SOKAK HAYVANLARIMIZ
SOKAK HAYVANLARIMIZ.
Her canlının varoluşundan kaynaklanan çeşitli hakları bulunmaktadır. Bu haklardan en temel ve ortadan kaldırılamaz olanı şüphesizki yaşama hakkıdır. Ancak, biz insanlar çoğu zaman bu hakkı kendimize tanımakla birlikte kendimiz dışında olan canlıların, örneğin hayvanların da aslında bu hakka sahip olduklarını gözden kaçırıyoruz.
Bu nedenledir ki, yaşam biçimimiz, alışkanlıklarımız, çevreyle olan etkileşimimiz, tutum ve davranışlarımız sonucunda çevremizde bulunan ve yalnızca kendi yaşamlarını sürdürmeye çalışan birçok canlıya ve canlı türüne kimi zaman bilinçli kimi zaman da bilinçsiz olarak zarar vermekten geri durmuyoruz. Bizim bu yaptıklarımızdan nasibini en kötü biçimde alan canlılardan biride şüphesiz ki hayvanlardır ve bunların en başında elbette ki “Sokak hayvanları” gelmektedir.
Bizim kuşak her ne kadar evcil hayvanlarla içi içe büyüsekte değişen yaşam şartlarında Sokağa ve hayvanlara yabancı büyüyen çocuklarımız birazda seyrettikleri çizgi filimlerin etkisiyle kedi köpek sahibi olmaya,onlarla beraber yaşamaya özenmektedirler. Bazen biz velilerde çocuğumuz hayvan sevgisini tatsın diye kedi köpek sahibi oluyoruz. Bazılarımız sokakta bulduğumuz kedi ve köpeğe acıyor ve onu sahipleniyor evimize alıyoruz.
İyi niyetle sahiplenilen bu hayvanlar zamanla bazı imkansızlıklar, zaman ayıramama, büyüyünce sevimliliğini yitirmesi,yazlığa giderken alınıp kışlıkta yer olmaması gibi sebeplerle bir süre sonra o hayvanlardan kurtulma arzusuna da yol açıyor. Bir hayvana sahip olmanın büyük sorumluluk ve özveri gerektirdiğini malesef ya sonradan anlıyoruz.yada işimize pek gelmiyor.
Bu İnsanların bir çoğu çözümü bu hayvanları ya barınağa bırakmakta yada sahip olduğu hayvanı malesef sokağa salıvermekte buluyorlar. Onlar sokakta çoğalmaya devam edereken bizler yenilerini alıp sokağa salmaya devam ediyoruz. Durum böyle oluncada “Sokak hayvanları sorunu” diye bir şey hepimizi rahatsız etmeye başlıyor
Halk arasında ‘Kedi ve köpek aç kalmaz, Allah onların rızkını verir’’ düşüncesi hakimdir.Oysa bir çoğu aç kalıyorlar, hatta açlıktan ölüyorlar.! Besleme konusunda ise Allahın bizleri vesile kıldığı bilmemiz gerekiyor.
Dinimize göre de MEDENİYET MERHAMETTİR. Kendiside bir hayvan sever olan ve evinde kedi besleyen Peygamber efendimiz 'Merhametli olanlara Rahman olan Allah merhamet eder. Yerde olanlara da merhametli olun ki, gökte olanlar da size rahmet merhamet etsin'. Buyurmuştur.
Sokak hayvanları, ülkemizde, toplum sağlığını tehdit etmenin yanında uğradığı kötü muameleyle kamuoyu vicdanını sızlatan, yıllardır çözülememiş bir sorundur.5199 sayılı Kanun, içeriği ve uygulamadaki aksaklıklar nedeniyle yetersiz kalmaktadır.
Kısırlaştırma, sokaktaki hayvan popülasyonunun azaltılmasında bilimsel ve vicdani yönden en uygun yöntemdir fakat tek başına yeterli değildir.
Öncelikle ne kadar çaba gösterirsek gösterelim tüm canlılara yetişmemiz imkansızdır. Bu durumda aslında en güzeli hasta, yaralı, hayatta kalma şansı düşük olan hayvanları seçip bunlara yönelmektir. Yine beslemeden de önce kısırlaştırmanın gelmesi gerektiğini unutmamak gerekir. Bizlerin desteği olmasa normal şartlarda hayatta kalamayacak zayıf bir kedi ya da köpek bizim desteğimizle hayata tutunabilir. Muhtaçlığı bir nebze giderilebilir. Bununla birlikte eğer bu hayvanı kısırlaştırmazsanız sonrasında doğacak yavruların da, tüm sokak hayvanları gibi yardıma muhtaç olacağını yani bir hayvan kurtardım derken birkaç tane daha muhtaç hayvanın sokaklara kazandırılacağını akıldan çıkarmamak gerekir. ‘‘Anneliği tatmalı’’, ‘‘karakteri oturmalı’’, ‘‘kısırlaştırmak doğaya aykırı’’, safsatalarına da kulak tıkamalı. Özellikle de kısırlaştırmanın günah olduğunu söyleyenlere! Kısırlaştırmak günah öldürmek mübah mantığındaki toplumsal bellekten bir an önce arınmalı. Sokak Hayvanlarının Sorunları Çözümü için Sokaklarda ekosistem olmadığını ve ekosistemin de ölüm üzerine kurulu olduğunu unutmamalı.
İHSAN YAVUZ [email protected]
YAZIYA YORUM KAT
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.