Yeni yaklaşımlar, Yeni senaryolar !
Siyasi iktidar gündemi belirlemede, saptırmada süper beceriye sahip. Tüm gündemleri silip süpürüyor kendi gündemini kendi belirliyor. Cılız muhalefetin gündemi hep güme gidiyor. Elinin altında hemen hemen hiç medya olmadığı gibi sivil toplum örgütü de bulunmayan muhalefet nal topluyor, etkisiz kalıyor. Üç muhalefetten birisi kendisini parlamento dışına atmış durumda tekrar girip girmeme mücadelesi veriyor. Bir diğeri devlette yapılmakta olan yeni kadrolaşmadan pay alabilmek için iktidara vantuz gibi yapışmış durumda. Muhalif değil kayıtsız şartsız iktidar destekçisi. Muhalefeti, basını, sendikası, sivil toplum örgütü bulunmayan, bulunsa bile sembolik olarak ortada dolaşan kamuoyu yaratacak güçler yoklar.
İç ve dış siyasette yapılan hatalar eleştirilemiyor, etraf ajan, haber elemanı ile kaynayan ortamda eleştirel hiçbir şey konuşulamıyor, yazılamıyor. Dikensiz gül bahçesi, içinde gezinen kelebeklerden geçilmiyor. Fiskos gazetesinde akla hayale gelmedik haberler dolaşıyor, tabi hepsi varsayım. Partiler kuruluyor, partiler dağıtılıyor. Doların geleceği karanlık, Türkiye’nin geleceği karanlık olarak insanlara mutsuzluk ve ümitsizlik veriyor. Çare ise belli. Ama çarede birleşen yok. Olmayınca da iktidarın ekmeğine yağ sürülüyor. Böyle olduğu için bu ülkeye başkanlıkta gelir, ümmete dayalı islâm cumhuriyeti de, hatta sultanlık bile.
İçte ve dışta savaş halinde olan bir ülke halkının demoralize olmaması nasıl sağlanır. Başkanlık da başkanlık diyerek. O kadar üsteleniyor ki insanlara bıkkınlık geldi. Yapın şu referandumu da bu işi bitirin diye sızlanmalar bile başladı. Yeter ki kurtulalım. Yetti artık diyenlerin haddi hesabı yok. Kurtulalım ama kimden, neden kurtulacağız onu söyleyen de yok, söylemeye cesaret edende….Hayat pahalılığından şikayetçi olmayan bir Allah’ın kulu yok. Tepki de yok. Neymiş efendim dünyada da hayat pahalılığı varmış. Gerekçe bu. Her gün şehit haberi ilke sarsılıyoruz. Acı haber yetmezmiş gibi şehitlerin bir kısmı şehit sayılmıyor. Açıklaması ise yok.
Her önümüze gelene rest çekiyoruz. Her eleştireni ortadan kaldırıyoruz. Ne güzel memleketteyiz değil mi? Gül bahçesinde birkaç diken daha kaldı onları da susturduk mu müreffeh Türkiye’yi yaratmış olacağız. Ey Amerika, Ey AB duy sesimizi. Şangay beşlisi sizde duyun. Falsolar, yanlış söylemler, yanlış kararlar, diplomatik dilin dışında beyanatlar, konuşmalar. Nereye gidiyoruz? Bilen varsa anlatsın. Eskinin lafı ile nurlu ufuklara mı dersiniz?
En önemli senaryolardan biri siyasi iktidarın eski bakan ve milletvekilleri ile belediye başkanlarının tutuklanacağı yönünde fısıltı gazetesi manşetten haber yapıyor. Ya doğru çıkarsa? İktidar böyle bir girişimde bulunursa parti ne olur, bulunmazsa ne olur? Senaryo çok. Darbe dönemleri hariç tüm siyasi iktidar liderleri hep kayıtlı oldukları partilerden ayrılarak, yeni parti kurup iktidarı elde ettiler. Türkiye’de siyasi teamüller böyle ise, gelecek günler hiçte yabana atılacak gibi değil. Bu arada batılı devletler artık kartlarını açmış durumda. Onlarda yeni senaryo yaratma ve gerçekleştirme peşinde. Pek yabana atmamak gerekir. Askerimiz yaralı, polisimiz yaralı, halkımız yaralı. Ya yara sarılacak ya da halkımız kendi yarasını kendi saracak.