Ya devlet başa ya kuzgun leşe!

İdris TÜRKTEN

Efendim 1970’lerde Almanya'da yaşanmış bir hikayedir. Bizim gurbetçilerden birisi, her gün iş çıkışı bir birahaneye gider, tek başına en dipteki bir masaya oturur, paltosunun iç cebinden bir şişe çıkarır ve başlar yavaştan yavaştan içmeye.

Bir gün böyle iki gün böyle derken olay, Alman garsonun dikkatini çeker, bizimkinin yanına gider ve ne içtiğini sorar:

Gurbetçi: “Rakı” der.

Garson: “Ben de içebilir miyim” der ve bizimkisi bir duble rakıyı doldurur ve kendisine ikram eder.

Garson bir duble üzerine bir duble daha derken elini kulağına atar başlar düşünmeye.

Garson neden sonra masadan kalkıp giderken bizimkine döner ve: “Ne olacak Almanya’nın bu hali” der.

Şimdi Türkiye siyasetinin son yıllarına bakıyorum da ben de, “Ne olacak bu Türkiye’nin hali” demekten kendimi alamıyorum.

Ekonomi derseniz berbat, iç siyaset evlere şenlik, dış siyaset ise: “var mı ki” diye size soruyorum.

Gerçekten var mı Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin bir dış siyaseti? Eğer olmuş olsaydı 16 yıl evvel komşularımızla 'sıfır sorun' diye başladığımız serüven bugünkü noktada mı olurdu?

Milletler arası arenada Türkiye’nin bugünkü durumundan TC vatandaşı olarak memnun aklı başında bir Allah’ın kulu var mıdır, yoksa gelişen olaylara biz mi yanlış pencereden bakıyoruz?

Savaşta olabilirsiniz, hatta girmiş olduğunuz savaşı kaybedebilirsiniz de. Topraklarınızın bir kısmı işgal edilmiş olabilir ve geçmiş tarihte olduğu gibi.

Hatırlayın Osmanlı İmparatorluğu'nun son yıllarını; Balkanlar'dan, Kafkasya’dan, Ortadoğu’dan çekildiğimiz yılları.

Ama 'iki ayyaş' diye bugün dalga geçtiğimiz insanlar, çökmüş bir imparatorluğun küllerinden gencecik bir devlet kurdular, hem de hiç eğilip bükülmeden; hem kendi onur ve şereflerini, hem de Türk Milletinin şerefini koruyarak.

Ama son yıllardaki perişan halimize bakar mısınız? Beceriksiz korkak ve pısırık siyasetçiler sayesinde, Türk dış siyaseti yerlerde paspas ediliyor. Bozkurt soyundan gelen Türk Milletinin onuru ve şerefi beş paralık oluyor.

1992 Yılında Ege'de Muavenet zırhlısının vurulmasıyla irtifa kaybettik, Irak’ta askerimizin başına çuval geçirildi; 'müzik notası mı vereceğiz?' diye yetkililerce dalga geçildi. 2004 – 2018 Yılları arasında Yunanistan Ege'de 18 Türk adası ve bir kayalığı işgal etti hiçbir tepki gösterilmedi.

En son Papaz Brunson olayı.

Biz içeriden "Ey Amerika, ey Almanya" diye nara atarken, ABD’nin manyak başkanının bir twitiyle baktık ki, ev hapsinde olan papaz Brunson, ertesi gün salıverilmiş.

Yetsin artık bu pısırıklık, Türk Milletinin titreyip topyekûn ayağa kalkması gerekiyor.

Yeter artık! Millet olarak biz bu yapılanların hiç birisini hak etmiyoruz ve son söz olarak da:

“Ya devlet başa ya kuzgun leşe” diyorum.

Kalın sağlıcakla...