Açıklamada "Yüksek Seçim Kurulu, baskı, yıldırma, iftira, hakaret ve tehdit kampanyalarından etkilenmeksizin görevini yapmaya devam edecektir. Anayasa ve kanunlar, yasama organı üyesi olmanın sağladığı dokunulmazlığın hukuki korumasına sığınarak, bir kimseye suç işleme ve yargı organı mensuplarına hakaret etme serbestisi tanımaz" denildi.
İşte o açıklamanın tamamı:
"31 Mart 2019 tarihinde yapılan İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı seçiminin, Kurulumuzca 6 Mayıs 2019 tarihinde verilen kararla iptal edilmesi sonrasında, Yüksek Seçim Kurulu üyelerini hedef alan söylemleri değerlendirmek üzere Kurulumuz, 8 Mayıs 2019 Çarşamba günü saat 16:00'da toplanarak, aşağıdaki hususların kamuoyu ile paylaşılmasını oybirliğiyle kararlaştırmıştır.
Kurulumuz, söz konusu seçimlerin sonucunda olağan veya olağanüstü itiraz süreçleri ile önüne gelen yüzlerce dosyayı inceleyip, Anayasa ve kanunlara uygun olarak karara bağlayıp neticelendirmiştir. Bu süreçte itiraz mercii olarak yargılama faaliyetinde bulunduğundan, eleştiri sınırlarını aşan açıklama ve beyanlara cevap vermemiştir.
Ancak; İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı Seçiminin iptaline dair kararın açıklanmasından sonra, 7 Mayıs 2019 Salı günü Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Türkiye Büyük Millet Meclisinin çatısıaltında yaptığı açıklamada; Kurul üyelerine tehdit, hakaret içeren beyanlarda ve gerçek dışı itham, isnat ve iftiralarda bulunmuş, bazı Kurul üyelerini, isimlerini okumak suretiyle yuhalatmış ve hedef göstermiştir.
Anayasa ve Kanunlar, yasama organı üyesi olmanın sağladığı dokunulmazlığın hukuki korumasına sığınarak, bir kimseye suç işleme ve yargı organı mensuplarına hakaret etme serbestisi tanımaz.
Kuşkusuz tüm yüksek mahkeme kararları gibi, Yüksek Seçim Kurulu kararları da hukuki açıdan tartışılabilir ve eleştirilebilir. Hukuki çerçevedeki bu tartışma ve eleştiriler hukuka katkı sağlayacağı için yararlıdır. Ancak hakimlerin verdikleri kararlar nedeniyle kişisel olarak hedef gösterilmesi ve itibarsızlaştırılması kabul edilemez.
Bu itibarla, tahammül sınırlarını aşan, içeriği kişilik haklarına açıkça saldırı ve suç oluşturan, kişileri hedef göstren, kurumları ve seçim sistemini itibarsızlaştırma amacı güden ve bu suretle vatandaşların adalete ve demokrasiye olan inancını sarsan itham ve söylemlerden, sorumlu her vatandaş gibi kaçınılması gerekir.
Anayasanın 79. maddesine göre, Yargıtay ve Danıştay genel kurullarının kendi üyeleri arasından, üye tamsayısının salt çoğunluğu ile gizli oyla seçilen meslek mensuplarından oluşan Yüksek Seçim Kurulu; geçmişte olduğu gibi bugün de seçimlerin dürüstlük içinde yapılmasını temin etmek için, bağımsızlık ve tarafsızlık ilkeleri doğrultusunda, baskı, yıldırma, iftira, hakaret ve tehdit kampanyalarından etkilenmeksizin görevini yapmaya devam edecektir.
Bu nitelik ve ağırlıkta olan söz ve davranışları reddediyor ve şiddetle kınıyoruz.
Kamuoyuna saygı ile duyurulur."