Kendisine yakıştırmadığı bir hal ile karşılaşan ahlak ehli utanır, yüzü kızarır, mahcup olur.

Utanmak bir erdemdir, güzel bir ahlaki haslettir.

Konumuza gelecek olursak,iki aslan yürekli evladımız Tunceli'de donarak şehit oldu.

Bu üzücü olayla ilgili eleştirilere sayın Cumhurbaşkanından şaşırtıcı bir cevap geldi.

"Bay Kemal, elbise melbise bu işlerle uğraşma, kurşun yiyerek şehit olmakta var, donarak şehit olmakta".

2018 yılında modern bir orduda bile asker donarak ölebilir ama, bu ancak öngörülemeyen ve beklenmeyen aynı zamanda da başedilemeyen bir tabii afette olabilir.

Ani bir çığ düşmesi, heyelan veya benzeri tabii afetlerde, askerlerinizi koruyamayabilir, kurtaramayabilirsiniz ama -40 derecede operasyona çıkarıyorsanız, o askerlerin donmamasını sağlayacaksınız.

Planlı bir operasyonda , o askerlerin donmasını engelleyemiyorsanız operasyona çıkarmayacaksınız.

Sorumlular gayet pişkin ve umursamaz davranıyor, ihaleyi Bay Kemal'e, İsmet İnönü'ye yıkmaya çalışıyorlar.

Bu askerlerin donmasından kim sorumlu? Bay Kemal Kılıçdaroğlu mu?

Hatırlayın, 2 yıl önce IŞİD 2 askerimizi canlı yayında cayır cayır yaktı.

Hükümet, TSK ve tüm devlet ricali bunu yalanladılar ama sonra anlaşıldı ki bunlar bizim askerlerimizmiş.

Kimse sorumluluk üstlenmedi, konuşulmasın diye yayın yasağı getirdiler.

2 Aslan parçası cayır cayır yanarak şehit oldu.

Son 10 yılda Askerlerimiz defalarca yediği karavanadan zehirlendi.

Manisa'da 4 defa, Gaziantep'te bir defa bütün askerler hastaneye kaldırıldı.

Askerin kendi karavanasını kendi yapmasına engel olan, yandaş ve hırsız yemekçilere teslim edenler sanki suçları yokmuş gibi pişkin pişkin gezdiler.

Soruşturma sonucunda anlaşıldı ki, tarihi geçmiş etler, at ve eşek etleri veya akla hayale gelmeyecek hileli gıdalar askerlere yediriliyor.

EL-BAB operasyonlarında da bu zaafiyeti gördük.

Canı elinde operasyona giden askerlere karavana sağlayamadık, askerlerimiz operasyon bölgesindeki yerel halktan yiyecek temin etmeye çalıştı.

Bu kusurları dillendiren herkes suçlandı, yüzbaşı kardeşi şehit olan, yarbay Mehmet ALKAN "kardeşim niye öldü, suçlu kim?" diye sorduğu için, KHK ile ordudan atıldı. 

Şehidimiz Hakan Aktürk’ün kızkardeşinin sözlerine, "ağabeyin de bu mesleği seçmeseydi" diyebilecek kadar acımasız bir iktidarla karşı karşıyayız.

Bu anlık bir gaflet sonucu söylenmiş bir söz değildi zira kürsüden prompterdan konuşurken de 80 milyonun gözlerine bakarak "askerlik yan gelip yatma yeri değildir" demişlerdi.

Mehmetlerimiz, kusur ve ihmallerden toprağa düşerken, İYİ Parti ve CHP'nin soruşturma teklifine karşı çıkan iktidar kadar çekimser kalan muhalefette, bugüne kadar her yanlışa sessiz kalan TSK komuta kademesi de buna ortak olmuştur.

Batı cephesinde yeni bir şey yok, Bay Bahçeli, EYT kanun teklifinde olduğu gibi bu hadisede de iktidara payanda olmaya devam ediyor.