Türk Miras Vakfı Paneli'nde büyük skandal!
Amerika Birleşik Devletleri’nin Başkenti Vaşington’da bulunan Türk Miras Vakfı (Turkish Heritage Organization), 8 Mayıs 2019’da bir panel düzenledi. Koç Üniversitesi Denizcilik Forumu Direktörü Emekli Tümamiral Cem Gürdeniz’in sunum yaptığı panele Türkiye’nin Vaşington Büyükelçisi Serdar Kılıç ile Türk ve Amerikalı yetkililer katıldı. TRT ve Anadolu Ajansı tarafından izlenen Türkiye’nin Deniz Jeopolitiği konulu panel ile ilgili haberler, Aydınlık Gazetesi ile iktidar yandaşı Hürriyet ve Akşam gazetelerinde yayımlandı.
Basına yansıtılmayan ancak Türk Miras Vakfı’nın internet sitesinde yayımlanan video görüntülerinde Cem Gürdeniz’in, paneldeki sunum sırasında kullandığı haritalar ile büyük bir skandala imza attığı görüldü.
YUNAN, RUM DESTEĞİ NEREDEN ALIYOR ?
ABD bayrağı önünde sunum yapan Gürdeniz, Ege Denizi’nde 3, 6 ve 12 millik karasuları sınırlarını gösteren haritalarda, 1923 Lozan Antlaşması ve 1947 Paris Antlaşması ile egemenliği Yunanistan’a devredilmeyen Taşoz, Semadirek, Limni, Midilli, Sakız, Sisam, Ahikerya, İpsara, Bozbaba, Limoniye, Sıkliye, Gavdos, Gaidhouronisi ve Koufonisiadalarını Yunan egemenliğinde göstermiş.
Ege Denizi’nde toplam 14 Türk Adasını Yunan egemenliğinde gösteren Gürdeniz, anılan Türk adalarının karasularını da Yunan karasuları olarak göstermiş. Gürdeniz, hem adalarımızı hem de mavi vatanımızı Yunanistan’a terk etmiş. 1923 Lozan Antlaşması’nın 12. Maddesi ile Yunanistan’a Girit Adası’nın sadece dörtte biri verilmesine rağmen Gürdeniz, Girit Adası’nın tamamını Yunan egemenliğinde göstermiş.
Gürdeniz’e bir kez daha hatırlatalım; 13-14 Şubat 1914 tarihli Altı Büyük Devlet Kararı ile Yunanistan’a Kuzey Ege Adalarının sadece kullanma hakkı verilmiş, egemenliği devredilmemiştir. Altı Büyük Devlet Kararı da 1923 Lozan Antlaşması’nın 12. Maddesi ile teyit edilmiştir. Ege Denizi’nde, egemenliği antlaşmalarla Yunanistan’a devredilmeyen ada, adacık ve kayalık sayısı 200 civarındadır.
Türk Deniz Kuvvetleri, Genelkurmay Başkanlığı ve Dışişleri Bakanlığı’nın görüşleri doğrultusunda Bülent Ecevit- Necmettin Erbakan, CHP - MSP Koalisyon Hükümeti tarafından Türkiye Petrolleri Anonim Ortaklığı’na 2 Temmuz 1974’te Ege Denizi Türk Kıta Sahanlığında petrol arama ruhsatı verildi. Arama Ruhsat Sahalarını gösteren krokide, Kuzey Ege Adaları ile adaların karasuları ve kıta sahanlığının Türkiye Cumhuriyeti’ne ait olduğu açıkça gösterilmiştir.
Cem Gürdeniz, sunumlarda kullandığı haritalardaki yanlışlıkları derhal düzeltmeli, Türk adalarına ve mavi vatanımıza sahip çıkmalıdır. Aksi halde Gürdeniz’in Yunanistan hesabına çalıştığı bizzat kendisi tarafından tescillenmiş olacaktır.
TÜRK MİRAS VAKFI PANELİ’NİN ARKASINDA AMERİKAN PETROL ŞİRKETLERİ Mİ VAR?
Daha önceki sunumlarında Prof. Dr. Sertaç Hami Başeren’in Doğu Akdeniz Türk Kıta Sahanlığı ve MEB Haritasını kullanan Cem Gürdeniz, Türk Miras Vakfı Panelinde çıtayı biraz daha yükselterek Dr. Cihat Yaycı’nın haritasını kullanmış. Ancak anılan haritada da Girit güneyinde bulunan Türk Adalarının Kıta Sahanlığı ve Münhasır Ekonomik Bölgeleri yok sayılmış. Gürdeniz’in kullandığı harita, önümüzdeki aylarda Girit güneyi Türk Kıta Sahanlığı’nda petrol araması planlanan Amerikan Exxon Mobil ve ortağı Qatar Petroleum şirketlerinin önünü açıyor.
Gürdeniz bu haritayı da düzeltmeli ve Doğu Akdeniz Türk Kıta Sahanlığı’nın batı sınırını Gavdos Adası’nın batısından geçirmelidir.
BÜYÜKELÇİ SERDAR KILIÇ, YANLIŞLIKLARA NEDEN MÜDAHALE ETMEDİ?
Emekli Tümamiral Cem Gürdeniz, Türk Miras Vakfı’nda yaptığı sunumda, Türkiye’ye ait adaları ve mavi vatanı Yunan egemenliğinde gösterirken, Büyükelçi Serdar Kılıç’ın bu skandalı turist gibi izlediği görülüyor.
Türk Büyükelçisi’nin görevi Türkiye Cumhuriyetinin toprak bütünlüğü ile hak ve menfaatlerine sahip çıkmaktır. Yanlışlıklara müdahale etmeyen Büyükelçi Kılıç skandala ortak olmuştur.
GÜRDENİZ’DEN, LOZAN’A YÖNELİK YANLIŞ VE TEHLİKELİ SÖYLEMLER!
Emekli Tümamiral Cem Gürdeniz, Aydınlık Gazetesi’nde, 10 Mart 2019’da yayımlanan köşe yazısında, “Lozan’da iki ada dışında bütün Ege Adaları elden çıkarılmıştı” ifadesini kullandı. Gürdeniz’in Lozan Antlaşması ile ilgili söylemi tarihi ve coğrafi gerçeklerle bağdaşmıyor. 1923 Lozan Antlaşması ile hiçbir ada verilmedi. Lozan Antlaşması ile Osmanlı Devleti döneminde, Yunanistan’a kullanma hakkı verilen adalar ile egemenliği İtalya’ya devredilen adaların isimleri teyit edildi.
Lozan Antlaşması ile Ege Denizi’nde 200 civarında ada, adacık ve kayalık Türk egemenliğinde kaldı. Gürdeniz’in Lozan’a yönelik söylemi tamamen yanlış ve tehlikeli söylemdir. Karşı Devrimcilerden Kadir Mısıroğlu da, Lozan’da, Çanakkale Boğazı’nın ağzını tıkayan iki ada dışında bütün Ege Adaları’nın verildiğini iddia ediyordu. Gürdeniz’in söylemi ile Mısıroğlu’nun söylemi örtüşüyor. Gürdeniz, Lozan ile ilgili yanlış söylemini derhal düzeltmeli ve Türk Milleti’nden özür dilemelidir.
YAZIYA YORUM KAT
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.