'Topal Ördek Hukuku'ndan çıkış
Güzel ülkemizde iç huzurunu bulamayan, dıştan baskı ve kuşatma altında hisseden bir topluma dönüştürüldük. Bunun toplum mühendisliği metotlarıyla yapıldığına eminim.
Bizi bir yerlere sürüklüyorlar. Bu sürüklenmeden kurtulmak zorundayız. Önümüzde Ortadoğu'da uygulanmış olan ibret alabileceğimiz örnekler var. Biz ise kökü derin bir tarih ve medeniyet birikimiyle bu sarmaldan rahatlıkla çıkabiliriz. Yeter ki devlet gibi devlet olalım.İnsanımızdaki potansiyeli açığa çıkarabilmemiz önümüzü açacaktır.
Hukukçu olmayışımın hadbilirliği ile yalın bir vatandaşın beklentilerini sıralayıp, konuyu mühendisçe bir teknik çizime bağlamak istiyorum.
Devlet bir kural koyduğunda, bir vatandaş olarak bilmeliyim ki; bu benim ve toplumun yararı için yapılmıştır, enine boyuna düşünülmüştür.
Bu konuda kural koyana ve uygulayıcıya güvenebilmeliyim.
Uzman görüşleri alınarak,enine boyuna tartışılarak şeffaf bir şekilde (gece yarısı değil) yasa yapıldığını görmeliyim.
Devlet vatandaşına tuzak kurmaz demeliyim.
"İhaleler şeffaf olur ve yapıldığı işin ruhuna uygun olur" diye düşünebilmeliyim. "EDS'de yap-işlet-devret modeli OLAMAZ! Benim devletim bana bunu yapmaz" diye düşünmeliyim.
"Allah devlete zeval vermesin, benim can güvenliğim için para harcayıp radar almış, usulüne uygun araç kullanmayanları cezalandırıyor" diye rahatlamalıyım.
"Eğitim sistemi içerisinde de trafik eğitimini küçük yaştan itibaren vererek, kurallara uyma bilincini zaten aşılıyor" demeliyim.
Bütün bunların gerçekleşmesi içinse, denetim mekanizmaları ve kuvvetler ayrılığı gereklidir.
ERDOĞAN için dış basında SADDAMLAŞTIRMA propagandası yapılarak, Türkiye antidemokratik gösterilerek hedef tahtasına oturtuluyor.
Bu oyunu bozmak için Cumhurbaşkanı kuvvetler ayrılığını vurgulayan, iç cepheyi güçlendiren adımlar atmalı, kendisini propaganda hedefi olmaktan çıkarmalıdır. Bu uyarıyı, devletini ve milletini seven bir yalın yurttaş olarak yapma gereği duyuyorum. Benim kişiye sevgim olup olmaması ayrı bir konudur. 'Sözkonusu vatan ise gerisi teferruattır' ilkesini Atasından almış bir Türk Milliyetçisiyim.
Bakın; Erdoğan üzerinden dış medyada aşiret devleti algısı yapılarak Türk Devleti'ne yönelik baskılar yapıldığını görüyoruz. Bunun önüne geçilmesi gerekiyor. Devletimizin taşıyıcı kolonları daha fazla yıpratılmamalı. Kolonlar sağlam olmazsa hepimiz için enkaz altında kalma riski vardır.
Arap devletlerine kadar yayılan Türk malları ambargosunun genişleyerek süreceği anlaşılıyor.
Bu durumdan çıkış için demokrasi ve hukuk üstünlüğünü temel alan güçler ayrılığı ilkesini işletmek gereklidir.
Kamu diplomasisi iyi işletilerek kara propagandaların önüne geçilmesi zorunluluktur.
Kabile devletlerine yapılan davranışı bize yapmak isteyenlere karşı; Türk Devleti, fabrika ayarlarına dönerek Yüksek Türk Kültür ve Medeniyeti'nin hakkını vererek bu kuşatma çemberini yarmakla kalmaz, çağın bilincine iyi bir TÜRK AŞISI da katmış olur.
Fışkırır umutları elbet bir gün ruhumun.
Ebed günü şıvgın verir dalları yurdumun
YAZIYA YORUM KAT
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.