Eroğlu, BM Genel Sekreteri'nin çok uzun olmayacak bir süre içinde Ada'da anlaşmaya varılmasını istediğini, Kıbrıs konusunda yeniden başlayan görüşmelerin bu yılsonuna kadar bir anlaşmayla sonuçlanması ve her iki tarafta da referanduma sunulması beklentisi içinde olduklarını söyledi.
Görüşmenin ardından BM'de gazetecilere açıklama yapan Eroğlu, "Mühim olan iyi niyetle müzakereleri sürdürüp, her iki halkın kabul edebileceği bir anlaşmayı referanduma koyabilmektir. Biz 50 yıla yakın bir süredir devam eden bu müzakerelerin bu yılsonuna kadar bir anlaşmayla sonuçlanması ve her iki tarafta referanduma sunulması beklentisi içindeyiz" diye konuştu.
KKTC Cumhurbaşkanı Eroğlu, BM'deki toplantılarının ardından Türkevi'nde düzenlediği basın toplantısında da Türk gazetecilerin sorularını yanıtladı. New York'a Rum tarafını suçlamaya gelmediklerini vurgulayan Derviş Eroğlu, tarafların yarım asra yaklaşan bir süredir birbirlerini suçlayarak boşa zaman kaybettiklerini, bundan en büyük zararı Kıbrıslı Türklerin gördüklerini belirtti.
Ambargo ve izolasyon atlında yaşamak zorunda bırakılan Kıbrıs Türk toplumunun 21. yüzyılda artık uluslararası toplumun parçası olmak istediğini vurgulayan Eroğlu, "Kapsamlı çözüm bulunması konusunda 10 yıl önce cesaretle iradesini ortaya koyabilen bir halkın artık daha fazla ikinci sınıf muamele görmesi adil değildir. Bu adaletsizliğin, bu haksızlığın düzeltilmesinin yollarından birisi kapsamlı çözümse biz buna hazırız. Ama bunu tek başımıza bulamayacağımıza göre, 'zaten müzakereler devam ediyor' denilerek insanlarımızın görmezden gelinmesine, ayrımcılığa, izolasyon ve ambargolara maruz bırakılması kabul edilemez. Bunun net şekilde anlaşılmasını istiyoruz. Tüm samimiyetimle söylüyorum, biz bu çözümü yapmaya varız" diye konuştu. Görüşmelerin başlamış olmasının, olumlu bir sonuca varılabileceği konusunda kendilerine umut verdiğini belirten Eroğlu, son dört yıl içinde anlaşılan konuların geçerliliğini korumasını istediklerini, görüşmeleri çok uzun sürmesini istemediklerini belirtti ve "Anlaşılmış konuları yok sayıp her şeye yeniden başlayalım diye yola çıkarsak, takdir edersiniz ki zaman kaybı olur. Aslında ne bizim halkımızın ne de Kıbrıs Rum halkının müzakerelerin bir 40 yıl daha sürmesine tahammülü olacağını sanmıyorum" dedi.
Görüşmenin ardından BM'de gazetecilere açıklama yapan Eroğlu, "Mühim olan iyi niyetle müzakereleri sürdürüp, her iki halkın kabul edebileceği bir anlaşmayı referanduma koyabilmektir. Biz 50 yıla yakın bir süredir devam eden bu müzakerelerin bu yılsonuna kadar bir anlaşmayla sonuçlanması ve her iki tarafta referanduma sunulması beklentisi içindeyiz" diye konuştu.
KKTC Cumhurbaşkanı Eroğlu, BM'deki toplantılarının ardından Türkevi'nde düzenlediği basın toplantısında da Türk gazetecilerin sorularını yanıtladı. New York'a Rum tarafını suçlamaya gelmediklerini vurgulayan Derviş Eroğlu, tarafların yarım asra yaklaşan bir süredir birbirlerini suçlayarak boşa zaman kaybettiklerini, bundan en büyük zararı Kıbrıslı Türklerin gördüklerini belirtti.
Ambargo ve izolasyon atlında yaşamak zorunda bırakılan Kıbrıs Türk toplumunun 21. yüzyılda artık uluslararası toplumun parçası olmak istediğini vurgulayan Eroğlu, "Kapsamlı çözüm bulunması konusunda 10 yıl önce cesaretle iradesini ortaya koyabilen bir halkın artık daha fazla ikinci sınıf muamele görmesi adil değildir. Bu adaletsizliğin, bu haksızlığın düzeltilmesinin yollarından birisi kapsamlı çözümse biz buna hazırız. Ama bunu tek başımıza bulamayacağımıza göre, 'zaten müzakereler devam ediyor' denilerek insanlarımızın görmezden gelinmesine, ayrımcılığa, izolasyon ve ambargolara maruz bırakılması kabul edilemez. Bunun net şekilde anlaşılmasını istiyoruz. Tüm samimiyetimle söylüyorum, biz bu çözümü yapmaya varız" diye konuştu. Görüşmelerin başlamış olmasının, olumlu bir sonuca varılabileceği konusunda kendilerine umut verdiğini belirten Eroğlu, son dört yıl içinde anlaşılan konuların geçerliliğini korumasını istediklerini, görüşmeleri çok uzun sürmesini istemediklerini belirtti ve "Anlaşılmış konuları yok sayıp her şeye yeniden başlayalım diye yola çıkarsak, takdir edersiniz ki zaman kaybı olur. Aslında ne bizim halkımızın ne de Kıbrıs Rum halkının müzakerelerin bir 40 yıl daha sürmesine tahammülü olacağını sanmıyorum" dedi.