1. YAZARLAR

  2. Niyazi BEKTAŞ

  3. Siyasetçinin dili...
Niyazi BEKTAŞ

Niyazi BEKTAŞ

platform
Yazarın Tüm Yazıları >

Siyasetçinin dili...

A+A-

En tehlikeli silah dil'dir.

Dil ile ilgili bir çok hikaye okumuşuzdur.

Dil ile alakalı Ata sözlerini hepimiz hatırlarız.

Dil; İnsanlar arasındaki iletişimi sağlayan tek araçtır.

Dil; Aynı zamanda yaşamamız için kullanmak zorunda olduğumuz değerlerin bütünüdür.

Dil; Bir millet demektir.

Dil; Tarihtir.

Dil; Bütün bilimlerin beynidir.

Dil; Kültürdür.

Dil; Ülküdür.

Dil; Medeniyettir.

Dil; Yüce yaradanın insan oğluna sunduğu en önemli hediyedir.

Tarihte dilsiz yaşamış millet yoktur. O halde bir millet olarak yaşayabilmenin yolu dilden geçtiği gibi orijinal bir toplum olmanın yolu da bağımsız bir dile sahip olmaktan geçer.

Dil, bir milletin diğer bir milletten farklı konuşmasıdır. Milletler duygularını, düşüncelerini, evrendeki bütün varlıkları kendilerine göre seslendirirler. Dil bir milletin ses dünyasıdır. Millet bu anlamda dile kendi damgasını vurur.

Dil; Bir milletin düşünce sistemini gösterir. İnsan düşündüklerini dile yansıttığına göre bir dil onu kullanan milletin nasıl düşündüğünü, zihninin nasıl çalıştığını ortaya koyar; millî düşünce biçimini ortaya çıkarır. Milletlerin hayat görüşleri, düşünce tarzları, zekâ keskinliği, ruh derinliği ve duygu inceliği o milletin dilinde saklıdır. Atasözleri, özdeyişler bunun en güzel belirtileridir. "Dil düşüncenin aynasıdır." sözü bunu anlatır.

Dil, millet için millî benliğin, millî anıların, duyguların ve düşüncelerin, bütün maddi ve manevi değerlerin, buluş ve yaratışların ortak hazinesidir.

Bir insan için orijinalliğin ilk şartı nasıl benlikse toplumda da bu benliğin ilk ölçüsü dildir. Bizler millet olarak geçmişte yaşadığımız acı-tatlı, mutlu-mutsuz bütün olayları kendi dilimizle anlatırız. Tarihimizin, edebiyatımızın ifade aracı kendi dilimizdir. Toplumumuzun bağlandığı maddi ve manevi değerler, bütün buluş ve yaratışlar kendimizin eseriyse bunların karşılıkları Türkçedir. Değilse başka dillerden alınmışlardır.

O halde dille bu değerler arasında güçlü bir ilgi vardır. Eğer bir toplum çalışır, yeni değerler ortaya koyarsa ister istemez bu değerlerin anlatımı kendi dilince olacaktır. Bu çalışmalar dili geliştirecek, böylece toplumun orijinal anlatım hazinesi mükemmelleşecektir.

Dil, milleti oluşturan fertleri birbirine bağlayan bir bağdır. Çünkü ifade aracı olarak dil, en yaklaştırıcı ve kaynaştırıcı bir temel unsurdur.

Dil, millet denilen toplumun en önemli sosyal varlığıdır. Milli kültürün ilk ve en önemli unsurudur. Kültür değerlerinin çoğu dille ifade edilir; dilde ifadesini bulur. Kendi dilimiz olmadan, kendimize özgü edebiyatımızın, müziğimizin olması düşünülemez.

Atatürk: "Türk dili, Türk milleti için kutsal bir hazinedir. Çünkü Türk milleti geçirdiği nihayetsiz felaketler içinde ahlakını, ananelerini, hatıralarını, menfaatlerini kısaca bugün kendi milliyetini yapan her şeyi­nin dili sayesinde muhafaza olduğunu görüyor. Türk dili, Türk milletinin kalbidir, zihnidir." diyor. Ahlaksız, ananesiz, hatırasız, kalpsiz, zihinsel bir millet yaşayabilir mi? Varlığını sürdürebilir mi?

Dilin önemi yazmakla bitmez.

Dünyada bir çok dil kullanılır. Diller, aynen canlı gibidir.

Dil; Doğar, yaşar ve ölür. Tarihe baktığımızda kullanılan bir çok dil yok olmuştur.

Şimdi gelelim siyasetçilerin kullandıkları dile! Ben bu dile "ZEHİRLİ DİL" diyorum. Bu dili kullanan siyasetçileri de zavallı birer yaratık olarak görüyorum.

Hemen hemen her siyasetçi zehirli dili kullanmayı marifet sanıyor. Halbuki halk bunlara nefret bakıyor.Onlara hem inanmıyor hem de kendi sözleriyle hakaret ediyor.

Dili akıllı kullanabilmek için bilgi gerekiyor. Bilgiye sahip olmayanlar ve özellikle bilgisiz siyasetçiler varlıklarını devam ettirmek için insana yakışmayacak "ZEHİRLİ DİLİ" kullanıyorlar.

Türk siyasi hayatında bir çok siyasetçi kullandıkları sözler nedeniyle çok büyük tepki görmüşler ve bunların bazılarının siyasi yaşamı son bulmuştur.

Güzel bir deyiş var halk arasında "söz ağızdan çıkıncaya kadar sana aittir, ağızdan çıktıktan sonra kontrol başkalarına geçmiştir."

Türkiye'de dili kullanmayı bilmeyen, bilgi fukarası bir çok siyasetçi var. Mikrofonu ellerine alınca sözü söylerler, sonra da tepki gelince insanlıktan çıkacak şekilde kıvırırlar. Son günlerde bunlardan çok var.

Bu tip bilgi yoksulu olan siyasetçilere bir önerim var:

"Söz biliyorsanız söyleyin ki size inansınlar, bilmiyorsanız susun ki sizi adam sansınlar."

Anlayana...

Önceki ve Sonraki Yazılar

YAZIYA YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
1 Yorum