Sinemanın yüz akı Selda ALKOR...
Hem güzel, hem asil bir hanımefendi... Bol ödüllü bir yıldız ve bana göre Türk sinemasının yüz akı olan önemli sanatçılarımızdan biri o. 1965 yılında Ses Mecmuası'nın açtığı yarışmada birinci seçilerek sinemaya geçti. Babası İşgal döneminde İstanbul'da ünlü Rum kabadayı Hrisantos'u öldüren polis muavini Muharrem Alkor.
1972 yılında Zamanın milli basketçilerinden Cihat İlkbaşaran ile evlenmiş ve mutlu evliliği sürüyor. Kartal Tibet'ten Fikret Hakan'a, Cüneyt Arkın'dan Ayhan Işık'a kadar pek çok jön ile hanım hanımcık cici kız rollerinde oynarken 1983 yılında senaryosunu Atilla İlhan'ın yazdığı “Kartallar Yüksek Uçar” dizisinde Sadri Alışık ile kamera karşısına geçti.
Birden bire otoriter bir hanım ağa rolüne bürünen sanatçımız bu rolle de çok sevildi. “Asmalı Konak” ve “Çemberimde gül oya” dizilerinde canlandırdığı rollerle de seyircinin gönlünde taht kurdu. “Sanatçı alnında ışığı ilk hissedenlerdir” ilkesine sadık kalarak “Paramı alırım, işimi yaparım; gerisi beni ilgilendirmez.” diyenlerden değil. Pek çok sosyal sorumluluk projelerinde de önemli görevler almakta... Ben ona hep hayran oldum ve bu değerli sanatçımızla sizin için söyleştim.
-Sinemaya geçişiniz nasıl oldu?
*1965 yılında SES MECMUASI nın açtığı kapak yıldızı yarışmasıda birinci seçilerek sinemaya geçiş yaptım.
-Aileniz destek oldu mu?
*Annem ve babam vefat etmişlerdi abim ve ablam çok sıcak bakmadılar.
-Sinema dünyasının gününüz yıldızlarıyla aranız nasıldı? Şimdikilerde olduğu gibi kıskançlık-sürtüşme var mıydı?
*O yıllarda senede 250 civarı film yapılıyordu yani hepimiz o kadar yoğun ve çok çalışıyorduk ki sizin tabirinizle sürtüşme ve kıskançlık yapacak vaktimiz olmadı.
-Birlikte oynadığınız eski arkadaşlarınızdan hâlâ görüştüğünüz var mı?
*Hepimiz İşlerimiz ve sağlığımız elverdiği sürede fırsatları arada bir de olsa değerlendiriyoruz.
-Şimdiki dizilerde sürekli kavga, öfke, silah, cinayet, aldatma, ağlama sahneleri ve gerginlik var. Toplum psikolojisi bakımından sinemanın bir yıldızı olarak bu ilişkiler size seyirciye sunulabilir geliyor mu?
*Bahsettiğiniz konuları sinemada anlatım için denetlemek çok gerekli değil ama televizyonda aynı duyguları taşımıyorum çünkü;insanların evine davetsiz giriyoruz oysa sinemada evinden çıkıp para ödeyerek tercih ederek gidiyor.Konuları televizyonda yine anlatırız fakat senaryo, yönetmen ve kurgu bölümü anlatımda daha dikkatli daha yumuşak olmalıdır.
-Bu kadar sevilen ve tanınan bir sanatçı olmanıza karşın sizi magazin programlarında görmüyoruz. Günümüz oyuncuları yaptıkları işten çok gündelik yaşantıları ile ekranlarda her gün boy gösteriyorlar. Ayakkabı değiştirir gibi sevgili değiştiriyorlar ve bunu övünülecek bir şeymiş gibi topluma sunuyorlar. Bu duruma ne düşünüyorsunuz?
*Bu benim yaşam tarzım özel hayatım bana aittir sevenlerim mesleki hayatımda ürettiklerimle takdir edip sevdiler.
-Bu kadar başarılı olup sevilmenizin ve hâlâ dizilerde aranan bir oyuncu olmanızın sırrı ne? “Ben o rolü oynamam...” gibi sınırlarınız oldu mu?
*Meslek hayatımda Türk toplumunun ahlak ve anlayış kurallarına aykırı hiç bir davranışım olmadı bu konuda daima dikkatli davrandım.
Zaten canlandırdığım kadın karakterleri yelpazesi ne kadar renklidir sadece güzel ve güçlü kadınları oynamadım.
-Osmanlı film ve dizilerinde rol aldınız. Padişahların günlük hayatı, cariyelerle ve harem ilişkisi, yatak odası konusu pek çok tartışmalara yol açtı. RTÜK yasaklar koydu. Bu konuda ne düşünüyorsunuz?
*Ben sadece sinemada Mahpeyker Kösem sultan filminde yer aldım dizisinde oynamadım.
Padişahların hayatı anlatılırken izleyiciye sadece harem hayatı anlatılmıyor hikayeye renk katmak ve izletmek için hikayeyi süslemek lazım zaten birebir herşey anlatılsa o zaman dizi film değil belgesel olurdu adı.
-Sinemayı özlüyor musunuz? Bu güne kadar kaç film ve kaç dizide rol aldınız?
*Tam sayısını hatırlamıyorum ama 100 yakın sinema filminde başrol oynadım dizilerde sayı olarak 15 civarındadır.Sinemayı seviyorum her zamanda var olmak istiyorum tabiki çalışmadığım zamanlarda çok özlüyorum.
-Dizi mi, sinema filmi mi size göre daha güzel?
*Ben oyuncuyum her iki platformda da olmayı isterim ama sinema
kalıcı olması ve ilk göz ağrım olmasından dolayı bende yeri başkadır.
-En etkilendiğiniz “İşte ben!” dediğiniz rol var mı, ya da hâlâ oynamak istediğiniz?
*Elbette daha canlandırmak istediğim çok kadın hikayeleri var ama kısmet tabi ki.En çok da halk kahramanı olan bir kadın karakteri oynamayı çok isterim.
-En uyumlu oynadığınız jön?
*Böyle bir ayırım yapamam hepsi sinemamızın değerli mihenk taşlarıdır. İşlerini severek yapan insanlardır hepsiyle uyum içinde sevgiyle çalıştım.
-Türk sinemasını nasıl buluyorsunuz? Yeni oyunculardan beğendikleriniz var mı?
*Türk sineması emekleyen bir çocuk gibi adeta yeşilçam dönemine bir bakın yılda en az 200 film çekilirken şimdi sayı 100 film bile değil.Teknik açıdan ilerlesekte üretim açısından istenilen sayıda olmuyor tabi herşey maliyetle alakalı.
Evet genç nesilden beğendiğim oyuncular var tabiki erkeklerde Erkan Petekkaya, Burak Özçivit kızlarda Melisa Sözen, Nurgül Yeşilçay ilk aklıma gelenler.
-Selda Alkor'un sıradan bir günü nasıl geçiyor?
*Ev hayatını sevdiğim için iş olmadığı zamanlar evde vakit geçiriyorum.Film izlerim puzzle yaparım bazan örgü örüyorum bilgisayarda vakit geçiriyorum sevenlerimin sosyal mecralarda sorularına cevap veriyorum genelde böyle.
-Başka sanat dalları ile ilgilendiniz mi? Örneğin resim yaptınız mı? Müzikle aranız nasıl? Ya tiyatro?
*Evet bir dönem resim sanatıyla ilgilendim karakalem ,pastel,ve yağlı boya çalışmalarım oldu.
müzikle her daim ilgilendim müzik ruhun gıdasıdır bana göre.Tiyatro hayatımda sevgili Nisa Serezli Tolga Aşkıner tiyatrosunda TÖRE adlı oyunda oynadım.
-Bir ara sinemadan sahneye geçiş furyası vardı. Siz de bu modaya uydunuz mu?
*Evet bende bir dönem sahne aldım ama hakkıyla icra edebilmek için Ruhi SU'dan ders aldım ve sahnelerde Türk halk müziği okudum.
-Sosyal yardım konularında faal olduğunuzu biliyoruz. Özellikle hayvanlara karşı duyarlısınız? Derneklerle birlikte mi çalışıyorsunuz? Neler yapıyorsunuz?
*İşitme engelli çocuklar
meme kanseri
rahim ağzı kanseri
organ bağışı
için fiilen ve gönüllü olarak üstüme düşeniyapmaya çalışıyorum.
Bu güzel söyleşi için teşekkür ediyorum...
Hülya SEZGİN
YAZIYA YORUM KAT
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.