Siyasi riyakarlık...
Uzun zamandan beri siyasette farklı dönüşler sergileyen figürleri izledikçe midesi bulanmayan akıllı bir insan yok.. Bir insan nasıl oluyor da kıvrak manevralarla kendine siyasi arenada yer buluyor, anlayabilmiş değilim.. Bu sözlerim bazı siyasetçilere hakaret olarak algılanabilir…Asla hakaret etmek gibi bir düşünceye sahip değilim.. Ancak görünen kişilik değişimine de sessiz kalamayız..
Siyasetçi halkı aldatma ve kandırmaya mecbur mudur?
Bir başka ifadeyle siyaset yapmanın yolu gerçekleri çarpıtmak mıdır?
Halk arasında deniliyor ki “siyasetçi bir yolunu bulur ve kendisini haklı çıkarır." Bu söz bana çok ters geliyor... Şöyle düşünmek zorunda kalıyorum.
Doğruları değil de yanlışları doğru olarak göstermek midir, siyaset?
Bu kadar kıvraklık sadece Türkiye'de mi itibar görüyor?
Bile bile halka yalan söylemek siyasi riyakarlık değil mi?
Her seçim öncesi birkaç hafta özellikle Cuma günleri bazı siyasetçileri cami önlerinde gruplar halinde görürsünüz... Seçim bittikten sonra ise adamları arasanız da camilerde göremezsiniz.
İşi bitirmiştir... Amacına ulaşmıştır. Kendisini olduğundan farklı göstermiş, halkı kandırmıştır. Ne Cuma günleri camiye grup halinde gitmek ne de halka güler yüzlü davranmanın önemi kalmamıştır. Ne zamana kadar? Bir dahaki seçime kadar.
Bir başka noktaya da dikkatinizi çekmek istiyorum... Bu güne kadar hangi siyasetçiden yaptığı yanlıştan dolayı özür dilediğini gördünüz? Göremezsiniz. Çünkü böyle bir siyasetçiyi henüz analar doğurmamıştır. Bir kaç istisna olabilir. Onların da imalat hatası olduğunu düşünüyorum.
Bir programda dinlemiştim. Aynen şöyle söyleniyordu: "Bizimkisini milletvekili olduktan sonra tanıyamıyorum. Adam milletvekili seçildikten sonra TBMM'ne gider gitmez enteresan bir şekilde değişiyor. Yürüyüşü bile farklılaşıyor. Acaba mecliste onu değiştiren bir büyümü var?"
Mecliste büyü yok. Seçilen vatandaşın biyolojik yapısında gizli kalmış saplantıları gün yüzüne çıkıyor.. “Ben neymişim, ne mübarek insanmışım; Bu güne kadar kendimi tanıyamamışım." Bir başka benzetmeyle bu vatandaş meğerse bulunmaz Hint kumaşıymış da ne kendisi ne de biz farkında değilmişiz. Bu düşüncenin Sosyolojideki tanıma olsa olsa siyasi riyakarlıktır.
Siyasi riyakarlığı nankörlük olarak da tanımlayabilirsiniz. Bu günlerde piyasada bunlardan oldukça çok var..
Siyaset alanı riyakarlarla dolu maalesef..
İyileri, doğruları, hataları, yanlışları bu soytarıları takip ederek, dinleyerek, izleyerek anlamak mümkün değil... Siyasi riyakarların bir başka özelliği daha var. Bu özellik nedir biliyor musunuz? Bunlar kendilerini çok akıllı, bilgili, itibarlı, onurlu sanırlar... Böyle olduklarını her konuşmalarında da yüksek sesle söylerler. Bir nevi ukalalık yaparlar. Riyakarlıklarını ukalalıkla da taçlandırırlar.
Siyasi riyakarları itibarlı kılan maalesef bizleriz. Demek ki bizlerde de riyakarlık var.
Dışarıdan birisi gelse de şöyle bir soru sorsa, dese ki “Sizin ülkenizde siyaset yapanların en belirgin özelliği nedir?” Bu sorunun cevabı belli değil mi?
YAZIYA YORUM KAT
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.