Ülkenin hali hazır durumu (1)
Seçimler 14 Mayıs’ta. Şurada kaç gün kaldı? Siyasi iktidarın ekonomik modeli "Faiz neden, enflasyon sonuç. Ben ekonomistim" modeli Türkiye’yi perişan etmiştir. Yeni ekonomik görüşlere ve uygulamalara ihtiyacımız var. Mutfakta yangın var. Önemli değil! Reis Medine hurması, manda yoğurdu, ejder meyvesi yerken bizler kazık yiyoruz. Bu kazığın milletin canını yakmasına son verme zamanı. Soğanı-patatesi 30-40 liraya eti 300-400 liraya yiyoruz. Yiyemiyoruz aslında tezgahta duran ete bakıyoruz. Kedinin ciğere baktığı gibi! Özetle ekonomi perişan, paramız pul olmuştur? Bunun sonucu yokluk ve açlık içinde, işsiz, kolu kanadı kırılmış bir halk kitlesi her gün feryat etmektedir. Bu böyle gitmez, gitmemeli de... Bu duruma çözüm istiyoruz.
Geçelim başka bir kaleme. Hukuksuzluk, adaletsizlik, özgürlükleri kısıtlama, başta Anayasa olmak üzere tüm yasaları tanımama ve uygulamama var mı? Var. Milletlerarası standart vatandaşlık haklarının geri getirilmesine ihtiyaç var mı? Var. Özgürlükler mahkeme, hapis, baskı ve benzeri şekilde bastırılmış mıdır? Evet bastırılmıştır. Evrensel hukuk kurallarının geri getirilmesi zorunlu mu? Evet hem de acilen. Ülke üzerinde karabulutlar dolaşıyor.
İktidarların görevi nedir? Vatandaşların can güvenliğini, işini, aşını temin etmek değil midir? Şimdi soralım başta can güvenliği, işin, aşın var mı? Yok. Diğer taraftan 200 bin trol ile 12 yerden maaşlı liyakatsız bürokratların icranın başında olması başka bir yara. Bir tarafta açım diye bağıran vatandaş, diğer taraftan son model arabası yetmiyor, konvoy halinde ve korumalar eşliğinde, sirenlerle trafiği tıkayanlar hiç mi sizleri rahatsız etmiyor?
Çok iyi korunmakta olan ülke sınırlarımızı ve dışarıdan gelebilecek her türlü tehlikeye karşı korunak olan sınırlar yol geçen hanı oldu. Halkımızın hakkı gasp edildi. Suriyeli, Iraklı, İranlı, Afganistanlı göçmenler, sığınmacılar; ülkenin her tarafında yerleşmişler ve yakın bir gelecekte, bizim nüfusumuzu geçeceklerdir. Bu hükümet, asla bunları gönderemez. Dışarıdan gelenler için vatandaşlarımız işlerinden edilerek, iş alanları açıldı. Halk çocuğunu okutamaz, evine ekmek götüremez oldu. Partili olanlar ise el ense yatarak gelirlerini partiye kayıt olarak gerçekleştiriyor. Hukuksuzluk, adaletsizlik diz boyu. İnsanımıza fırsat eşitliği tanınmıyor. Halk rahatsız ve artık yükü taşıyamıyor.
Gelelim dış politika ve itibara: Uzak yakın bütün ülkelerle papaz olduk. Bunun da bedelini dost ülke bulamamakla ödüyoruz. Ülkelerin güveni sıfır. Batı ülkelerinde yaşayan siyasilerin çocukları ve aileleri hariç bu işten en çok zarar görenler ise; liyakatı yüksek, becerikli gençler olmuştur. Gelecekten adeta ümidi kesmişlerdir.
(Devam edecek)
YAZIYA YORUM KAT
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.