Siyasi partilerde eğitim konusunu işledikten sonra yerel yönetimlerde eğitim konusunu da incelememek olmazdı.
En detaylı ve sürekli eğitim çalışması 2010 yılından bu yana TBB- Türkiye Belediyeler Birliğince yapılıyor. Genellikle katılım bin kişi ile sınırlı. Ancak bazen bu sayı talebe göre artabiliyor. Eğitim konularından bazıları; Kişisel imaj, Dünyada belediyecilik, Şartname ve sözleşme hazırlanması, Hizmet- mal alım ihalesi, Sayıştay eğitimleri, Değer zinciri yaratmak, İş hayatında başarı ve sunum, Hafıza teknikleri, İkna yöntemleri, Resmi yazışma kuralları, Stres- öfke kontrolü, Özgüven geliştirme, Etkili iletişim ve beden dili, İmar mevzuatı, Çalışanların mali hakları, İş Kanunu, 2886 eğitimi, Liderlik- yönetici geliştirme, Diksiyon eğitimleri vb.
Yaklaşık 150 eğitim konusu var. Aynı konuda birkaç eğitim de planlanmış. Son dönemde Kasım 2020’den 21.01.2021’e kadar 5 kez Sayıştay personeli katılımıyla eğitimler yapılmış. Sayıştay – 3 eğitimi 1 ay sürmüş.
TBB eğitimleri genellikle 1 gün olup, 2 ile 4 saat arası online yapılıyor. 8 hafta süren bina deprem geoteknik raporlama, 12 hafta süreli İmar mevzuatı, 5 hafta süreli İş kanunu eğitimi, 11 gün süreli görevde yükselme eğitimleri göze çarpıyor. Bazı eğitimlere hiç talep yok. Örnek; Yalın yönetim, Şehir parkları, Dijital dönüşüm.
Eğitimler sonrası Katılım belgesi düzenleniyor.
Ayrıca Ankara üniversitesi ile “Taşınmaz geliştirme”, Bahçeşehir üniversitesiyle “Kentsel Sistemler ve Ulaştırma Yönetimi”, Sakarya üniversitesiyle “Mahalli İdareler ve Şehircilik”, İstanbul Sebahattin Zaim üniversitesiyle “Kent Çalışmaları ve Yönetimi”, İstanbul Aydın üniversitesiyle “Mahalli İdareler, Yerinden Yönetim (Marka Şehirler) ve Kentsel tasarım”, Recep Tayyip Erdoğan üniversitesiyle “Mahalli İdareler ve Yerinden Yönetim” gibi tezli ve tezsiz yüksek lisans programları da var.
Kimse kendisini kandırmamalı. Yaklaşık 250 farklı mevzuat ile ilgisi olan yerel yönetim eğitimlerinde bir gün içinde kim ne anlatabilir* Kim ne anlayabilir de kurumuna katkıda bulunabilir? Maalesef faaliyet raporlarında sırf kurumun faaliyetlerine katkıda bulunması amacıyla göstermelik olmaktan öteye gidilemeyeceğini düşünüyorum.
Şubat 2019 ve Kasım 2019’da sayın İmamoğlu “Küresel kent akademisi kuracağız” açıklaması yaptı. İzmir BB de İzmir Akdeniz akademisini kurmuş. Acaba bu akademilerde yerel yönetimler eğitimi var mı diye araştırdım ama kent bilinci ve kent kültürü ağırlıklı olduğunu öğrendim. Adana BB internet üzerinden “Sanal akademi” kurarak TYT, LGS ve AYT kursları verileceği açıklanmış.
Konumuz yerel yönetim adaylarının belirlenmesi, seçim öncesi ve sonrasında da hizmet içi eğitimlerle sertifikalı/ sertifikasız eğitim verilmesi olduğu için araştırmalara devam ediyoruz. Çünkü 1.390 belediye ve 4.000 civarı şirketiyle yerel yönetimler, merkezi bütçeye yakın kamu kaynağını kullanıyorlar.
-Her aşamada liyakat ve eğitime önem verilmesi,
-Varsa bu konularda eğitim veren kamu/ özel sektör kurumlarından eğitim almış kişilerin aday gösterilerek, istihdam edilenler- seçilenlerin kamu kaynağını daha verimli ve etkin kullanarak, toplumun refahı hatta kişi başı gelir seviyesi ile mutluluğunun artmasına bile katkıda bulunacaklarına inanıyorum.
Sadece yerel yönetimlerde üst yönetim, müdürler ve daire başkanları değil, 20.000 civarı meclis üyesinin de eğitimli olması gerekir. Bu meclis üyeleri seçime katılan partilerin gösterdiği 20.000 aday içinden seçildiğine göre, 13 parti seçime katılmış olsa 300.000 adaydan bahsediyoruz.
İlçe ve belde belediyelerinde görev yapan en az 10 başkan yardımcısı, müdürler de dahil edilince (BB’lerinde 100- 200 civarı yönetici var.) 15.000 kişinin hizmet içi eğitim alması gerektiğinde sanırım hepimiz hemfikiriz.
Bu konuda 2007 yılında TEPAV tarafından bir rapor hazırlanmış. Her ne kadar cumhurbaşkanlığı başkanlık sistemiyle mevzuat ve idari yapı değişmiş olsa da çok yararlandım. https://www.tepav.org.tr/upload/files/1269873089r7193.Yerel_Yonetimlerde_Hizmet_Ici_Egitim.pdf
Bu çalışmaya göre YEREL YÖNETİMLERDE EĞİTİM 3 aşamalı olmalı;
* Aday yönetici/ personelin yetişmesini sağlamak (eşik eğitimi),
* Görevde ki personelin verimliliğini artırmak (hizmet içi eğitim),
* Personeli üst görevlere hazırlamak (görevde yükselme eğitimi).
Eğitim veren kuruluşlar; İç işleri bakanlığı Mahalli idareler genel müdürlüğü, GAP idaresi, İller bankası, (TODAİE) Türkiye ve Ortadoğu Amme İdaresi Enstitüsü, (YYAEM)Yerel Yönetimler Araştırma ve Eğitim Merkezi, (MPM) Milli Prodüktivite Merkezi, Üniversiteler, Gönüllü kuruluşlar olarak (TBB- Türkiye Belediyeler Birliği, Sosyal Ekonomik Siyasi araştırmalar vakfı, Marmara ve Boğazlar Birliği, IULA-EMME , Uluslararası Yerel Yönetimler, WALD Dünya Yerel Yönetim ve Demokrasi Akademisi, Türkiye Belediyeler ve Genel Hizmetler Sendikası, İstanbul Mülkiyeliler Vakfı, Güneydoğu Anadolu Belediyeler Birliği, Ege Belediyeler Birliği, Çukurova Belediyeler Birliği, Mahalli İdareler Derneği vb.) sayılmış.
Görüldüğü gibi siyasi partiler ve yerel yönetimlerin hizmet içi eğitimde adı geçmiyor. Cumhurbaşkanlığı başkanlık sistemi sonrası İçişleri bakanlığı Mahalli idareler genel müdürlüğü ve başbakanlığa bağlı birimler kaldırılıp, İller bankası gibi kurumlar da eğitim konusunda görev üstlenmeyince, eğitimde aksamalar olmuş. Adeta yaşayarak öğrenme ve hatalardan ders alma dönemine geçilmiş. Sayıştay raporlarında giderek daha fazla usulsüzlük/ hatalar tespit ediliyor olmasının altında muhtemelen bu eğitim eksikliği yatmaktadır.
Son dönemde Marmara belediyeler birliğinin sertifikalı ve kısa dönem sertifikasız eğitimleri ön plana çıkmış. Ayrıntılı bilgilere web sitesinden ulaşılabilir. Ancak hangi eğitim kurumu ile işbirliği yapıldığını anlayamadım.
Kentsel hizmetlerin hangi alanlarında, hangi düzeyde, hangi yöntemlerle ilgili eğitim ihtiyacınız var?
Bu soruya verilen cevaplarda tüm grupların ortalamasına göre elde edilen sonuçlar şöyle;
İmar ve mevzuat uygulamaları %38,3 ile çok gerekli, Altyapı hizmetlerinde su ve kanalizasyon işlemleri %30,1 ile oldukça gerekli, katı atık hizmetleri %34,3 ile çok gerekli. Ulaşım ve trafik düzenleme %38,6, Coğrafi bilgi sistemleri ve kent bilgi sistemleri %51,3 ile çok gerekli görülmüş. Çevre yönetimi ve çevre sağlığı %46,3, zabıta hizmetleri 43,4, İtfaiye hizmetleri %36,9, Kriz yönetimi %45,7 ve Afet yönetimi %46,2 ile çok gerekli görülürken, Peyzaj planlama ve tasarım %32,6 ile oldukça gerekli olarak değerlendirilmiş.
Sayıştay rapor özetlerini çıkardığım kitabımda, "BULGU performansları tablosunu çıkardım. Bölümün sonunda “Kategorilere göre performans tablosunda” görüleceği gibi aslında en fazla hatanın MUHASEBE KAYITLARI ile YÖNETİM KARAR VE UYGULAMALARI olduğunu görüyoruz. O halde bu konularda bir araştırma/ sorgulama yapılmamış olması eksiklik olarak göze çarpıyor. Denetimlerde aynı belediyenin, sistematik olarak takip eden yıllarda da benzer hataları yapmaya devam ettiğini görüyoruz.
Aklıma takılan ve cevap bekleyen sorulardan birisi de, değişik kurumlarca verilen eğitimlerin ders notları nasıl ve kimler tarafından hazırlanıp onaylandığı. Üniversiteler için sorun yok ama gönüllü kuruluşlar, STK’lar bunu nasıl yapıyor ve kim denetliyor? Bu konuda bir standart oluşturmak gerekmez mi? Ayrıca eğitimler sonrası hizmette nasıl bir gelişme ve verimlilik artışı olduğu ölçülebiliyor mu?
Ölçme değerlendirme yapılmazsa bir eğitimle bütüncül bir başarıyı yakalayabilmek mümkün değildir.
Bu satırların yazarı olarak sorunun cevabını bulabilmek için Sayıştay denetimlerinde öne çıkan bulgular/ tespitlerin belirleyici olacağını düşünerek, 2012-2018 yılları SAYIŞTAY RAPORLARI'nın özetini çıkartarak, analitik bir formatta EĞİTİM KİTABI olarak da kullanılabilecek bir eseri hazırlamaya karar verdim. 2018 yılına kadar 1.390 belediyeden sadece 338 belediyenin raporları Sayıştay web sitesinde yayınlanmış. Bilindiği gibi her belediye, bağlı kuruluş ve şirketleri her yıl Sayıştay'a mali bilgilerini göndermek zorundadır. O halde denetlendiği halde raporları yayınlanmayan 1.000 civarı diğer belediyeler için de kaynak kitap olarak büyük bir açığı kapatacağını düşünüyorum.
Sevgiler ve saygılar sunarım...