Yaza Veda…
Baharla gelen yaşam sevinci, yazla devam etti. Mevsim artık sonbahar. Hazan, hüzün mevsimi. Yapraklar tüy gibi dallardan dökülürken, göçmen kuşlar kafileler halinde uzaklara gitmek üzere yükseklerde kanat çırparken bazı şeylerin sona yaklaştığını görmemek, hissetmemek olası değil.
İşte Türkiye böyle: Demokrasiye, insan haklarına, özgürlüğe, dürüstlüğe, üniter devlet yapısına hazan mevsimi gibi veda ediyor. Aval aval bakıyoruz. Ne zaman hazan yaprağı yerine kafamıza taş düştüğünde olayı fark edeceğiz ama aptal uykusundan uyanmak bir işe yaramayacak. Üzgünüz ama çaresiz değiliz. Çare sizsiniz.
Üş kişi şahit bulup bu adam firavuna hakaret etti diyebilecek ve tutuklatabilecek gerzeklerin olduğu bir ülkede bir iki satır yazı yazmak, adam gibi düşünenlerin ifadelerine tercüman olmak artık mazide kaldı. Bir yerde okuyucu da sıkıldı hep aynı konular. Arsızlık, yolsuzluk, yalan, dolan, hakaret, had safhada din istismarcılığı. Yazılanlar okunmaz veya dikkate alınmaz oldu.
Bu ortamda yapabileceğimiz fazla bir şey kalmadığını görerek veda etme zamanının geldiğini düşünüyorum. Allah’a emanet olun. Site yöneticilerine, okuyuculara başarılar diliyor, teşekkür ediyorum.