Dernek açıklamasında"Mevcut iktidar döneminde Gazi Mustafa Kemal Atatürk'e hakaret eden insanlar ortaya çıkmış ve son dönemde bunlar daha da fazlalaşmıştır. . Cezalandırılmak bir yana, hasta yataklarında ziyaret edilip ellerinin sıkıldığına şahit olduk ! Böylesi bir yaklaşımın suçluları daha da cüretlendirmesinden ve söz konusu saldırıların artmasından endişe etmekteyiz." dedi.
Yeniden Aydınlanma Derneği'nin açıklaması şu şekilde;
"Ülkemizin içinden geçtiği sürecin ciddiyetini göz önüne alarak bu bildiriyi yayınlama gereği duyduk.
Demeğimiz bilim insanları ve eğitimciler yoğunlukta olmak üzere çeşitli meslek gruplarından uzmanlar ve idealist öğrenciler tarafından kurulmuş, varlığını ülkemizin sorunlarına çözüm getirecek düşünce ve projeleri üretmek üzerine inşa etmiştir.
Düşünce ve proje üretmek için ihtiyaç duyulan iklim, düşünce ve fikir özgürlüğünün olduğu, insanların ve sivil toplum kuruluşlarının kendilerini rahatça ve açıkça ifade ettikleri bir ortamdır.
Mevcut iktidar partisinin 16 yıllık iktidarının özellikle son 6 yılında sözünü ettiğimiz özgürlükler sınırlanmış, bu durum Avrupa Birliği komisyonları da dahil olmak üzere yerli ve yabancı sivil toplum örgütlerince dile getirilmiş, raporlar yayınlanmıştır. İçinde yaşadığımız OHAL ortamında şartlar daha zorlaşmış, düşünen, yazan, konuşan insanlar 'acaba bu cümlemde suç unsuru var mıdır?' diye düşünmeye başlamış, bu da beraberinde oto sansürü getirmiştir. Bu şartlar altında üretmek ve paylaşmak zorlaşmış, hatta olanaksız hale gelmiştir. Özgür düşünce, korku ve baskı ortamıyla engellenmektedir.
Bizler Dernek olarak ülkemizin ilk aydınlanma sürecinin Gazi Mustafa Kemal Atatürk ile başladığına inanıyoruz. Kurucu ilkeler ve devrimlerin ışığında kurulan Türkiye Cumhuriyeti'nin kazanımlarının değerinin altını çiziyor, bu değerlerin bizim için kırmızı çizgiler olduğunu özellikle ifade ediyoruz. Bu nedenle derneğimizin adını YENİDEN AYDINLANMA DERNEĞİ olarak belirledik.
Mevcut iktidar döneminde Gazi Mustafa Kemal Atatürk'e hakaret eden insanlar ortaya çıkmış ve son dönemde bunlar daha da fazlalaşmıştır. . Cezalandırılmak bir yana, hasta yataklarında ziyaret edilip ellerinin sıkıldığına şahit olduk ! Böylesi bir yaklaşımın suçluları daha da cüretlendirmesinden ve söz konusu saldırıların artmasından endişe etmekteyiz.
Kurucu değerlere yapılan saldırılara, Türklüğe yapılan saldırılara, hatta 'Türkiye' adına duyulan alerjiye şahit olduk. Üstelik bunları dile getirenlerin mevcut yasalarla cezalandırılmaları bir yana en itibarlı gazetelerde köşe- kenar sahibi yapıldığını ibretle izledik. Türk milleti kavramı yerine ısrarla hem sahte, hem siyasi ümmetçiliğin inşa edilmeye çalışıldığını gördük.
Tüm bunları alt alta topladığımızda mevcut iktidar döneminde özgürlüklerin gerilediğini, düşünce insanlarının başları üzerinde OHAL'in Demokles'in kılıcı gibi sallandığını, kurucu değerlerin çiğnendiğini yüreğimiz acıyarak gördük.
Einstein'in ifade ettiği gibi; 'Hiçbir sorun o sorunu yaratan bilinç düzeyiyle çözülemez...' İktidarın kendi getirdiği OHAL'i kaldırma vaadini samimi bulmuyoruz. Kısıtladığı özgürlüklerin artacağı konusundaki ifadeleri samimi bulmadığımız gibi!
Ülkemizin yeni bir enerjiye, sinerjiye ve vizyona ihtiyacı olduğunu düşünüyoruz.
Fikri hür, vicdanı hür, irfanı hür bir sivil toplum kuruluşu olarak daha fazla özgürlük vaat eden, kurucu değerlere dönüleceğinin altını çizen, demokrasinin güvencesi çoğulcu parlamenter sistemi savunduğunu ifade eden MİLLET İTTİFAKI'nın Cumhurbaşkanı adaylarını 24 Haziran seçimlerinde ve 8 Temmuz'da gerçekleşecek olası Cumhurbaşkanlığı ikinci tur seçimlerinde desteklenmesi gerektiğini düşünüyoruz.
Ülkemizin tazelenmeye, üzerimize çöken baskı ikliminden kurtulmaya, düşünce ve ifade özgürlüğü önündeki engellerin kalkmasına ihtiyaç duyulduğu izah gerektirmeyecek bir zorunluluktur."