Üniformayı çıkarıp, bakan olmak kolay değil
TBMM’deki bütçe görüşmeleri sırasında Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar ile CHP Grup Başkanvekili Özgür Özel arasında çıkan tartışma uzun yıllar unutulmayacak sanıyorum.
Eski Genelkurmay Başkanı Hulusi Akar, Türkiye parlamenter sistemden ayrıldıktan sonra, Milli Savunma Bakanlığı’na atandı.
Birazcık askerlik yapmış herkes bilir ki, askerlikte üniformanın gücü sivillerin tasavvur edebileceğinin çok üzerindedir. 49 yıl askerlik hayatının çoğunda komutan olarak görev yapmış biri için sivillerle eşit bir ortamda çalışmak ve hele tartışmak kolay değil.
Nitekim CHP Grup Başkanvekili Özgür Özel’in sert eleştirilerine karşı bazen komutan gibi buyurgan, azarlayan bir üslupla cevap veren Bakan Hulusi Akar, zaman zaman da milletvekilleri ile arasında mesafe olmadığını kabul eden bir tonda konuştu.
Ama madem ki Hulusi Akar Bakan olarak atanmayı kabul etti, üniformayı çıkardı, milletvekillerinden (hatta vatandaşlardan) yöneltilecek her türlü eleştiriye açık hale geldiğini kabul etmek zorunda.
Mademki “askeri vesayet” dönemi kapandı, mademki O sadece bir bakan (üstelik seçilmiş değil, atanmış bir bakan) diğer bakanlar gibi eleştirilebilir.
“Askeri vesayet var” denilen yıllarda Özgür Özel’in yaptığı eleştirinin benzerini yapabilen bir AK Partili olsaydı, yandaş basın herhalde kahraman ilan ederdi.
Deniyor ki, “Türk Silahlı Kuvvetleri yeni bir dış operasyona (hatta savaşa) giderken Milli Savunma Bakanı böyle ağır eleştirilerle yıpratılmamalı.”
Ama hukuken ordumuzun başkomutanı Genelkurmay Başkanıdır, Milli Savunma Bakanı değil.
Her ne kadar “Genelkurmay Başkanı ile Kuvvet Komutanları Milli Savunma Bakanına bağlı” olsa da, “Silahlı Kuvvetlerin Başkomutanı (Cumhurbaşkanı namına) Genelkurmay Başkanı'dır.”
MSB’nın görevi sadece “Türk Silahlı Kuvvetlerinin ihtiyaçlarını bir kurum olarak karşılamaktır.” Diğer bakanlıklar gibi bir hizmet birimidir.
Kaldı ki Kurtuluş Savaşımızı yöneten 1. Meclis’te, Devletimizin kurucusu ve ordumuzun başkomutanı M. Kemal Atatürk’e bile nasıl ağır eleştiriler yapılabildiğini hatırlarsak, “Bakanın ve TSK’nın yıpratılmaması” gerekçesi pek geçerli gözükmüyor.
Özgür Özel de tam bunu söylüyor: "Demokrasi varsa Genelkurmay Başkanı da Milli Savunma Bakanı da eleştirilir. Hele hele Genelkurmay Başkanı iken, bir gecede partili bakan olmuş birisinin, eleştirilere katlanmasından daha doğal bir şey yoktur.”
******************************
ÖZGÜR ÖZEL NELER SÖYLEDİ?
1- Öncelikle Akar’ın üslubunu eleştiren Özel “Bir atanmış olarak seçilmişleri azarlayamazsınız, önce haddinizi bilin” dedi. “Kendisini genelkurmay başkanı, milletvekillerini emir erleri sanan bir anlayışla TBMM Genel Kurulunda sesini yükseltemez. Bu, milli iradeye, yüce parlamentoya saygısızlıktır” dedi.
2- Akar'ın, silah arkadaşlarının, cezaevindeyken "Bizi bir kez bile ziyarete gelmedi” diye sitem ettiğini öne sürdü. Buna rağmen Akar'ın, Atatürk'e “firavun” diyen Nuri Pakdil'i ve “TSK'ye hakareti alışkanlık haline getiren” Akit gazetesi yazarı Mehtap Yılmaz'ı ziyaret ettiğini söyledi.
3- “Cumhurbaşkanlığı Başdanışmanı İbrahim Kalın ve Genelkurmay Başkanı Hulusi Akar'ın, Abdullah Gül’ü Cumhurbaşkanı adayı olmaması için ikna ziyareti yaptığına” dair haberleri kastederek, “seçimlere militarizm bulaştırdığını” iddia etti.
4- “Cezaevindeki askerler bilirkişi raporuyla kumpasın ortaya çıkmasını beklerken, Hulusi Akar'ın icra subayı Ahmet Erdoğan'ı bilirkişi olarak görevlendirdiğini, Erdoğan'ın ‘berbat bir uzman görüşü’ yazdığını belirten Özel, o bilirkişinin bugün ‘FETÖ'den firari olduğunu” söyledi.
5- “Senin atamanın yapıldığı YAŞ’ta atanan 9 amiralden 8’i, 15 generalden 9’u Fetöcü çıktı. Balyoz Ergenekon mıntıka temizliği yaptı, sen otobandan ilerledin.” “Senin silah arkadaşların sana haklarını helal etmeyerek öldüler, sen silah arkadaşlarının bedduasını alan bir adamsın" dedi.
***************************
HULUSİ AKAR NE DEDİ?
1- Hulusi Akar, “Arkadaşlarını ziyaret etmeyen alçaktır. Hasdal'dan çıkmadım ben. Cezaevlerindeki arkadaşlarımın hayatını kolaylaştırmak için her şeyi yaptım…
2- 15 Temmuz’da kafama silah dayayıp, başımıza geç dediklerinde bile ben kabul etmedim.
3- ABD’de verilen madalyayı ben istemedim. Emrivaki oldu. Veren de askerimize çuval geçiren Amerikalı komutan değildi.
4- Nuri Pakdil’e gittim. O terörist, hırsız vs değil, O devletin madalya verdiği bir sanat ve devlet adamıdır. Hasta ziyareti yaptım.
5- Keşke Atatürk’ümüzün partisinde Sayın Özel gibi biri Grup Başkanvekili olmasaydı” dedi.
***************************
BALYOZ MAĞDURLARI NE DEDİ?
Balyoz mağduru, CHP Milletvekili Mehmet Ali Çelebi “Sayın Bakan esir düşmüş subaylarını kendisine bağlı Hasdal Cezaevinde ve Mamak Askeri Cezaevinde ziyaret etmiştir. Subayını esir etmemek önemli, esirken ziyaret etmek değil” dedi. Çelebi, Hulusi Akar’ın Cem Çakmak, Ali Tatar ve Murat Özenalp’in cenazelerine gitmediğini de söyledi.
Balyoz Mağduru, Kardak Kahramanı E. Albay Ali Türkşen de Odatv’de yayımlanan yazısında, “Balyoz davasında başımıza türlü çorapların örülmesine vesile bilirkişi Ahmet Erdoğan’ın atanmasını onaylayan Hulusi Akar’dır” dedi.
E. Albay Ali Türkşen, Hulusi Akar’ın “Hasdal’daki ziyaretlerinde, teğmenlerine ÜBD (Üzülmeyin-Büzülmeyin-
Türkşen, Hulusi Akar’ın “FETÖ’yü palazlandıran, kumpas mağdurlarına savcılık yapan, TSK’nın yapısını bozan hükümetin Milli Savunma Bakanı” olmasını sorguladı.
“Emrindeki emir subayı tarafından boynuna kement takıldıktan sonra nasıl Genelkurmay Başkanlığı yapmaya devam edebildiğini ve Atatürk’ün adını silmeye yemin etmiş bir partide nasıl Milli Savunma Bakanlığı görevini kabul ettiğini” sordu.
Balyoz Mağduru, E. Albay Murat Tulga da “kumpas davaları ayıbı sizin üyesi olduğunuz siyasi partinindir, o dönemin komutanlarınındır, sizindirSayın Akar… İşte bu yüzden size hakkımızı helal etmiyoruz… Siz bizlerin bedduasını alan adamsınız… Unutmayacağız, unutturmayacağız, affetmeyeceğiz…" diye yazdı.
***************************
ÇIKARDIĞIM SONUÇLAR
1- Balyoz davası, ABD güdümünde planlanan, TSK’nın komuta kademesinin tasfiye edilerek FETÖ’cülerin eline geçmesi için yapılan bir operasyondu. Görünen o ki, bu kumpasla cezaevine tıkılan kahraman TSK komutanları Hulusi Akar’dan bekledikleri dik duruş ve yakınlığı bulamadıkları gibi, bilirkişi ataması yüzünden de ihanete uğramış olduklarını hissetmekteler.
2- Hulusi Akar, TSK’da FETÖ yapılanmasına mani olma konusunda basiretli olamamış, darbe teşebbüsüne kadar FETÖ ile mücadele ve emir subayına kadar adam seçme konusunda başarısız olmuştur.
3- Darbe girişiminde “gerekirse ölmek” derecesine varan bir kahramanca direniş tavrı ve istifa etmek gibi demokratik bir tavır gösterememiştir.
4- Fakat Akar’ın, 15 Temmuz darbe girişiminden sonra ordudan tasfiye edilen subay ve pilotlar gibi kritik elemanların çokluğuna rağmen, TSK’nın yeniden caydırıcı ve etkin bir ordu haline gelmesinde ciddi hizmetleri olduğu inkâr edilemez.
YAZIYA YORUM KAT
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.