VURUN HA VURUN!

Ömer BEZCİ

Vatansız insanlarla geçirdiğimiz ilk hafta; niyetlerini, cihetlerini, seviyelerini ve seciyelerini anlamamız açısından oldukça faydalı geçti.

Aldatma Kandırma ve İhanet Listesi’ndeki vatansız insanlar, Türkiye’nin yedi bölgesinde yıkım ve yok etme görevlerine başladılar.

Barış sürecini halka anlatacağız, diyerek yola çıkmışlardı. Esas niyetleri ilk günden anlaşıldı.  Salonları tuttular, yemekleri hazırladılar, yardakçı yöneticileri, yandaş medya organlarını ve güdümlü dernekleri  bir araya topladılar. İhtişamlı çadır tiyatrolarını kurdular.

Ellerinde alt  yapı çalışmaları, ilmi tespitleri, yol haritaları, yöntemleri  ya da programları yoktu . Terör konusunda herhangi bir tecrübe  ve eğitimleri  de…

Adeta birer küçük Tayyipçiktiler. Nabza göre şerbet verdiler. Tek amaçlarının aldatmak ve kandırmak olduğu açıktı.

Bir bölgede Türkiye özerk bölgelere bölünsün, Türk kimliği ve Türk bayrağı kaldırılsın, dediler.

Başka bir bölgede teröristlere maaş bağlansın, Öcalan serbest bırakılsın, heykeli  dikilsin, dediler.

 Yurdun batısına gidildikçe yumuşadılar; şehitlere, gazilere ve ortadan kaldırmaya niyetlendikleri Türk Bayrağı’na sarıldılar.

Kan akmayacak, analar ağlamayacak,

Türkiye’nin bölünmesi akıllara bile getirilemez,

 Anayasa’nın ilk üç maddesine kesinlikle dokunulamaz,

“Savaş var, bitsin” dediler.

Sabrı sınırlarını aşan Türk milleti, memleket kadar büyük yumruklarını defalarca suratlarına indirdi.

Tiyatroları basıldı, yuhalandılar, derneklerden yaka paça kovuldular; yolları kesildi, Türk bayrağı öptürüldü.

Ardından vatansızlar cephesinden bir kadın iniltisi duyuldu:

'Vurun Kahpeye' denilerek linç ediliyoruz.

Türk milleti hep bir ağızdan cevap verdi:

Bu vatan bizim!

Yumruklar tekrar kalktı, herkes birbirinin gözünün içine baktı ve tek bir ses yükseldi:

Vurun ha vurun!  

Türk milleti vurmaya devam ediyor ve bu ihanet süreci sonlanana dek de devam edecek…