Kamu yönetiminin kılcal damarları YEREL YÖNETİMLERDİR.
NORM kadro personeli 657 sayılı kanuna tabi kamu personelidir.
Başta 5393- BELEDİYE KANUNU ve 5216- BB BÜYÜKŞEHİR BELEDİYELERİ KANUNU olmak üzere 250 civarı kanun, KHK, yönetmelik, tebliğ, karar ile doğrudan ve dolaylı muhataptırlar. Yazarın notu; Tüm mevzuatı ücretsiz olarak link uzantılarıyla temin edebilirsiniz. https://abaybarsgogez.net/mevzuat/
Faaliyet konuları yönünden de başta ÇEVRE VE ŞEHİRCİLİK, İÇİŞLERİ, ADALET, ÇEVRE VE ORMAN, HAZİNE VE MALİYE, AİLE, KÜLTÜR VE TURİZM BAKANLIKLARI olmak üzere birçok bakanlıkla doğrudan ve dolaylı ilişkileri vardır. Hoşgörün “7 kocalı Hürmüz” gibi. Bakanlıkların müfettişleri ve SAYIŞTAY denetçilerinin düzenli ve düzensiz denetimlerine muhatap olurlar. Hatta iktidarın, muhalefet partilere ait yerel yönetimlere, aynı anda birçok bakanlığın müfettişlerini göndererek, bu yetkisini bir sopa gibi kullandığı şikayetleri dinliyoruz parti temsilcilerinden.
Cumhurbaşkanlığı başkanlık sistemiyle İçişleri Bakanlığı Mahalli İdareler Genel Müdürlüğü kaldırılarak yetkileri Çevre ve Şehircilik bakanlığına devredilmiş. Sayın İmamoğlu bir açıklamasında; “Hem çevre, hem de şehirciliği yöneten bakanlık!” diye vurgulayarak benim de anlamakta zorluk çektiğim çelişkinin altını çizmişti.
Böyle karmaşık bir yapı içinde verimli ve etkin bir yönetim anlayışını yakalayabilmek nasıl olacak?.
MÜMKÜN MÜ?
Aslında orta yaş ve üzeri nesil hatırlar. Wikipedia, Google vb arşivlerde detaylarını okuyabildiğimiz böyle bir bakanlık geçmiş siyasi hayatımızda vardı. Bakınız;
https://tr.wikipedia.org/wiki/Türkiye_Cumhuriyeti_Yerel_Yönetim_Bakanlığı
T.C. Yerel Yönetim Bakanlığı, 5 Ocak 1978 - 12 Kasım 1979 tarihleri arasında 42. Türkiye Hükûmetinde oluşturulan bakanlıktır. Bakanlığını Mahmut Özdemir üstlenmiştir. Güneş Motel'de yapılan pazarlık sonrasında kurulmuş Hükûmet ile oluşturulan Bakanlığa, hükûmet değişimiyle son verilmiştir.
1978 Yılında CHP Hükümeti’nde, Türkiye tarihinde ilk ve tek olan Yerel Yönetimler bakanlığı kuruldu. Kaynak sıkıntısı başta olmak üzere, belediyelerin sorunlarını çözmek için kurulan bakanlıkta, bakanın kendi partilisi olan belediye başkanları ile kavgalı olması dikkat çekiciydi.[1]
Yakın tarihlerde yapılan bazı çalıştay ve açıklamalarda konu bilim adamları ve kamu görevlileri tarafından da tartışılmış.
http://malatyahaber.com/haber/yerel-yonetimler-bakanligi-kurulmali/
https://www.haber342.com/haber/yerel-yonetimler-bakanligi-kurulmali-haberi-26333.html
https://bianet.org/bianet/siyaset/17260-yerel-yonetimlere-bakanlik-kurulmali
Selçuklu Belediye Başkanı Doç. Dr. Adem Esen, "yeni kurulacak hükümette Yerel Yönetimler ve Çevre Bakanlığı da olması gerekir." Haberin detaylarında;
"Türkiye'de üç binden fazla (şu an bin 390) belediyenin idare edilemediğini" belirten Esen, "yerel yönetimler arasındaki irtibatın arttırılması için Bakanlık kurulması gerektiğini" vurgulamış.
Yine 1998 yılında çok daha ayrıntılı bir bilgi paylaşımı TMMOB tarafından yapılmış.
http://www.tmmob.org.tr/etkinlik/tmmob-demokrasi-kurultayi-1998/yerel-yonetim
Merkezi yönetimin düzenleyici ve denetim görevini üstlenerek, daha esnek yapıya sahip YEREL YÖNETİMLERİN, Türkiye’nin de imza koyduğu ve TBMM‘den geçerek yasalaşan AB Yerel Yönetimler Özerklik Şartı vb. belgelerde tanımlanan koşulları yerine getirerek, yerel yönetimleri yurttaşların yönetime katılması ve demokrasinin gelişmesi için önemli bir araç olarak görmek gerekir. Kendimize göre bir model de oluşturabiliriz.
Seçimle gelen ve temsil ettiği siyasi parti adına beldesinde iktidar olmuş başkanların, aday gösterilmesi ve kadro kurma konusunda liyakat ön plana çıkartılarak, daha verimli çalışabilmelerinin önü açılabilir. Zaman, zaman bazı bakanlıklarla yaşanan krizlerin üstesinden gelebilmek için de aynı yetkilere sahip bir bakan tarafından temsil edilememeleri kaynaklı sorunlar, belki özerklik tanımından dolayı çekinceleri olan toplum kesimlerinin ve siyasi iradenin uzlaşısıyla aşılabilir.
Bu sayede 3030 ve 6360 Sayılı BB Büyükşehir Belediyelerinin kurulması hakkında ki yasalarla, 5393 ve 5216 Sayılı yasaların eksiklikleri de giderilmiş olur.
Mevcut sistemde sayın cumhurbaşkanımızın da ifade ettiği gibi çoğu YEREL YÖNETİM borçludur. Şehircilik açısından alınan hatalı kararlarla yaşanan mali, yönetimsel, çevresel ve istihdamdan kaynaklı sorunların da YEREL YÖNETİMLER BAKANLIĞI kurularak çözülebileceğini umuyorum. Mevcut sistemde sorunlar varsa düzeltmek zaten siyasi iradenin ve TBMM’nin asli görevi değil mi?
Varsa bu konuda katkıda bulunmak isteyen tarafların görüşlerini sayfamda paylaşmaya hazırım.
Sevgiler ve saygılar sunarım...