Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Bilgin, asgari ücret görüşmeleri sırasında "işçi sendikaları başkanları bana 8 bin liranın çok üzerine çıkmayın dedi" şeklinde bir açıklama yaptı. Sendikaların tepkisi üzerine Bakan açıklamasını tevil etmek istediyse de durumu kurtaramadı.
Bakan'ın bu açıklamasını Türk-İş Başkanı Ergün Atalay şu sözlerle açıkça yalanladı:
"Sayın Bakanı o akşam dinledim. Daha sonra canlı yayında bir daha dinledim. Ne benim ne benim arkadaşlarımın arasında 8 bin lira mevzu oldu. Ben Türk-İş’in talebinin 9 bin TL olduğunu açıkladım. Diğer sendika başkanlarından da 8 bin lira lafını duymadım. Bakan da evvelsi akşam düzeltti. 'Böyle bir talep gelmedi bana' dedi. Orada başka burada başka. YALANIN ŞÖYLE BİR HUYU VAR: ÜÇ GÜN SONRA İKİ GÜN SONRA ÇIKAR. Böyle bir şey olur mu?"
Türkiye’nin en büyük işçi kuruluşunun başkanı açıkça Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı'nın YALAN söylediğini ifade etmiş oldu.
Devlet adamlarının yalan söylemesi gelişmiş demokratik ülkelerde en vahim olaydır. Herhangi bir konuda yalan söylediği ortaya çıkan devlet adamları veya siyasetçiler istifa ederler.
Tabii bizim gibi "ileri demokrasi" içinde olanlar bu kapsamda değildir.
* * *
YALANCI ÇOBAN
Meşhur hikayedir ama kısaca hatırlatalım:
Küçük bir köyde çobanlık yapan bir genç köylünün koyunlarını otlatmakla görevlidir. Çoban -sırf şaka olsun diye- bir gün sürüyü merada bırakıp, sürüye kurtların saldırdığını söyleyerek köylüleri ayaklandırır. Sopasını, silahını alan köylüler sürünün yanına geldiklerinde görürler ki ortada hiç kurt yoktur. Çoban köylülerin bu haline bakıp kahkahalarla gülmüş.
Aradan bir süre geçtikten sonra yine aynı olay tekrarlanmış. Çobanın "kurtlar sürüye saldırdı" sözü üzerine köylüler "ne olur ne olmaz" diyerek yine ayaklanmışlar. Meraya geldiklerinde de çobanın şaka yaptığı anlaşılmış.
Ama daha sonra sürüye gerçekten kurtlar saldırdığında çobanın köylüleri çağırmasına kimse inanmamış. Çoban tek başına sürünün olduğu yere geldiğinde bakmış ki koyunların çoğu telef olmuştur.
* * *
YİNE DOĞALGAZ MÜJDESİ
Cumhurbaşkanı çok büyük bir müjde verdi. Karadeniz’de doğalgaz rezervleri bulunduğunu bu rezervlerin değerinin 1 trilyon dolar olduğunu açıkladı. Bu rakam dünya ölçeğinde bile çok büyük. Türkiye’nin tüm iç ve dış borçlarının tamamı kadar bir rakamdan bahsediyoruz.
Öyleyse, bu müjdeyle halkımızın tamamının bir bayram sevinci yaşaması gerekmez mi?
Ne gezer… Bu habere dış dünyadan bir tepki gelmediği gibi içeride de halkımız, hatta iktidar yandaşlarında bile heyecan uyandırmadı. Borsa, döviz gibi ekonomik parametreler hiç etkilenmedi.
Hatta Erdoğan’ın açıklamasını yaptığı salonda dinleyenler bile umursamadı. Erdoğan "neden alkışlamıyorsunuz?" demek zorunda kaldı.
Çünkü RTE ve Erdoğan’ın her seçim öncesi klasiklerinden biri, Türkiye’nin bir yerlerinde doğalgaz veya petrol çıktığına dair haberler verilmesiydi.
* * *
HER SEÇİM ÖNCESİ VERİLEN MÜJDELER
Cumhurbaşkanının açıklamasından sonra sosyal medyada eski müjdeleri hatırlatan paylaşımlar hafızamızı tazeledi. İşte eski müjdeler:
2007 Genel Seçimler: Trakya ve Tuz Gölü'nde doğalgaz, Manisa'da petrol
2009 Yerel Seçimler: Manisa, Niğde, Diyarbakır, Isparta ve Antalya'da petrol
2010 Referandumu: Ergani ve Manisa'da petrol
31.3.2014 Yerel Seçimler: Diyarbakır'da Türkiye'nin 40 yıl ihtiyacını karşılayacak kaya gazı (Şubat 2014)
7.6.2015 Genel Seçimler: Trakya'da 600 milyon metreküp doğalgaz (Ocak 2015)
1.11.2015 Genel Seçimler: Karadeniz'de 30 milyar metreküp doğalgaz (Ekim 2015)
24.6.2018 Genel Seçimler ve Cumhurbaşkanlığı Seçimi: Mardin, Şırnak, Hakkâri, Batman ve Siirt'te petrol, Trakya'da doğalgaz (Mayıs 2018)
31.3.2019 Yerel Seçimler: Siirt'te petrol, Trakya'da doğalgaz (Şubat 2019)
Ekim 2020 Akaryakıt fiyatları ve enflasyon almış başını gidiyorken: Karadeniz’de doğalgaz bulundu.
Ve EN SON MÜJDE, 26 Aralık 2022, en geç 6 ay sonra yapılacak seçimin havasına girerken: Karadeniz’de Çaycuma açıklarında yeni bir doğal gaz rezervi daha bulundu.
"Bu rezervle birlikte, Karadeniz’de bir trilyon dolar değerinde gaz rezervimiz oldu…"
* * *
Şimdi Türk-İş Başkanı'nın söylediği sözü tekrar etsek "hakaret ve iftira" suçu işlemiş olmayız sanırım. "YALANIN ŞÖYLE BİR HUYU VAR: ÜÇ GÜN SONRA ORTAYA ÇIKAR."
Belki de bu son müjde doğrudur. Elbette ben de bulunan rezervlerin doğu olmasını, üretilebilir miktarın yüksek, maliyetinin düşük olmasını gönülden diliyorum.
Fakat önceki müjdelerin "yalancı çoban şakası" olduğu ortaya çıktı. Bırakın kullandığımız gaz ve petrol ürünlerinin fiyatlarında düşme olmasını, fiyat artışlarının hızı bile kesilmedi. Bu yüzden hiç kimse müjdeye itibar etmiyor.
Ben ise ihtiyatlı bir iyimserlik içinde olmayı tercih ediyorum.
Şunu da unutmayalım. Gaz bulunmuş olsa bile bu bizi gelişmiş ülke yapmaz. Gazı en bol ülkeler Irak, İran, S. Arabistan, Venezuela ve hatta Rusya gibi olmamızı isteyenimiz var mı?
Hukukun üstünlüğü ilkesini benimsemiş, demokratik ve laik bir ülke olursak, akıl ve bilimden sapmazsak zenginlik ve refah zaten gelecektir.