Son dönemde İYİ Parti içerisinde yaşanmakta olup kamuoyuna yansıyan olumsuzluklar sebebiyle; bu olumsuzlukların yaşanmasında aktif rol oynayan özellikle İstanbul 2'nci bölge milletvekili aday listelerinin ön sıralarında yer alanların, seçilecek yerlerde olmalarını sağlayan yetkililerin kullandıkları kriterlerin mercek altına alınması ve İYİ Parti'nin aday belirleme sisteminin gözden geçirilmesi hakkındaki kanaatimi belirtme ihtiyacı hissettim
Bilindiği gibi, son genel seçimlerde İYİ Parti'nin 2. Bölge milletvekili adayları listesinin 23'ncü sırasında yer aldım ve seçim çalışmalarının her aşamasında partimizin Bayrampaşa, Beyoğlu, Beşiktaş, Esenler, Eyüp, Fatih, Gaziosmanpaşa, Kağıthane, Sultangazi, Sarıyer, Şişli, Zeytinburnu ilçe teşkilatı mensupları ile birlikte bu ilçelerimizi mümkün olduğunca dolaşarak seçmenlerle güzel sohbetler gerçekleştirdik.
İYİ Parti İstanbul 2'nci bölge milletvekili adayları sıralamasında ilk üçte yer alanların bu günkü durumunu, partileri aleyhindeki davranışları sebebiyle gündemde olmalarından dolayı özetleyecek olursak;
1 Ümit Özdağ; İYİ Parti'yi özellikle yandaş TV kanallarında tartışılır duruma getirdi.
2 Fatih Mehmet Şeker; Milletvekili seçildi ve kısa bir süre sonra İYİ Parti'den istifa etti.
3 Özcan Pehlivanoğlu; Seçilemedi ve sonrasında, Taban Hareketi diye bir grup oluşturup, grup olarak başka bir parti kuracaklarını açıkladılar.
Yaşanan süreç; Seçildikten kısa bir süre sonra partiden istifa eden, başka parti liderlerinin elini öpen, abuk sabuk açıklamalar yapanların seçildikleri sıralara nasıl konuldukları sorgulanır hale geldi.
2'nci bölgedeki 12 ilçe teşkilatı ve sıralamada bu kişilerden sonra gelen 25 milletvekili adayları olarak hepimiz, bu arkadaşların 2'nci bölgeyi ve İYİ Parti'yi temsil edecek milletvekili olmalarını sağlamak için tüm gücümüzle mücadele ettik.
Sorgulanması gereken husus; bu muhteremler hangi kriterlere göre bu sıralamalara yerleştirildikleri ve bunların diğer 25 adaydan önde olmalarını sağlayan özelliklerinin ne olduğudur!
Şunu samimiyetle ifade edebilirim ki; seçimlerde, sıralamada bu kişilerden sonra yer alan adaylar olarak onlardan daha fazla çalıştık, onlardan daha fazla emek ve para harcadık!
Milletvekili seçimleri öncesinde adaylar belirlendiğinde, 2'nci bölge milletvekili adayları olarak bölgedeki ilçe başkanlarımız ile birlikte Eyüp Sultan İlçe Başkanlığımızda bir tanışma toplantısı yapmıştık.
Sözkonusu toplantıda, adaylar kendilerini tanıtırken, 2'nci sırada yer alan Mehmet Fatih Şeker, özellikle benim tepkimi çeken öyle bir konuşma yaptı ki, evlere şenlik! Sayın Şeker’in toplantı sırasında kendisini tanıtırken kullandığı cümleleri, parti içi özel bir toplantı olması sebebiyle burada yazmayacağım. Ancak, kendisi öncelikle benim ve sonrasında da ilçe başkanlarımızın yoğun eleştirilerine maruz kalmıştı.
Daha ilk karşılaştığımızda, partiye bağlılığının olmadığını ve yararı olmayacağını kolayca anladığımız bu kişiyi adayların 2'nci sırasına yazılmasını sağlayan kişi(ler) ya da sistem, bu kişinin gerçek niyetini nasıl ve neden anlayamaz?
Genel seçimler sonrasında yapılan mahalli seçimlerde, parti teşkilatlarında görev yapanların ve seçmenlerin çok iyi bildiği, aday belirlemelerinde yapılan bariz hatalar, oldu-bitti ile geçiştirilmemelidir! Özellikle Mersin faciasında, il başkanının görevden alınması ile yetinilmesini partililer yeterli bulmadı. Kasıtlı olduğu düşünülen o davranışı gerçekleştiren il başkanını bu göreve atayan sürecin tümüyle sorgulanmasını hep birlikte bekledik.
Gerek genel seçimlerde, gerekse mahalli seçimlerde birçok seçim bölgesinde yapılan aday belirlemeleri sırasında, beklenen oy’un alınmasını engelleyen, kazanılması beklenen belediye başkanlıklarının kaybedilmesine sebep olan ve teşkilatlarda ciddi dalgalanmalara yol açan bariz hatalar yapıldı.
Bu hataların, "Hata oldu affedersiniz" (!) diyerek geçiştirilmek yerine, mercek altına alınıp detaylı bir şekilde sorgulanması şarttır.
Hatanın kaynağı doğru tespit edilmeli ve hata, kişilerden kaynaklanıyor ise kişiler, sistemden kaynaklanıyor ise sistem değiştirilmelidir! Bu hataların, İYİ Parti’nin irade sahibi yöneticileri açısından partinin lehine dönüştürülmesi, ortak aklı tercih eden bir yönetim anlayışıyla mümkün görünmektedir.
Aksi taktirde, bu hataların tekrarı ile karşılaşılması kaçınılmaz olacaktır.
Görünen o ki; asıl mercek altına alınıp sorgulanması gereken husus, partinin demokrasiye bakışının aynası olan, parti içi seçimlerdeki (seçimlere girecek adayların, delegelerin, ilçe ve il yönetim kurullarının, GİK, vb) önceden belirlenmiş kriterlere uygun aday ve listelerin belirlenmesi ile sıralamaların oluşturulması sadece birkaç yöneticiye bırakılmamalı, demokratik kriterlere uygun bir şekilde oluşturulacak olan seçim sistemi ile gerçekleştirilmelidir. Bunun, kısmen de olsa örneklerini genel merkez seçimlerinde uygulanmakta olan çarşaf liste uygulamasında görmekteyiz.
Elbette ki, partinin vizyonundan sapılmaması ve yönetimdeki ihtiyaçları karşılayacak liyakat sahiplerinin belirlenebilmesi için üst yönetime bir inisiyatif bırakılmalıdır. Ancak, Genel ve Mahalli seçimlere girecek adayların listesi öncelikle partililerin ve seçmen tercihlerinin belirlenmesinin ardından üst yönetimin tercihine bırakılması bir zorunluluk haline gelmiştir.
Ve bu zorunluluğun işlerlik kazanması İYİ Parti'nin gerek yerelde gerekse genel seçimde iktidara yürüyüşünün önemli bir dönemecini gözler önüne sererken, ülkenin 'merkez partisi' olabilme fırsatını da sunacaktır.