İsteklerinin sonu gelmez. Teröre moral vermeyin yeter!

Sonuç: Kurban bayramının son günü 07/10/2014 tarihinde Ayn el-Arap (Kobani) bahanesiyle terör örgütü tarafından başlatılan olaylarda şehirlerimiz yandı, masumların canına kıyıldı.

Ne andımızın kaldırılması, ne Türk olmanın mutluluğundan vazgeçilmesi, ne de alan hakimiyetinin terör örgütüne bırakılması onları tatmin etmedi.

ÜLKÜCÜLER YİNE HAKLI ÇIKTI.

***

Ya düşünceleri ile mağlup olanlar, onlar hala ayın herzeyi yemeye devam ediyorlar, şimdi de bölücü başını baş görüşmeci yapacakları konuşuluyor.

Demek ki, birileri doğruyu bulma derdinde değilmiş, neyin derdinde olduklarını yine tarih gösterecek.

*********

Yukarıda verdiğimiz yazı 19 Ekim 2014 tarihinde “Milli Refleks” sitesinde yayımlanmıştır. Üzerinden geçen bir seneden fazla zamana rağmen bugün yürütme erkinin aymazlığı sayesinde kazılan hendeklerle uğraşıyoruz. Örgüt sözcüleri alenen özerklikten, hatta bağımsızlıktan bahsediyorlar.

Oysa ülkücüler, sözde çözüm süreci yürütülürken örgüt liderlerine methiyeler düzen yandaş medyaya ve iktidar yalakalarına karşı terör örgütünün nihai amacının bağımsız-büyük Kürdistan kurmak olduğunu haykırmışlardı.

Demek ki,

ÜLKÜCÜLER YİNE HAKLI ÇIKTI.

Bu safhada memleketi yönetenlere söyleyecek sözümüz kalmadı. Ama millete bir sözümüz olacak. Diyelim ki, MHP idaresini beğenmediniz, bu kadar doğruyu söyleyen ve haklı çıkan ülkücü harekete % 12 oyu nasıl yakıştırdınız, bu oyu vermeyi kendinize nasıl yakıştırdınız, sizi müdemadiyen uyaran ve bu kadar haklı çıkan MHP’yi terör örgütünün ardına nasıl yakıştırdınız?

Ne diyelim!

İnşallah, Allah’ın rahmetine uğrarız.