Tasarı geçerse devlet 1.7 milyon varil petrolden olacak
Yeni Petrol Kanun Tasarısı’nda kritik kayıp. Tasarı mevcut haliyle yasalaşırsa devlet yıllık 1 milyon 730 bin varil petrolden olacak; şirketlerin ödediği vergi 15 puan birden düşecek.
Eski Cumhurbaşkanı Sezer’in vetosuyla yıllık 2 milyon 104 bin varil petrolün üretimi TPAO’ya ‘bedava’ geçerken, yeni tasarı yasalaşırsa yıllık 1 milyon 730 bin varillik petrolüretimi müzayedeye çıkarılacak. Üstelik TPAO’nun kendi bulduğu sahaların da işletme süresi sınırlı olacak ve bu süre bitiminde onlar da ‘müzayedeye’ çıkacak. Hürriyet, tasarının yasalaşması halinde TPAO’ya devredilmek yerine açık artırma yoluyla satışa çıkacak sahaları açıklıyor:
6326 Sayılı Petrol Kanunu’na göre özel sektörün elinde bulunan sahalar, en fazla 40 yıllık üretim süresinin ardından Türkiye Petrolleri Anonim Ortaklığı’na (TPAO) devrediliyor. Ancak 2007 yılında TBMM’de kabul edilen Petrol Kanunu bu hükmün değiştirilmesini öngörüyordu. Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer’in ‘milli menfaatlere aykırı’ olduğu gerekçesiyle bazı maddelerini veto ettiği bu tasarı, 26 Mart’ta TBMM Enerji Komisyonu’nda yeniden görüşülerek kabul edildi. Bu kez, özel sektörün işlettiği sahaların 40 yıllık işletmeli süre bitiminin ardından TPAO'ya doğrudan devri yerine 'müzayede' yoluyla satılması hükmü getirildi.
YILDA 2 MİLYON VARİL
Sezer’in vetosu sayesinde 2007 yılından itibaren Diyarbakır Piyanko, Kurkan, Baykan, Bektaş, Baysu, Katin, Barbeş, Malatepe, Yatır, Batı Malatepe, Doğu Yatır, Derin Barbeş sahaları işletme sürelerinin dolmasının ardından TPAO’ya devredildi. Böylece 2007 yılı verilerine göre yıllık toplam 2 milyon 104 bin varil petrolün üretimi süresiz olarak TPAO’ya geçmiş oldu.
Oysa tasarının komisyondaki haliyle yasalaşması durumunda Petrol Kanunu’nun ilgili maddesi değişecek ve özel sektörün işlettiği petrol sahaları doğrudan TPAO’ya devredilmek yerine ‘müzayedeye’ çıkacak. Petrol şirketlerinin ödemekle yükümlü oldukları yüzde 55 toplam vergi sınırı oranı da yüzde 40'a inecek.
TASARI YASALAŞIRSA, TPAO’YA GEÇEMEYECEK SAHALAR VE 2007 VERİLERİNE GÖRE YILLIK ÜRETİM MİKTARLARI ŞÖYLE:
01.06.2015 tarihinde devrolacak saha:
Batman Şelmo- 501 bin 340 varil
26.11.2013 tarihinde devrolacak:
Adana Bulgurdağ- 17 bin 425 varil
26.03.2022 tarihinde devrolacak;
Adıyaman Kahta- 9 bin 957 varil
14.04.2022 tarihinde devrolacak Diyarbakır Sahaları:
Kayaköy- 256 bin 447 varil
Köprü- 14 bin 899 varil
Güneydoğu Şahaban- 6 bin 141 varil
17.04.2025 Diyarbakır sahaları
Şahaban 135 bin 375 varil
Sincan- 73 bin 588
Batı Kayaköy- 548 bin 188
G.Kurkan- 167 bin 6 varil
VETO İLE 300 MİLYON DOLAR DEVLETTE KALDI
Türkiye Petrol Jeologları Derneği Başkanı İsmail Bahtiyar, petrol sahalarının özel şirketlerce işletme süresinin 1954 yılında çıkarılan yasayla 60 yıl iken, 1973 yılında yapılan değişiklikle 40 yıla indirildiğini anımsattı. Bu sürenin bitiminden sonra sahaların TPAO’ya geçtiğini belirten Bahtiyar, yeni yasanın bu hükmü değiştirdiğine dikkat çekti. Bahtiyar, “Eğer Sezer’in vetosu olmasaydı 2009 yılından itibaren TPAO’ya geçen 12 saha özel sektörün elinde olacaktı. Oysa 3 yılda yaklaşık 300 milyon dolar devletin cebinde kaldı” dedi. Bahtiyar, bunun nasıl olduğunu ise şöyle açıkladı:
“Bu sahalardan TPAO yani devlet, toplamda 3 milyon varile yakın petrol üretmiş durumda. Bunu ortalama 100 dolar ile çarparsak 300 milyon dolar yapar. Bu sahalar günde 3000 varil petrol üretiyor. Yani günde, 300.000 dolar para basıyorlar. Bu para devletin kasasına giriyor. Ama yeni tasarıda bu sahaların müzayedesi ön görülüyor. TPAO, devlet parası ile özel şirketlerle nasıl rekabet edecek de bu sahaları alabilecek? Diğer bir konu ise, bu müzayede de kullanılacak yöntem ne olacak? Aynı devlet hissesi ile üretime devam etmek akılcı değil, uluslararası örneklerindeki gibi servis anlaşması yöntemi ile müzayede yapılması akılcı. Ancak, Petrol İşleri Genel Müdürlüğü maalesef bu yetkinliğe sahip değil. İşte bu nedenle 4 meslek örgütü ve sendika olarak, dünyada olduğu gibi sahaların süre bitiminde yine devlete verilmesi gerektiğini söylüyoruz.”
Petrol Mühendisleri, Jeoloji Mühendisleri, Jeofizik Mühendisleri ile Petrol Jeologları Derneği ve Petrol-İş Sendikası’nın tasarıya karşı ortak itirazda bulunduklarına dikkat çeken Bahtiyar, diğer maddelere ilişkin de şöyle konuştu:
“60 yıl sonra çıkarılan bir yasada uluslararası örnekler esas alınmalıydı. Petrol zengini ülke olmadığımız bir gerçek. Ancak özellikle Güneydoğu Anadolu ve Trakya başta olmak üzere, ticari değere sahip bir petrolün varlığı da bilinmektedir. Gelişen konjonktüre bağlı olarak denizlerimizdeki potansiyelin yanında, şeyl gaz ve petrol kaynaklarımızın da azımsanmayacak boyutlarda olabileceği düşünülmektedir. Ülkemiz, bu potansiyelinin yanında Dünya petrol rezervlerinin yüzde 70’den fazlasına sahip bir coğrafyada yer almaktadır. İşte bu nedenledir ki güçlü bir milli şirketin varlığı, hem ülkemize gelecek yatırımcılar için güven kaynağı olacak hem de bölgemizdeki fırsatlardan pay almamızda aracılık edecektir. Maalesef, hazırlanan tasarı ile milli petrol şirketimiz TPAO güçlendirilmek yerine, mevcut hak ve yetkileri de elinden alınmaktadır.”
SEZER’İN VETOSUYLA KURTULARAK TPAO’YA GEÇEN SAHALAR VE 2007 YILI VERİLERİNE GÖRE YILLIK ÜRETİM MİKTARLARI ŞÖYLE:
30.05.2007 tarihinde geçen saha:
Diyarbakır- Piyanko - 22 bin 142 varil
27.01.2009 tarihinde geçen Diyarbakır sahaları:
Kurkan - 527 bin 457 varil
Baykan - 678 bin 248 varil
Bektaş - 32 bin 917 varil
Baysu - 75 bin 508 varil
22.05.2012 tarihinde geçen Diyarbakır sahaları:
Katin- 20 bin 866 varil
Barbeş – 311 bin 553 varil
02.12.2012 tarihinde geçen Diyarbakır sahaları:
Malatepe- 144 bin 571 varil
Yatır- 34 bin 166 varil
Batı Malatepe- 47 bin 99 varil
Doğu Yatır- 126 bin 242 varil
Derin Barbeş- 83 bin 953 varil
SEZER NEDEN VETO ETMİŞTİ?
Sezer, o dönemde yasayı şu gerekçelerle veto etmişti:
- Milli menfaatlere uygunluk kriterlerine yer verilmediği görülmüştür.
- Ülkemizde üretilen petrol ve doğalgazın bir bölümünün, ulusal güvenlik ve ulusal çıkarlar gereği ülke gereksinimi için ayrılmasını zorunlu kılan bir kurala yer verilmediği saptanmıştır.
- Devletin petrol ve doğalgaz arama ve işletme hakkından vazgeçerek bunu yerli ya da yabancı gerçek ya da tüzel kişiler eliyle yapma amacında olduğu anlaşılmaktadır. Durum böyle olunca, ülkemizde üretilen petrol ve doğalgazın bir kısmının ülke gereksinimi için ayrılmasının, ulusal çıkarlar yönünden önemi daha da belirginlik kazanmaktadır.
- Yasada, yabancı devletlerin doğrudan ya da dolaylı yönetiminde etkili olabilecekleri şirketler ile yabancı bir devlet için ya da yabancı bir devlet adına hareket eden kişilerin ülkemizde petrol etkinliklerinde bulunmaları, mülk edinmeleri ve tesis kurmalarının yasaklanmadığı, böylece stratejik öneme sahip bir ürün konusunda yabancı devletlerin belirleyici olmasının önündeki engeller kaldırıldığı için ulusal güvenlik yönünden yaratılan risk daha da artmaktadır.
- 5574 Sayılı Yasa'nın devlet payı tutarının düşürülmesine neden olacak 19. maddesindeki düzenleme ulusal çıkarlar ve kamu yararı ile bağdaşmamaktadır.
- Doğal kaynak gelirlerinin bir il ya da bölge insanının değil, Türk toplumunun hizmetine sunulması ulusal çıkarların gereğidir. Bunun için oluşturulacak bir fondan, ülke kalkınması ve halkın gönencinin artırılması amacıyla tüm illerin belli ölçütlerde yararlandırılmasının en uygun yol olacağı değerlendirilmektedir.
HABERE YORUM KAT
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.