Türkiye muz kabuğunun üzerinde!

Başbakanın ifadelerine göre 2002’de devrim olmuş. Devrimin adı ise Yeşil devrim. Hiç kimse ortamın bu kadar yeşillenecğini tahmin dahi edemedi, aklından geçirmedi. Aslında açık açık söylendi. Hem laik hem dindar olunmaz dendi. Yeşil devrimin gerici unsurları bayram etti. Öyle  ki Mısır’ı destekleme eylemlerinde ‘’Kahrolsun demokrasi, yaşasın şeriat’’ pankartı açmakla da hiçbir sakınca görülmedi. Örnekleri çok uzatmanın da anlamı yok.

Başlangıçta  rol model olan Türkiye, şimdilerde vebalı gibi Müslüman ülkelerde dahil temastan kaçınılan ülke oldu. Her ülkenin iç işine, dış işine burun sokmak, müdahale etmek gibi umulmaz hastalığa yakalandı. Öyle ki ne ilacı var ne de tedavisi.

Hangi soydaş, dindaş, türdeş, uzak, yakın ülke ile aramız iyi? Hangi öteki vatandaşla beriki vatandaşın arası iyi? Tabi ki iyi olmayacak. Ülkelerin iç işlerine karışacaksın, herhangi bir ülke Türkiye’de ki bir olayı eleştirdiğinde kükreyecek, rejim yıkıcı olarak niteleyeceksin. Kişilerin özgürlük alanlarına, yatak odalarına kadar müdahale edeceksin. Acı olan şu gerçeği artık kabul edin. Türkiye dışta büyük itibar kaybederken, içte de güveni, birliği, bütünlüğü kaybetti. Polis devleti oluşumunu hemen hemen tamamladı. Demokrasiye rahmet okundu.

Bakanın birine yumruk sallayan vatandaşı savcı bırakmış. Vay sen misin bırakan. Savcıya söylenmedik kalmadı. İstiyorlar ki haksız olsalar bile hukuk kendilerinde yana karar vermeli. Başbakanı böyle, bakanı böyle, başkanı böyle, üyesi böyle… Hoşgörü artık mefta olmuş.

Açılımı mutlaka izliyorsunuzdur. Şu ana kadar açılımdan kazançlı çıkan kim ve kimler? İç güvenliğinizi teslim ettiniz, yakında yerel mahkemelerde kurulduğunda ne diyeceksiniz. Eminim kıl kıpırdamayacak. Düşünürü, yazarı, çizeri, toplum önderi hepsi baskı ve sindirme altında. Söz sahibi olanlar yandaşlar, dindaşlar. Olur olmaz, yalan yanlış her şeyi konuşuyorlar. Vatandaşta zannediyor ki doğru şeyler söylüyorlar. Dinden habersizler, kültürden ve görgüden, tarihten habersizler.

Hükümetin bakanı ‘’ Müslümandan mucit olmaz’’ diyor. Hiç tarih sayfası karıştırmamış. Ortaçağın mucitleri Türklerdi. Araplar değil. Ne zaman bedevi kültürü Türk kültürü içine girdi, Türk kültürü yozlaştı.

Alışmışlar hep suçu birilerine atmaya. Önce suça sahip çık. Sonrada konuş. Bu eğitim sistemi ile gayet tabi ki mucit yetişmeyecek (*). Peki ne yetişecek? Açık ve net: mollalar etkin ve yetkin olacak. Dindar nesil yetişecek.  Türkiye muz kabuğunun üzerinde ayağı oldukça kaymış olup, masanın üzerinden düşmesine ramak kaldı.

Toplumu suçlamayalım, bir kişiye dahi olsa yanlışları, Türklüğümüzü, dostumuzu, düşmanımızı anlatalım.

(*) Müslümanlar neden mucit olamaz konulu makale için : http://www.tuzyolu.com/haber-10738-.html