ÜLKÜCÜLER YUVARLAK DEĞİL, KÖŞELİDİR

Şerife GUVEN

Bu günlerde değişik kanallarda, basında, gazetelerde ülkücüler dizayn etmeye çalışıyorlar. Karakteri, şahsiyetini eleştirip, değiştirmeye veya batı kültüründe eritme çabaları var. Mazisinden uzaklaştırma, gelenek, görenek değer verdiği, kişiliğini oluşturan kültürüyle bağını koparmaya çalışıyorlar. Adeta sen şu bardağa gir, bunun şeklini al diyorlar.

Çünkü içinde yaşadığımız düzen kapitalist bir düzendir. Batının tüm değerleri içimize sirayet etmiştir. Ne kadar İslam dini üzerine yaşıyoruz desenlerde, İslami bir burjuva zihniyeti hakim. İslam dinini başörtüsünden ibaret sayan, nefsi doymayan bir azınlık. İsraf hat safhada, kul hakkı hak götüre. Sadece yeme, içme, zevk sefa içinde yaşayan sözde Müslümanlar. .Batı kültürünün yaşantısından zevk alan burjuvalar.

AK böyle bir hayatı hep eleştirerek, hor görerek, iktidar oldular. Ama batı kültürü, emperyalizm onları da pençesine alıp ufaladı. Sebebi milli olmamaları ve milli düşünceden uzak olmalarıdır. Milli olmayanlar Türk Tarihinden de uzaktırlar. Türk Tarihinden uzak olmaları, Türk Kültüründen nefret etmeleri, Arap Kültürüyle haşir neşir olmalarından dolayıdır. İslam hukukunu isteriz derler ama İslam Hukukunu bilmezler. Türk Milletini sevmezler. Batıdan sözde nefret ederler ama yerleştikleri yer Avrupa’dır. Gizli bir Avrupa hayranıdırlar. Onun için sisteme uymaları daha kolay oldu.

Ama Ülkücüler farklıdırlar. Ülkücü anlayışın esası, İslam inancı ve Türk töresinin oluşturduğu   temeli Allah’ın emirlerine saygı, mahlukatına  şefkat, büyüklerine saygı ve küçüklerine sevgi temeline dayanır. Emperyalizmin her türlüsüne karşıdır. Yıllarca bunun mücadelesini vermiştir.  Ülkücü anlayışın siyasi, kültürel, yaşantı ve ekonomik olarak tek düşüncesi Türk ve Müslüman   olarak yaşamaktır.  Yani girdiği kabın şeklini almaz. O yuvarlak değildir. Hep köşelidir, yuvarlanmaz sabit kalır. Kıblesi bellidir, çetrefilli değildir. Dümdüzdür.

Ahmet Hikmet Müftüoğlu Türkü şöyle tanıtır: Sen Şarkın kınına girmeyen bir kılıcısın düğüle düğüle tavlanır, vurula vurula kırılırsın. Yine her parçandan bir kıvılcım, her kıvılcımdan bir şimşek çıkar .İlahi bir kuvvetin ,ebedi bir feyzin var, ey Türk!..

İşte ülkücünün  karakteri  böyledir. Genlerinden gelen, damarlarında dolaşan asil kan, kültüründen kaynaklanan değerler silsilesidir. Onu bütün milletlerden ayıran özellikler, gurur, izzetinefis, kendine güvenme ve yüksek şahsiyetidir.
Sistemin en çok korktuğu karakter   kendine  uyduramadığı, düzenine, çarkına sokamadığı karakterdir. Ama bundan bıkıp usanmaz sürekli peşinde, yamacında, uğraşır durur. Bazen buna muvaffak olduğu olur ama genellikle dirençle karşılaşır.

İşte son zamanlarda başta basın, medya olmak üzere değişik kanallardan Ülkücüyü yönlendirmeye şekillendirmeye  çalışan guruplar var .Sebebi  tünelin ucunda iktidar görülmeye başlamasıdır. Ülkücülerin başında olacağı iktidar yaklaşmaktadır. Telkin edilen sesini çıkarma, ortama ayak uydur, fikirlerini söyleme, şimdiye kadar sırtına basılarak çıkıldı, yine öyle yapılsın isteniyor….

Yağma yok beyler artık; kimse sırtımıza basarak zevk sefa süremeyecek. Hiç kimse bizim adımıza bizi öteleyerek bir yerlere gelemeyecek. Bizim adımıza racon kesemeyecektir. Çünkü partisinden koparak isyan eden Ülkücülerdir. İlk İşaret fişeğini atan onun ışığında mücadele eden Ülkücülerdir. Kimse başını kaldırıp  hayır diyemezken HAYIR DİYE bağıran,tek kişinin hakimiyetini kabul etmeyen Ülkücülerdir.

Ülkücüde yerini yurdunu bilmeli, hangi mevkide olursa olsun gurura kibire kapılmamalıdır. Batı özentisinde yeni yetmeler gibi davranmamalıdır. Boğazından haram lokma geçmemeli, yetim hakkını sormak için diş bilemelidir. Verilen vazifeyi ileri geri diye düşünmemeli, Allah rızasını kazanmak için yapmalıdır. Ülkücü Ülkücünün kardeşi, onunla  çalışmalı yanında olmasını istemelidir. Çevresinde olanlara saygı duymalı rencide edici konuşmamalıdır. Bir kişinin bile kıymeti vardır, olacaktır inancında olmalıdır. Fikrinden zikrinden taviz vermemeli, verdirilmemelidir. Makam ve mevki için kendini kişiliğini harcamamalıdır. Değmez; çünkü bu milletin derdine derman Ülkücülerdir. Milleti kalkındıracak, geliştirecek, muasır milletler seviyesine çıkaracak Ülkücülerdir.

Ülkücü bu donanımda olmalıdır. Çok çalışmalı, çok okumalı, akıl yetirmeli, ilim, sanata, edebiyat gibi konularda donanımlı olmalıdır. Çağın  getirdiği yenilikleri kabul edecek  ve esiri olmayacaktır. Mazisinin ışığı ona yol gösterecektir. Kürşat,Mete Han, Alpaslanı, Yavuzu, Başbuğu, Atatürk’ü unutmayacaktır.

Unutmayalım ki yarınlar inanan inançlı olanlarındır. Yani bizimdir. Ülkücülerindir. Olacaktır inşallah .

TANRI TÜRKÜ KORUSUN VE YÜCELTSİN.