CHP Genel Başkan Yardımcısı Ünal Çeviköz, partisinin milletvekillerine dağıttığı ve basınla paylaştığı bilgi notunda, partisinin milletvekillerinden Ege adalarıyla ilgili herhangi bir soru önergesi verilmemesi gerektiğine işaret etti. Çeviköz, “Bu konuda soru önergesi vermemiz iktidarı sıkıştırmaktan çok, bizi zor durumda bırakabilecek bir durum oluşturmaktadır” dedi. CHP’li Çeviköz, Dışişleri Bakanlığı’nın Ege Adaları konusundaki önergelere uluslararası hukuk çerçevesinde Türkiye’nin durumuna zarar vermemesi için yanıt vermeyeceğini dile getirdi.
Bilgi notunda, “Bu konu bir siyasi tartışma ve iktidarı eleştirme unsuru olarak kullanılmamalıdır. Ege’de sayıları tartışmalı ada-adacık-kaya parçaları üzerindeki aidiyet tartışmalarının Yunanistan ile değil de ülke içinde ve siyasi partiler arasında üstelik de basın aracılığıyla yürütülmekte olması hoş değildir” denildi.
Çeviköz, Ege adalarıyla ilgili konuyu “işgal” yerine gerekli görülüyorsa “adaların silahsızlandırılması” bağlamında ele alınmasının daha uygun olacağını dile getirdi. Konu ile ilgili olarak bugünkü Cumhuriyet Gazetesi ve Milliyet Gazetesi’nde çıkan haberlerin bağlantısı aşağıdadır:
http://www.cumhuriyet.com.tr/haber/chpden-ege-adalari-hassasiyeti-1738444
https://www.milliyet.com.tr/siyaset/vekillere-ege-adalari-notu-6211115
CHP Milletvekillerinin, adaların işgali konusunda soru önergesi vermelerinden Ünal Çeviköz ile birlikte Yunan Hükümeti de rahatsız. Yunan Hükümeti, bu rahatsızlığını iletmek üzere Yunanistan’ın eski Ankara Büyükelçisi Kyriakos Loukakis’i Kılıçdaroğlu ile görüşmek üzere görevlendirdi. Kılıçdaroğlu, görüşme talebini CHP’nin Dış İlişkilerden sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Öztürk Yılmaz’a yönlendirdi. Görüşmeye, konunun uzmanı ve bilirkişi sıfatıyla, Milli Savunma Bakanlığı eski Genel Sekreteri Ümit YALIM da davet edildi. CHP Genel Merkezi’nde, 02 Haziran 2016 Perşembe günü, 15:30-17:30 saatleri arasında yapılan görüşmeye, Öztürk Yılmaz, Ümit YALIM, Yunan Büyükelçi Kyriakos Loukakis ve beraberinde getirdiği Elçilik Müsteşarı katıldı. Yunan Büyükelçi’ye tarihi belgeler ve haritalar üzerinden işgal edilen adaların Türkiye Cumhuriyeti’ne ait olduğu gösterildi. Yunan Büyükelçi, ne diyeceğini şaşırdı ve işgali kabul etmek zorunda kaldı.
İşgali kabul eden Yunan Büyükelçi, Kılıçdaroğlu’na iletilmek üzere, “Lütfen, CHP adalar konusuu gündeme getirmesin. CHP, ekonomiyi eleştirsin, eğitimi eleştirsin ama adalar konusunu eleştirmesin. Bu talep hükümetimin talebidir.” dedi. Ancak, Kılıçdaroğlu ve CHP’li Milletvekilleri Yunan Hükümeti’nin bu taleplerine ve telkinlerine boyun eğmeyerek vatan topraklarına sahip çıktı.
Yunan Hükümeti ve Yunan Büyükelçisi’nin 2016’da yaptığı telkin ve taleplerin aynısının 4 yıl sonra Ünal Çeviköz tarafından gündeme getirilmesi dikkat çekiyor. Şimdi biz de soralım; Ünal Çeviköz kripto Yunan ajanı mı?
Ünal Çeviköz’ün dağıttığı bilgi notunun, AKP’liler ve Dışişleri Bakanlığı tarafından hazırlanarak Çeviköz’ün eline tutuşturulduğu ve gündeme getirildiği anlaşılmaktadır. Çünkü Çeviköz’ün bilgi notundaki talepleri, Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu’nun söylemleri ile örtüşüyor. Şimdi bir soru daha soralım; Ünal Çeviköz AKP ajanı mı?
İŞGAL EDİLEN ADALARIN AİDİYETİ TARTIŞMALI DEĞİLDİR, TÜRK TOPRAĞIDIR !...
CHP Genel Merkezi’ne Libya Muhtırası konusunda bilgilendirme için gelen Mevlüt Çavuşoğlu’nu arabasına kadar uğurlayan, merdivenden inerken koluna giren AKP yandaşı Ünal Çeviköz, işgal edilen adaların aidiyetinin tartışmalı olduğunu iddia etmiş. Şimdi aynen Yunan Büyükelçisi'ne anlattığım gibi belgeler üzerinden Ünal Çeviköz’e de anlatacağım.
Lozan Antlaşması’nın 15. Maddesi ile Türkiye, Osmanlı Devleti döneminde ilhak edilen Onikiada, Rodos ve Meis olmak üzere toplam 14 ada üzerindeki haklarından İtalya yararına vazgeçti. Anılan adalar, Batnoz, Lipso, İleriye, Kelemez, İstanköy, İstanbulya, İncirli, İleki, Herke, Rodos, Kerpe ve Çoban adaları ile bu adalara bağlı olan adacıklar ve Meis Adası’dır. 15. Madde’ye ek olarak konulan 2 no.lu haritanın başlık bilgilerinde, haritanın Türkiye’nin Avrupa’daki Sınırlarını ve 12 Ada (Dodakanesia)’yı gösterdiği yazılmıştır. Ayrıca antlaşma metninde ismen sayılan 14 adanın isimlerinin altı kırmızı çizgi ile çizilmiştir.
Lozan’dan sonraki süreçte Türkiye ile İtalya arasında bazı ada ve adacıkların aidiyeti tartışma konusu olmuş ve sorun 04 Ocak 1932’de imzalanan Türk-İtalyan Sözleşmesi ile sona ermiştir. Sözleşmenin imzalandığı gün Türk Dışişleri Bakanı Tevfik Rüştü(Aras) ile Ankara’daki İtalyan Büyükelçisi Aloisi arasında mektup değişimi yapılarak, “Bugün imzaladığımız Sözleşme, şimdiye kadar aidiyeti aramızda tartışma konusu olan ada ve adacıkların deniz sınırlarının belirlenmesini düzenlemektedir ve bundan memnuniyet duymaktayız. Türk-İtalyan sınırının kalan bütün kısımları anlaşmazlığa/tartışmaya sebep olacak nitelikte değildir” ifadelerine yer verilmiştir.
Sözleşme 25 Ocak 1933 tarihli Resmi Gazete’de yayınlanmış, Türk ve İtalyan Meclisleri tarafından onaylandıktan sonra 24 Mayıs 1933’te Milletler Cemiyeti tarafından tescil edilmiştir. Türkiye, tescil edilen sözleşme ile Lozan Antlaşması’nın 16. Maddesinde saklı tuttuğu hakkını kullanarak 3 milin ötesindeki egemenlik haklarını deklare etmiştir. 1923 Lozan Antlaşması’na taraf olan İngiltere tarafından 1939 yılında yayınlanan haritada Yunan işgali altında olan adaların, 12 ada deniz sınırının dışında ve Türkiye’ye ait olduğu açıkça gösterilmiştir.
1947 Paris Antlaşması ile 12 adanın egemenliği İtalya’dan alınarak Yunanistan’a verildi. 1947 Paris Antlaşması’na taraf olan ABD tarafından 1957’de yayınlanan haritada da Yunan işgali altında olan adaların, 12 ada deniz sınırının dışında ve Türkiye’ye ait olduğu açıkça gösterilmiştir.
Lozan Antlaşması’nın 15. Maddesine ek olarak konulan haritaya bakıldığında da Yunanistan tarafından işgal edilen 18 Türk Adası ve 2 Türk Kayalığı’nın Lozan Antlaşmasında verilmeyen ve haritada altı kırmızı çizgi ile çizilmeyen ada ve kayalıklar olduğu açık bir şekilde görülmektedir.
Yunanistan’ın 1999 yılında Muğla Plati Kayalığı’nı iskana açma girişimi Başbakan Bülent Ecevit, Dışişleri Bakanı İsmail Cem ve Genelkurmay Başkanı Hüseyin Kıvrıkoğlu tarafından engellenmiştir.
Ancak anılan kayalık, Erdoğan ve AKP İktidarları döneminde 2006 yılında iskana açılmış, 2020 yılında da işgal edilmiştir.
Mevcut durum itibarıyla 18 Türk Adası ve 2 Türk Kayalığı Yunan işgali altındadır. 2015 Yılında AB Ankara Delegasyonu’na mektup gönderilerek Aydın Eşek Adası’nın Yunan işgali altında olduğu ve adadaki AB Frontex botlarının geri çekilmesi talep edilmiştir. AB, Eşek Adası’ndaki Frontex botlarını geri çekerek işgali kabul etmiştir. 06 Şubat 2019’da eski Yunan Başbakanı Çipras ile yapmış olduğum görüşmede Çipras, Adalar (Ege) Denizi’ndeki Yunan işgalini kabul etmiştir. Ayrıca, Genelkurmay Başkanlığı Karargahında 2009 yılında yapılan toplantıda Büyükelçi Basat Öztürk, adaların AKP Hükümeti’nin bilgisi dahilinde işgal edildiğini itiraf etmiştir.
1923 Lozan Antlaşması’nın 15. Maddesi ile İtalya’nın egemenliğine bırakılan ada sayısı 14’tür. 1947 Paris Antlaşması’nın 14. Maddesi ile egemenliği İtalya’dan alınarak Yunanistan’a devredilen ada sayısı 14’tür. Yunanistan, 2004 yılından itibaren 18 Türk Adası ve 2 Türk Kayalığı’nı işgal ederek bölgedeki ada sayısını 14’ten 32’ye çıkarmıştır.
TBMM Kararı olmadan Türk adalarında 13 Yunan Askeri Üssü tesis edilmiştir.
Adalara 5 binden fazla silahlı Yunan askeri yerleştirilmiştir. Yunan askerleri, hiçbir engelle karşılaşmadan elini kolunu sallayarak dolaşıyor.
Türk Adalarına top, uçaksavar, tanksavar ve havan v.b. ağır silahlar ile zırhlı araçlar yerleştirilmiştir. Silahların namluları Türkiye’ye yönlendirilmiştir.
AKP’destek veren gazeteler ile muhalif gazeteler başta olmak üzere bugüne kadar adalar hakkında görsel ve yazılı basına yaptığım yüzlerce açıklama ve basında çıkan haberlerin hiçbirisi konunun muhatabı olan Tayyip Erdoğan tarafından tekzip edilmemiş, edilememiştir.
Ünal Çeviköz, CHP Milletvekilleri ve basınla paylaştığı bilgi notundaki tamamen yalan ve uydurma ifadeleri nedeniyle başta Türk Milleti olmak üzere CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu ve CHP’li Milletvekillerinden özür dilemelidir. Aksi halde, Ünal Çeviköz’ün Kripto Yunan Ajanı ve Kripto AKP Ajanı olduğu bizzat kendisi tarafından tescillenmiş olacaktır.
Çeviköz, adalar hakkında gündeme getirdiği tezlerinin doğru olduğunu iddia ediyorsa, kendisini istediği TV kanalında tartışmaya davet ediyorum. Tartışmaya başta Mevlüt Çavuşoğlu olmak üzere kendisi gibi düşünen diplomat, akademisyen, siyasetçi, general, amiral, albay, kim varsa hep birlikte gelebilirler. Ben tek başıma geleceğim.