Türkiye genel seçimleri 14 Mayıs 2023 tarihinde gerçekleşti. Seçim sonucunda Cumhur İttifakını oluşturan AK Parti, MHP, BBP ve YRP TBMM’de milletvekili çoğunluğunu kazandı. 28 Mayıs 2023 tarihinde yapılan ikinci tur seçimde Cumhurbaşkanlığına yeniden Recep Tayyip Erdoğan seçilerek yeni bakanları görevlerine atadı.
Ülkemizde yapılan son seçim sonrasında uygulanan mali ve para politikalarında bir değişiklik olmamış, enflasyon en temel sorun olmaya devam etmektedir. Temmuz ayında, başta vergi ve petrol olmak üzere yapılan zamlarla emekliler çaresiz kalmıştır. Petrole yapılan yüksek zamlar, aynı oranda tüm ürünlere yansıtılmıştır. Petrole ve enerjiye yapılan yüksek zamlar sonrası başta gıda olmak üzere eğitim, sağlık, ulaşım ve iletişim ürünlerine de yüksek zamlar gelmiştir.
Temmuz ayında ara zam olarak emekliler için açıklanan %25’lik zam kök maaşlara uygulandığı için hiç zam alamayan ve 7.500 TL aylık alan emekliler, çarşı-pazara çıkacak gelirleri olmadığından toplumun en yoksul kesimi olmuştur. Toplumun refahının en alt seviyeye düştüğü bir dönem yaşanmaktadır. Geçmiş yıllarda yaşanan ekonomik krizler, bu kadar derin olmamıştı. Bugün yaşanan ekonomik krizin bedelini en fazla emeklilerin ödemesinden büyük bir ders çıkarılmalıdır.
İşçi ve memur konfederasyonları toplu iş sözleşmeleriyle yüksek fiyat artışları karşısında çalışanların ücretlerini yıllık bazda yüzde 100’ün üzerinde artırılmıştır. Sendikasız ve korumasız bir kesim olan emeklilerin toplu pazarlık hakkı olmadığından, emekli aylıkların artırılması yıllık TÜFE artışına ve hükümetin takdirine göre belirlenmiştir.
Emeklilere sendika hakkı tanınmadan emeklilerin sorunları çözülemediği gibi emekli aylıkları olması gereken düzeye ulaşamamaktadır. Emeklilerin kök aylıkları giderek çıkarılan yasalarla son 20 yılda küçüldüğünden emekli aylık sisteminin tüm dengeleri bozulmuştur.
Çalışanın işe giriş tarihi, prim ödeme gün sayısı ve sigortalılık sürelerinde bütünlük olmadığından, çalışan sigortalılar ve emekliler birbirlerinin kıyaslar durumuna gelmiştir. Mevcut emeklilik sistemimizde çalışanlarımız emeklilik maaşı alabilmek için 25-40 yıl boyunca devlete peşinen kazanç vergisi, sigorta ve emeklilik bedellerini ödemektedir. Bu bile emeklilere verilecek ücretlerin yeni işe başlayan ve daha devlete yeni sigorta ve vergi ödemeye başlayan asgari ücretli bir çalışandan yüksek olması gerektiğini açıkça ortaya koymaktadır.
Hükümetin uyguladığı ve her ürünün denetimsiz bir şekilde arttığı bir ekonomik program toplumun her geçen yıl daha da yoksullaşmasına neden olmuştur. Başta petrol ve enerji ürünleri olmak üzere vergiler aracılığıyla yapılan dolaylı zamlarla, emekli kesimine verilen maaş zamları kısa sürede geri alınmış ve hiçbir artış almayan 7.500 TL aylık maaşı olan emekliler ise toplumun en yoksul kesimi olmuştur.
Devlet ve hükümet milet için vardır. Milletin geçim sorunları ağırlaşmış, yaşamakta olduğumuz yaz aylarına rağmen emeklilerimiz tatili, memlekete gitmeyi bırakın yaşadığı şehirde sokağa bile çıkamamaktadır. Sağlığı için yeterli gıdayı tüketemediği için sağlığından da olmaktadır.
Çarşı-pazar fiyatları ile TÜİK’in açıkladığı ürün fiyatları arasında büyük farklar vardır. TÜİK’in enflasyon hesaplama yönteminde sıkıntılar olduğu herkesçe kabul edilmektedir. Bir kamu kurumu olan TÜİK, milyonlarca çalışanın ve emeklinin gelirlerinin belirlenmesinde direk etkisi olduğundan emekliler ve çalışanların aylık gelirleri her geçen yıl azalmaktadır.
Emeklilerimiz güzel ülkemiz için 25-40 yıl çalışmış ülke ekonomisi için ellerinden gelen tüm katkıları bu sürede yapmışlardır. Milletçe ve bilhassa ülke yönetimine gelen hükümet yetkilileri olmak üzere emeklilerimize emeklilik yaşamlarında insanca yaşama şartları sunulmalıdır. Öncelikle, emekli aylıkları seviyeleri incelenerek mevcut tüm taban aylıklar (kök maaş) asgari ücrete endekslenmelidir. Hemen ardından da aylık bağlanma oranları yeniden düzenlenerek intibak yapılarak prim kazancı ve prim ödeme gün sayılarına göre emekli aylıkları yeniden hesaplanarak emeklilerimize hak ettikleri ücretler verilmelidir.