YSK’da inkıtalar

Kerim YILMAZ

Eski bir galattaki teşbih gibi, ‘’senin kanun dediğin Kumkapı’daki sazendenin ismi’’ mesabesine gelmişse de T.C bir hukuk devletidir, temeli de anayasadır. Aşağıdaki izaha geçmeden evvel anayasamızın ilgili şu hükümlerine bir göz atalım. T.C Anayasası madde-67/son-‘’Seçim kanunlarında yapılan değişiklikler, yürürlüğe girdiği tarihten itibaren bir yıl içinde yapılacak seçimlerde uygulanmaz’’. Madde-79/1-f; ‘’Seçimler, yargı organlarının genel yönetim ve denetimi altında yapılır’’. 3-f; ‘’Yüksek Seçim Kurulunun kararları aleyhine başka bir mercie başvurulamaz. Yüksek Seçim Kurulunun ve diğer seçim kurullarının görev ve yetkileri kanunla düzenlenir’’. 4-f; ‘’Yüksek Seçim Kurulu yedi asıl ve dört yedek üyeden oluşur. Üyelerin altısı Yargıtay, beşi Danıştay Genel Kurullarınca kendi üyeleri arasından üye tamsayılarının salt çoğunluğunun gizli oyu ile seçilir. Bu üyeler, salt çoğunluk ve gizli oyla aralarından bir başkan ve bir başkanvekili seçerler’’. Bunları bir kez daha okuyalım ve izahımıza bu çerçevede bakalım.

AKP, mevcut YSK’dan pek bir memnun olmalı ki, Karayolları Trafik Kanunu'nda Değişiklik Yapan Kanun Teklifine, YSK üyelerinin görev süresinin birer yıl uzatılmasına dair bir madde koydu. Bu değişiklik anayasanın 67'nci maddesi ile Seçimlerin Temel Hükümler ve Seçmen Kütükler Hakkındaki Kanunun özü bakımından hukuken arızalıdır. Toplumda yargıya güvenin yerlerde süründüğü bu zamanda, referandumda 298 S. yasaya açıkça aykırı biçimde mühürsüz zarf ve pusulaları geçerli sayan bu YSK’ nun başkan ve üyelerinin görev sürelerinin yasayla uzatılması kamuoyunda şüpheyle karşılanacak ve imajı daha da kötüleşecektir. Oysa seçimlerin şaibesizliğine dair toplumsal inanç her şeyden daha önemli olmalıydı.

Teklifle ne oluyor? YSK Başkanı Sadi Güven, üyelerden Faruk Kaymak, Refik Eğri, İlhan Hanağası, Zeki Yiğit ve Nakiddin Buğday'ın YSK'daki 6 yıllık görev süresi 23 Ocak 2019'da, Başkanvekili Erhan Çiftçi, Muharrem Akkaya, Kürşat Hamurcu, Cengiz Topaktaş, Yunus Aykın'ın süreleri de 2022 yılında doluyordu. Değişiklikle, hepsinin görev süreleri birer yıl uzatılıyor. Başkan ve üyeler bu durumdan memnun. Çünkü Danıştay ve Yargıtay'da aldıkları maaşlara ilaveten YSK'daki toplantılarından da ekstra yevmiye/ücret alıyorlar. Ayrıca, makam araçları, şoförler, sekreterler var. Bir de YSK’daki işler asıl görevleri olan Danıştay ve Yargıtay üyeliğindeki mesailerinden daha keyifli ve daha kolay.

Teknik hukuk açısından baktığımızda; AKP Milletvekili Mehmet Muş ve arkadaşlarının torbaya attığı 298 Sayılı Seçimlerin Temel Hükümler ve Seçmen Kütükleri Hakkında Kanun'da değişiklik öngören teklife eyvallah da, anayasanın 67. Mad. son fıkrada “Seçim kanunlarında yapılacak değişiklikler, değişikliğin yapıldığı tarihten bir yıl sonra yürürlüğe girer” hükmünü ne yapacaklar? Unutmayalım ki anayasa 79. Maddede düzenlenen YSK’nun varlık sebebine göre yapısı ve işleyişi ile ilgili tüm hükümler seçim kanunlarında yapılma kapsamındadır.

Bir de YSK’nun görevleri anayasada tanımlanmış ama süreler yasada düzenlenmiş. Yasa ile süre uzatımı ilk nazarda hukuken mümkün gibi olsa da esasında; Anayasa 79/ 4-f; -Yüksek Seçim Kurulu yedi asıl ve dört yedek üyeden oluşur. Üyelerin altısı Yargıtay, beşi Danıştay Genel Kurullarınca kendi üyeleri arasından üye tamsayılarının salt çoğunluğunun gizli oyu ile seçilir- hükmü karşısında anayasaya da aykırıdır.

Çünkü bu anayasa hükmü YSK üyeliğine seçim yetkisini Yüksek Mahkemelere vermiştir. Üyeleri arasından seçme hak ve yetkisi sürelerinin başka bir makam tarafından uzatılmasıyla aşınmış olacaktır. Örneğin kökenine göre Danıştay veya Yargıtay Genel kurulunca bir daha YSK üyeliğine seçilmeyecek olan birisi YSK’da olmaya devam edecektir. Bu durum da özü itibariyle anayasaya aykırıdır.

Ülkenin son yıllardaki hukuk tatbikatına bakıp aman ortada hukuk mu kaldı kardeşim diyebilirsiniz. Ama bizce hukuk vardır ve her daim de olacaktır. Şu sıralar ülkede olmayan şey ise adalettir. Ve fakat unutmayalım ki; Adalet kördür ama karanlıkta da görür..