Siyasete ilgi azaldı...
Bir haftalık Orta Avrupa gezimizin ilk durağı Budapeşte’de, rehberimiz Macaristan halkının siyasete alakasının Türkiye’deki gibi olmadığını anlattı. Kendisi bir Macar hanımla evli olan ve 12 senedir Budapeşte’de yaşayan birinin tespiti benim için önemliydi.
Yine rehberimiz Macaristan TV’lerinde siyasi haberlerin en fazla 3 dakika sürdüğü, bu haberlerin de ülkeyi ziyaret eden yabancı bir devlet başkanının gelmesi gibi konulardan oluştuğu, TV’lerde siyasi tartışma programlarının olmadığı ve seçimlere katılma oranının yüzde 70’in altında kaldığı bilgilerini de verdi.
Sevgili Türkiye’mde ise seçimlere katılma oranı yüzde 90’a yakındır. TV kanallarında haberlerin dörtte üçünü siyasi haberler oluşturur. Cumhurbaşkanının ve siyasi parti liderlerinin konuşmaları, gerekirse en çok izlenen TV programları bile kesilerek canlı verilir. Sonra da saatlerce yorumlanır.
“Macaristan’da siyasete ilgi neden bu kadar az?” diye anlamaya çalıştım.
Çünkü, Türkiye’de de -Mayıs 2023’te yapılan Cumhurbaşkanlığı ve Milletvekili genel seçimlerinden sonra- siyaseti takip eden vatandaşların önemli bir kısmında bir bezginlik, kırgınlık ve siyasi gelişmelere karşı bir ilgisizlik gözlemliyorum. Bu ilgisizlik siyasi tartışma programlarının izlenirliğini, köşe yazılarındaki siyasi içerikli yorumların okunurluğunu azalttığını düşünüyorum.
Türkiye’nin geleneksel yapısına pek uygun olmayan bir toplumsal değişim yaşıyoruz kanaatindeyim.
Acaba bu ilgisizlik devam edecek mi, ederse bunun siyasi gelişmelere etkisi nasıl olacak bilemiyoruz.
* * *
DEĞİŞİM TALEBİ OLMASI İÇİN...
Macaristan parlamenter demokrasiye 1989 yılında geçmiş bir ülke. Son genel seçimler 3 Nisan 2022 tarihlerinde yapılmış. İktidardaki Fidesz- KNDP ittifakı yüzde 54,10 oy oranı ile üst üste dördüncü defa seçimleri kazanmış ve milletvekili sayısını bir önceki seçime kıyasla 133'ten 135'e çıkartarak Meclis'te anayasayı değiştirebilecek 2/3 çoğunluğunu muhafaza etmiş.
Altı partiden oluşan muhalefet ittifakı ise yüzde 34,46 ile beklediğinin çok altında bir oy almış ve 57 milletvekili çıkarabilmiş.
Macaristan ve Türkiye’nin yerel seçim sonuçları bakımından da ilginç bir benzerlik var.
Macaristan’da 13 Ekim 2019 tarihinde düzenlenen yerel seçimlerde, Budapeşte’nin dışındaki 23 büyük kentin (nüfusu 50.000 üzerinde olan) 13’ünde Belediye Başkanlığını Fidesz- KDNP koalisyonu kazanmıştır. Budapeşte dahil diğer 10 Büyükşehir Belediye Başkanlığı’nı ise muhalefetin oluşturduğu koalisyon elde etmiştir.
Tabii Macaristan toplumunun davranışlarını etkileyen faktörler ile Türk toplumun davranışlarını etkileyenler çok farklıdır.
Beni esas düşündüren konu Macar halkının bizim gibi fazla politize olmayan yapısı. Macaristan’da siyasi bir değişim talebi ile toplum neden heyecanlandırılamıyor?
2022 rakamlarıyla, kişi başı milli gelir Çekya’da 44.650 dolar, Almanya’da 47.300 dolar ve Avusturya’da 52.265 dolar.
Macaristan Orta Avrupa’nın "en fakir" ülkelerinden ama Macaristan’ın ekonomik açıdan temel göstergeleri bizi kıskandıracak rakamlarda.
Kişi Başına GSYİH 18.732 dolar olan Macarlar ortalama olarak bizden yaklaşık 2 kat zenginler.
Yıllık enflasyonu yüzde 7, işsizlik ise sadece yüzde 3,6 oranında.
Macar halkının hayatında eğlence önemli bir yer tutuyor.
9,7 milyon nüfuslu, Macaristan gibi bir ülkeye imreneceğimi on yıl önce aklıma bile getiremezdim. Fakat bu ekonomik göstergeler Türkiye için yakın zamanda erişilemez hedefler.
Macaristan’da ekonomi bu kadar olumlu seyrettiği için toplumda siyasete ilginin az olmasını, kitlelerde bir değişim talebinin olmamasını anlayabiliyoruz.
* * *
TÜRKİYE’DE DEĞİŞİM UMUDU KAYBOLDU
Türkiye’de Kişi Başı GSYİH 2022 sonu rakamlarıyla 10.600 dolar gözüküyor. Ancak gerçek rakam, vatandaş olarak kaydı bulunmayan ve ekonomiye katkısı GSYİH hesabına dahil olan, sığınmacı ve kaçakları da dahil edersek, 10 bin doların hayli altında.
Macaristan’daki yıllık enflasyonu biz bir ayda yaşıyoruz. Her 4 gencimizden biri işsiz. Gençlerimizin tek umudu yurtdışına kapağı atmak.
Bu bakımdan Türkiye’de bu kötü tablonun değişmesi için toplumsal bir değişim talebinin oluşması gerekirdi. Bu sebeple siyasete ilginin çok olması, demokratik yolla değişimin gerçekleşme ümidiyle siyasi haber ve tartışmaların toplumda ilgi uyandırması beklenen bir şeydir.
* * *
Seçim öncesi var olan heyecanın ve ilginin muhalif kanatta eksilmesi sürpriz değil. Muhalefette bir hayal kırıklığı yaşanmakta.
Fakat bu iktidarın ülkeyi içinde bulunduğu sıkıntılardan kurtaracağına inanarak, iktidara tekrar oy veren kesimde de bir bezginlik ve siyasetten soğuma olduğunu görüyorum.
Çünkü onlarda da iktidarın ülkenin içinde bulunduğu pahalılık, beslenme, barınma, eğitim, sağlık, sığınmacılar ve diğer temel sorunları çözemeyeceğine dair bir kanaat oluştuğu kanaatindeyim. Seçim sonrası zafer konvoyları yapanlar bile heyecanını ve umudunu kaybetti.
Beslenme, barınma, ulaşım, sağlık ve eğitim giderleri için asgari geliri olmayan kitlelerin yaşama sevinçlerini ve umutlarını kaybettiği anlaşılıyor. Üstelik kendileri böyle derin bir yoksulluğa düşerken daha da zenginleşen, iktidar gücüyle dayanışma halindeki azınlık kesimin farkını görebiliyor.
Yüksek enflasyonun yıprattığı alım gücünü kısmen korumak için verilen zamların olumlu etkisi en fazla iki ay sürüyor. Daha beteri, iktidar milyonlarca emekliye hiç zam yapmadı ve göz göre göre süründürüyor.
İktidar geleceğe dair umutsuzluk içindeki kitleleri “bir sene sonra, iki sene sonra daha iyi olacak” gibi bir ümit veremiyor. Daha 4,5 sene seçim yok ve muhalefet kanadı da dağınık, ümit vermiyor.
Böyle bir durumda siyasete ilgi azalıyor. Umutsuz kitleler bu ve benzeri yazıları okumak dahi istemiyor.
YAZIYA YORUM KAT
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.