SONUNU DÜŞÜNEN KAHRAMAN OLAMAZ!
“Sonunu Düşünen Kahraman Olamaz” sözü birçok kişiye atfen söylenen bir sözdür. Hangi kahraman için söylenmiştir tam olarak bilinmez ama doğru bir söz olduğu tartışmasızdır!
Ben bu sözü hak eden biri olduğunu düşündüğüm yaşayan kişiliklerden Engin ALAN için kullanmak istiyorum.
Türk Milleti Engin ALAN’ı ilk defa apo itini Kenya’dan getiren Özel Kuvvetler Komutanı olarak tanıdı. Daha doğrusu MHP’den İstanbul M.Vekilliği için aday olarak ismi geçtiğinde askerlik hayatındaki o hadise öğrenildi.
MHP’den İstanbul 1. Bölgeden M.Vekili adayı olduğu zaman, kendi camiamızdan dahi suratını ekşitenler oldu. Bunda o tarihte Türkiye siyasi hayatında Türk Ordusu üzerinde oynanan “İtibarsızlaştırma” ve “Psikolojik Harekat” uygulamalarının çok yoğun yaşandığı bir dönem olmasının da büyük etkisi vardı.
Yargılandığı davadan tutuksuz olarak yargılanmak üzere serbest bırakıldığı dönemde MHP’ye katıldı ve 2011 seçimlerinde İstanbul M:Vekili seçildi.
Tutukluluk süresi içinde bir dönem MHP tarafından kendisine gerekli ilgi ve alakanın gösterilmediği intibaı oluştu bizlerde, hatta bunu camiamız uygun ortamlarda gündeme getirdi. Silivri cezaevinde Sayın ALAN’ı ilk defa ziyarete giden MHP M:Vekili Özcan YENİÇERİ olmuştu. Devamında ise MHP Genel Merkezi tarafından Engin ALAN’ın yargılandığı “Balyoz Davası” izlemeye alındı ve yargılamanın sonuna doğru MHP Genel Başkanı Devlet BAHÇELİ’de Engin ALANI cezaevinde ziyaret etti.
Engin ALAN’ın “Balyoz Davası”‘na dahil edilmesine sebep olan en görünen olay bir törende Başbakan geldiğinde ayağa kalkmamasıdır. Bunu daha sonra Başbakan Ankara Ticaret Odasında yaptığı konuşmada “…”Bir ülkenin başbakanı anma törenine gider de bir Korgeneral ayağa kalkmaz mı? Kalkması gerekir. Kalkmadığı takdirde bedelini öder. Bedelini de ödedi. Çanakkale’de anma törenlere gidiyoruz bu beyefendi ayağa kalkmadı. Ondan sonra gereği yapıldı o ayrı mesele. Ama şimdi bakın gideceği yeri o da buldu” dedi.
Engin ALAN’ı Türk Milliyetçilerinin MHP İstanbul Milletvekili olarak tanıdığı 2011 yılından bugüne yaklaşık 2,5 yıl geçti.ALAN’ın yargılandığı “Balyoz Davası” Yargıtay süreci de tamamlandı ve Engin ALAN 18 yıl ceza aldı.
2011 seçimlerinde değişik partilerden M.Vekili seçilen 8 M.Vekilin’den CHP M.Vekili Mehmet HABERAL “Ergenekon Davası” sonucunda tahliye oldu ve TBMM’de yemin ederek görevine başladı. Geçen günlerde CHP İzmir M.Vekili Mustafa BALBAY da Anayasa Mahkemesine yapmış olduğu bireysel başvurunun görüşülmesi sonucunda “ Tutukluluk sürelerinin uzun olduğuna” dair AYM’nin oy birliği ile aldığı kararın İstanbul 13 Ağır Ceza Mahkemesi heyeti tarafından görüşülmesi sonucunda tahliye edildi ve TBMM’de yemin ederek göreve başladı.
Buraya kadar yazdıklarım aslında herkes tarafından bilinen şeylerin bir hatırlatmasıdır. Yazımın başlığını oluşturan “Sonunu Düşünen Kahraman Olamaz” sözünün karşılığı bundan sonra başlamaktadır.
Mustafa BALBAY’ın tahliyesinden sonra Türk Milliyetçileri nezdinde Engin ALAN’ın da tahliyesi gerektiği noktasında bir beklenti oluştu. Bu beklentiye giren taban aslında konunun hukuki boyutu ile de hiç ilgilenmiyordu. Zira Ergenekon ve türevi davaların bir hukuki dava olmadığı hepsinin siyasal davalar olduğu artık açık olarak görünüyordu.
Bu esnada önce MHP İstanbul M.Vekili Engin ALAN’ın avukatının “"tutuklu yargılanmasının yasama görevini yerine getirmesini engellediği" gerekçesi ile AYM’ye başvurduğu haberi kamuoyuna duyuruldu.
Ancak bu haberin ardından Engin ALAN tutuklu bulunduğu Sincan Cezaevinden el yazısı ile yaptığı açıklama ile Türk Milleti’nin uzun zamandır görmek istediği bir duruş sergiledi.
Bu yazılı açıklamada “Avukatım savunmanlık görevinin gereği olarak, kendisi böyle bir talepte bulunmuştur. Ben 5 BDP Milletvekili de dışarı çıkarılıp, TBMM’ne geldikten sonra talebimi doğrudan Aziz Milletimize yapacağım” dedi.
Bu duruş gerek şahsı gerekse mensubu bulunduğu Türk Milleti için şerefli bir duruştur. Engin ALAN askerlik hayatında gösterdiği kahramanlığı sivil hayatında da göstermiştir.
Bunun siyasal ve sosyal tesirleri 12 yıldır süren “Korku İmparatorluğu” ‘nun çözülme sürecine girdiği bu günlerde ve yakın gelecekte çok daha iyi görülecektir.
Velhasıl Türk tarihinde yer alan kahramanlarımıza bizim bildiğimiz ancak Türk Milleti’nin de daha iyi göreceği bir kahraman daha ilave olmuştur’
Türkiye’nin karanlık dönemden bir ana önce çıkacağına, hakkın, hukukun, adaletin doğru tecelli ettiği, günlere ulaşacağımız inancı ile…