Yediklerimiz yanında domuz eti masum kalır

Nurettin BÖLÜK

                                   

                Yediklerimiz yanında domuz eti masum kalır

                Yiyecek ve içeceklerimiz ile ilgili birçok dinî hükümlerden söz edebiliriz. Genel hüküm yenilebilir olanlara helâl, yenilemez olanlara da haram deriz. Haram yetkisi Allah’a aittir. Harama sebep olan şeylerde haram kabul edilir. Haramı hile, iyi niyet, meşru kılmaz. Meşru olanı helal olmasıdır.

                Haram-helal, dinî bir kavramdır. Dinî bir belirleme olmadığı sürece, yasaktan ve haramdan söz edilemez. Allah, yeryüzünde her şeyi insan için yarattığını, göklerde ve yerde bulunan her varlığın insanın emrine bir lütuf olarak verildiğini buyurmaktadır. (Bakara/29, Casiye/13)

                Araf suresi 32.ayette: Allah’ın kulları için yarattığı temiz giysileri ve temiz yiyecekleri kim haram kıldı? Denilmektedir.

                Hangi yiyeceklerin haram kılındığı Enam suresi 145.ayette: Leş, akmış kan, domuz eti, Allah’tan başkası adına kesilenler, Nahl suresi 115.ayette: Aynı yasaklardan söz edilirken, ancak kim güç durumda kalır da haddi aşmadan aşırılığa kaçmaksızın bunlardan yemeye mecbur kalırsa, ona bir günah yoktur. Çünkü Allah çok bağışlayıcıdır, çok merhametlidir.

                Zararı olan şeyler haram kılınmıştır. Enam/145’de belirtilenlerin dışında, zehirli ve uyuşturucular, sarhoşluk veren maddeler, insan sağlığına zarar verdikleri için haram kılınmıştır.

                Zaruret halinde, haram olan gıdaların zaruret geçinceye kadar; asgari miktarda tüketilmesine izin verilmiştir. Bu tür tüketim haram kabul edilmez. İhtiyaç bitince tüketilmeye devam edilmesi haramdır.

                Günümüzde en çok tartışılan konuların başında domuz etinin haram oluşu gelmektedir. Ayette domuz etinden söz edilirken; diğer organlarından söz edilmemiş olması, bazılarınca diğer organlarının helal olduğu düşüncesini de doğurmuştur. Hadislerden de hareketle alimlerin büyük çoğunluğu domuzu bir bütün olarak pis bir hayvan olarak nitelemektedirler. Bu sebeple domuzun etinin yanında yağı, kemiği, derisi, sütü de dahil olmak üzere bütün parçaları gıda olarak tüketilmesi haramdır.

                Domuzun haram oluşunu bildiren ayetler indiği dönemde, niçin sorusuna cevap almak ilmi olarak pek mümkün değildi. Bugün yapılan analizler sonucu, domuz etinde bulunan sutoksin maddesi kanın kirlenmesine ve lenflerin iltihaplanmasına sebep olur. Domuz beslenirken pislik dahil her türlü besini yer, dolayısıyla etinin yapısı zararlı maddelerle bozulur. Ayrıca domuz eti fazla miktarda kükürt biriktirir, yağ oranı yüksektir. Bütün bu sebeplerden dolayı faydasından çok zararı olan domuz eti haram kabul edilerek yasaklanmıştır.

                Haram olan bir gıdanın, değişikliğe uğratılarak helal olan başka gıdalara katılması da haram olarak kabul edilir.

                Yiyecek ve içeceklerimizin önemli bir bölümü, haram gıdaların değişiklik (istihâle) ve karışım yapılarak helal gıdalarla beraber kullanılması tartışılan konuların başında yer almaktadır.

                Mesela: Gübreler doğrudan tüketildiğinde zararlıdır, haramdır. Toprağa karıştırılıp bitkilerin istifadesine sunulduğunda bitkinin ürettiği sebze ve meyveler faydalıdır, helaldir.

                Bu gıda katkı maddelerinden jelatin, mayalar, ilaçlara kadar birçok ürünün bileşiminde İslam’ın haram kabul ettiği unsurlar bulunmaktadır. Bunlar arasında domuz, murdar hayvan ve alkol en yaygın olanlarıdır.

                İlaçların terkibinde kullanılan alkol ve hayvanların sindirim sisteminin bir bölümünden alınan peynir mayası ve yapılan peynirler helal sayılmaktadır.

                Benim bu yazımda vurgulamak istediğim en önemli konu: Kozmetikten şekerlemelere, unlu mamullerden ilaç sanayiine, kadar geniş bir uygulama alanı bulunan jelatin maddesidir. Jelatin, hayvanların (domuz, sığır, balık, kümes hayvanları) deri, kemik, kıkırdak, bağ dokusu gibi kısımlarının uzun süre kaynatılması, asit ve kireçle belli işlemlere tabi tutulması sonucunda elde edilen şeffaf ve yumuşak bir maddedir. Üretilen jelatinlerin tamamı hayvan kaynaklıdır.

                Ülkemizde jelatin üretimi 2021 yılına kadar yapılmamıştır. Kullanılan jelatinin tamam ithaldir. Avrupa’daki jelatin üretiminin %70’i domuz kaynaklıdır. (Salih Tuğ-Özden Özdemir. İslam Fıkhı açısından Helal Gıda sempozyumu 2009 Bursa s.87) 2021 yılından itibaren ülkemizde de helal jelatin üretimi başlatılmıştır. Yine de çoğunlukla yurt dışından ithal tüketilmektedir.

                Jelatin, gıda ürünlerinde kıvam artırıcı olarak kullanılır. Jel yapısı diğer kıvam artırıcılara göre çok yüksektir. Hazır yoğurtların kıvamlı yapısı ve raf ömrünün uzun olması mayalanma sırasında jelatin kullanılmasındandır. Buğday ununun beyazlatılmasında, dondurmalarda, yaş pastalara kıvam verilmesinde, şekerlemelerde hep jelatin kullanılır. İnsan sağlığına zararı olmamakla beraber, üretimi ucuz ve kolay olduğu için piyasada kullanılan jelatinlerin büyük çoğunluğu domuzlardan elde edilmektedir. Bu tür gıdalarda yeterince denetim yapılmadığından yediklerimizin domuzlardan elde edilen jelatinlerin olması; haram olanı tükettiğimiz ihtimal dahilindedir.

                Ayrıca domuz eti kadar zararlı olan alfatoksinli ürünlerin karaciğer kanseri, böbreklerde ve sinir sisteminde tahribatlara sebep oldukları artık herkes tarafından bilinmektedir. Yüksek miktarda alfatoksin taşıyan besinler, en az domuz eti kadar insan vücuduna zarar vermektedir.

                Domuz eti, bir örnek olarak; insana zarar veren bir besin olarak yasaklanmış ve haram kabul edilmişse, diğer zarar veren besinlerinde haram kabul edilip yasaklanması gerekir. Bu tür zararlı besinlere de eş göstererek domuz etinin haramlığı gibi dinî bir yaklaşımla haram kabul edilmeli ve yasaklanmalıdır. Donmuş gıdalarda zararlı taşıma riski bakımından bu guruba girmeli.

 

                Nurettin Bölük 20.10.2024