Bir ölürmüş, bin doğarmış efendi
Yanan yürek; başkasının nasılsa
Bir şey olmaz; sizinkiler bedelli
Canan yürek; başkasının nasılsa!
Askerlik yapmayıp, asker yedikçe
Açılmaz surunda delik, gedikçe
Ciğeri kopuyor “yavrum” dedikçe
Anan yürek; başkasının nasılsa!
Suriyeli kaçar, gelmez cebire
Suriye’den şehit gelir habire
Dağ gibi Mehmet’i koyun kabire
Konan yürek; başkasının nasılsa!
Toplanır, dağılır, insanlar bakar
Çocukların hali yürekler yakar
Devlet övüp durur, madalya takar
Donan yürek; başkasını nasılsa!
Evlat, torun olmayacak bir daha
Çile bitti, dolmayacak bir daha
Dal kurudu, solmayacak bir daha
Sönen yürek; başkasının nasılsa!
Rum, Ermeni yaşar; Türkler ölürler
Paya gelir, tamamını alırlar
Rahat yaşar, vatanımda kalırlar
Kanan yürek; başkasının nasılsa!
Süleyman gör; anlatılmaz bu gidiş
Ölüm bize, makam size; nasıl iş
Laf olunca, savaşınız dişe diş
Yanan yürek; başkasının nasılsa!
28.12.2016-Yalova