Türkiye'ye geri dönen yerli sermaye kimin?
Habertürk’te Abdurrahman Yıldırım son yazısında "seçim öncesi Türkiye’den çıkan sermaye seçim sonrası döndü. Ancak bu hareket büyük ölçüde net hata ve noksan kaleminde kaynağı belli olmayan şekilde gerçekleşti" bilgisini verdi.
Bir diğer ekonomi yazarı Ege Cansen de Sözcü gazetesindeki yazısında "Bu arada hoş bir şey oldu. Türkiye'ye adeta döviz yağmaya başladı. Hem de IMF'den ve Arap dostlardan değil. Yerli kaynaklardan. Anlaşılan CHP'nin iktidara gelmesinden korkup kaçan dövizler geri geldi” diyerek aynı durumu açıklayan bir yorum yaptı.
Bu haberleri duyunca "bıyıklı yabancı yatırımcı" kavramı aklınıza gelebilir. Bilindiği gibi, "fonlarını yurt dışında tutarak Türkiye’de borsa ve diğer finans piyasalarında değerlendirenlere" piyasada "bıyıklı yabancı" adı veriliyor.
Acaba ekonomi yazarlarının belirttiği yurda geri dönen yerli kaynak "yurtdışından yabancı yatırımcıymış gibi hisse senetlerine yatırım yapan aslında Türk olan" yatırımcılar mı?
Benim anladığım kadarıyla gelen para böyle değil. Çünkü bu tür yatırımlar için gelmiş olsa resmi yollardan gelirdi ve "kaynağı belli olmayan" sermaye hareketlerini gösteren "net hata noksan" kaleminde yer almazdı.
* * *
KAYNAĞI BELİRSİZ DÖVİZ GİRİŞİ
Hazine eski Müsteşarı, Ekonomist Dr. Mahfi Eğilmez “2022 yılında net hata noksan kalemine yaklaşık 26 Milyar dolar giriş oldu. Bu aynı yılın cari açığının (49,1 milyar dolar) yarısından fazlası. Bu konu mesela kara para, uyuşturucu ticareti incelemesi gibi araştırmalara konu edilmeliydi” dedi.
Ama bu konuda bir çalışma yapıldığını duymadık.
Mahfi Eğilmez "Sonunda Türkiye, dünyada daha önce hiç olmadığı kadar karanlık bir ülke konumuna geldi, kimse buraya para yatırmaz oldu" yorumunu da yaptı.
Bu tür iddialar sebebiyle, "Mali Eylem Görev Gücü, 2021'de, kara paranın aklanması ve terörizmin finansmanını engellemede eksikleri olduğu gerekçesi ile Türkiye'nin daha sıkı izlenmesini gerektiren gri listeye aldı."
2022 yılında rekor kıran kaynağı belirsiz para girişi 2023’te seçimler oluncaya kadar bıçak gibi kesildi. Seçimden sonra yine oluk oluk ülkeye girmeye başladı.
* * *
YENİ TÜRKİYE’NİN ZENGİNLERİ FARKLI
Büyük sermaye sahipleri iktidar değişiminden niye korkuya kapılır?
Ege Cansen’in ifadesiyle, seçimden önce “CHP’nin iktidara gelmesinden korkup kaçan” ve şimdi AKP iktidarının devamı ile geri dönen dövizlerin sahipleri kimler olabilir?
Eski Türkiye’nin Koç, Sabancı gibi büyük sermaye sahiplerinin onca iktidar değişiminde paralarını yurtdışına kaçırma gereğini duyduklarını hiç duymadık. Elbette bu holdinglerin yabancı ülkelerde de yatırımları vardır (ve olmalıdır) ama bu yatırımlar iktisadi gerekçelerle yapılır. Kaynaklarının kullanımı siyasi iktidar değişimine bağlı değildir.
* * *
Oysaki Yeni Türkiye’de “iktidar değişirse benim yasadışı yollardan edindiğim servetime el konabilir” endişesini taşıyan bir grup zenginin türemiş olduğu anlaşılıyor.
Bu endişeyi taşıyanlar arasında siyasetçiler, rüşvetçi kamu görevlileri, kamu ihalelerinden sıra dışı servetler edinenler, yasal prosedüre uymayan teşvik, vergi affı, tekel oluşturma gibi imkanlarla zenginleşenler, yasadışı örgütlerin uyuşturucu ticareti, mafyatik çökme operasyonlarından pay alanlar olabileceği aklınıza gelebilir.
Ama bu kadar fesat olmayın lütfen. Muhtemelen seçimden önce iktidar değişecek korkusuyla yurtdışına servet kaçıran iş adamları AKP iktidarında ülkenin yeniden çok güzel yönetileceğini düşünmüş de olabilirler.
AKP iktidarının daha adil, daha hukuka uygun, daha rasyonel politikalar izleyeceğini düşündüğü ve ülkesine borcunu ödemek amacıyla yurtdışından dövizleri getiriyor olabilirler. “Cari açığı finanse eden bu hayırsever iş adamlarının”adlarını öğrensek belki de “Türkiye sizinle gurur duyuyor” diye omuzlarımızda taşıyabiliriz.
* * *
BU İDDİA GELİŞMİŞ BİR ÜLKEDE OLSA
16 Şubat 2017’de Gazeteci Ahmet Takan “FETÖ soruşturması adı altında, Ankara ve İstanbul’da birer belediye başkanına operasyon yapıldığını, MİT’e çağrılan başkanlardan yurtdışındaki 1 milyar doları Türkiye'ye getirip piyasaya sürmelerinin istendiğini” iddia etmişti.
Ahmet Takan Ankara’daki Belediye Başkanının 650 milyon dolar, İstanbul’dakinin ise 400 milyon doları Türkiye’ye getirdiğini ve kendisine bu haberi veren kaynağının “o günlerde dövizdeki kısmi düşüş bu sayede gerçekleşti. Piyasaları rahatlattık" dediğini de yazmıştı.
Bu konuda sadece Melih Gökçek sosyal medyadan “söylediklerini ispat etmezsen, şerefsizsin” gibi bir cevap verdi. Başka bir açıklama yapıldı mı, Takan’a suç duyurusunda bulunuldu mu, hakaret ve iftira sebebiyle dava açıldı mı bilmiyorum. Bahsi geçen belediye başkanlarına kara para hakkında bir dava açıldı mı hatırlayamadım. İnternette yaptığım araştırmada böyle bir habere rastlamadım.
CHP Milletvekili Murat Emir, bu iddia üzerine, İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’nun cevaplaması talebiyle TBMM’de soru önergesi vermişti. Bu önergede "Ahmet Takan’ın yazısında ifade ettiği gibi belediye başkanlarının yurtdışındaki paralarını Türkiye'ye getirdiği iddiası doğru mudur? Doğruysa hangi belediye başkanı hangi ülkedeki parasını Türkiye'ye transfer etmiştir?" diye sormuştu. Yanılmıyorsam bu sorulara cevap verilmedi.
Böylesine büyük bir iddia ABD, AB, Japonya, Güney Kore gibi ülkelerden birinde olsa, ülkede olay açıklığa kavuşuncaya kadar gündemden düşmez, siyasi dengeler değişir, suçlular varsa muhakkak cezalandırılırdı.
Neyse ki, bizim ülkemiz "ileri demokrasi" aşamasına geçmiş, halkımız böyle olaylarla huzurunu bozmayacak kadar "olgunlaşmış" ve iktidara güveni asla sarsılmaz olduğundan mesele kapatılıp gidiyor.
YAZIYA YORUM KAT
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.