Yüz yıllık bir geçmişi sıfırlarken çok sayıda sorunu da başımıza bela aldık. Öncelikle teokratik/otokratik yönetimlere hür dünya ülkeleri sempati ile bakmıyorlar. Saddam, Kaddafi bunun en somut örnekleri. Siyasi İslamî benimsemiş olan Türkiye de, Batı'nın tepkilerini alıyor ve her geçen gün yalnızlık ve farklı  sorunlarla karşı karşıya kalıyor. Duruma hakim olamayınca saldırganlaşılıyor, kavgacı bir tutum sergileniyor. O kadar çok sorun birikmiş altında kalkılamaz vaziyette gelinmiştir. Düşmeyen enflasyon, halkın fakirleşmesi, covid salgını yanında sürekli muhalefetle kavga, sarmala dönmüş ekonomi, dış politikadaki gel-gitler, iç güvenlikte baskıcı asayiş sorunları, doğal afetler o kadar Türkiye’yi bunaltmış ki, adeta nefes alınamaz duruma düşülmüştür. Geçmişte yapılan hataları yeniden "açılım" yaparak telafi etmek pek o kadar kolay olmayacak çünkü ortada bir güven sorunu var.

Bütün bu sorunların arasında Anayasada "laiklik" maddesini çıkarmak, "siyasi partileri kapatmak" için uğraşı vermek halkı geriyor. Huzurunu bozuyor. İktidar ise halkın sefilliğini, gelecek tehlikeleri görmüyor, kulaklarını kapatıyor, temsilde tasarruf olmaz diyerek yoluna devam ediyor. Osmanlı Dönemi Maarif vekili okullar olmasa Maarif kolay yönetilir demiş. Şu muhalifler olmasa iktidar ne rahat yönetilir diyoruz. Suç sadece siyasilerin mi? Hayır. Gerçekleri yazmayan havuz medyası Türkiye’nin başına gelecek bir işte, çanakçı medya siyasilerden daha fazla sorumlu olduklarını unutmamalıdırlar Ortamın yumuşatılmasında, gerçeklerin konuşulması ve yazılması konularında pek ala yardımcı olabilirler. Ama kolay yolu seçerek borazanlık yapıyorlar. Zaten varlık nedenleri de doğrusu ve yanlışı ile iktidarı desteklemek tek görevleri..

Siyasi parti kapatarak, muhalifleri bir şekilde susturarak yönetim nereye kadar bu durumu götürebilir? Sanırım siyasi partilerde bunun hesabını yapıyorlardır. Hata üzerine hata yapılmaya devam edildiği müddetçe Türkiye'nin düze çıkması çok zor. Nüfusun 84 milyon olduğunu meydanlarda ilan ederken bunun 5 milyonunun Suriyeli sığınmacılar (sorun yaratanlar) olduğunu unutmayalım. Bu arada getir 250 bin doları, yanında "bir daire ile al Türk vatandaşlığını" uygulaması çok sayıda farklı ülke insanının Türkiye’de yaşam nedeni oluyor. Bu konuda Çinliler'in İstanbul’da ve sahil kentlerinde gayrimenkul alma ve Türk vatandaşı olma konusunda demografik dengeyi değiştirecek tehlikeler olarak görülüyor.

Siyasi iktidara kolay gelsin, vatandaşa Allah sabır ve kuvvet versin...