VERGİ AVUKAT(LAR)I GELİYORMUŞ
Kısa bir süre önce, yazılı ve ekranlı basından <<Vergi Avukatları Geliyor:
Gelir İdaresi Başkanlığı, vergiyle ilgili bütün meseleleri-sorunları artık kendi bünyesinde çalıştıracağı hukuk müşaviri ve avukatlarla çözecek.
Resmi Gazete'de yayınlanan ''Gelir İdaresi Başkanlığı Hukuk Müşavirleri ile Avukatların Mesleğe Alınmaları, Davaların Takip Usulü ve Çalışmaları Hakkında Yönetmelik'' ile kendi alanlarında uzmanlaşmış vergi avukatları da devreye sokulacak.
Yönetmeliğe göre, avukatlar, vergi dairesi başkanlıklarının sahip olabilecekleri azami kadro ve ihtiyaç durumları göz önünde bulundurularak, Gelir İdaresi Başkanlığınca açılacak giriş imtihanı-sınavı ile alınacak.
Başkanlığın avukat kadrosunda olup da en az 5 yılı bu kadroda olmak üzere 10 yıl hizmeti bulunanlar, hukuk müşaviri kadrosuna atanabilecek.
Başkanlık veya Başkanlık görev alanı ile ilgili muamelelerden-işlemlerden dolayı Bakanlık husumetiyle idari yargı mercilerinde açılan davalar, ilgisine göre avukat sıfatıyla Hukuk müşavirleri veya temsilci sıfatıyla daire amiri tarafından takip ve müdafaa edilecek.
Başkanlık taşra birimlerinin husumetiyle idari yargı mercilerinde dava açılması halinde ise davalar, vergi dairesi başkanlığında çalışan avukatlar tarafından takip edilecek.
Takip edilen davalar ile ilgili iş ve muamelelerin-işlemlerin yürütülmesinde avukatlara yardımcı olmak üzere hukuk bürosunda yeteri kadar personel görevlendirilecek.
Gelir İdaresi Başkanlığı yetkilileri, yeni düzenleme ile Başkanlığın kendi hukuk müşaviri ve avukat kadrolarına sahip olacağını, uzmanlaşmış vergi avukatlarıyla vergi konusundaki ihtilafların çok daha hızlı bir şekilde çözülmesinin amaçlandığını belirtti. >> şeklinde haberler yer aldı.
Açıklamanın metni ile <<Vergi Avukatları Geliyor>> başlığının ahenk-uyum sağlamadığı açıkça görülmekte ve anlaşılmaktadır.
Vergi, resim, harç, fon ve sair benzerleri ile sosyal güvenlik primleri ve adı ne olursa olsun, ister Merkezi ve isterse Mahalli İdarelere ait veya Gümrük Vergisi olsun, başka bir ifadeyle kamunun-ammenin payı; askerlik hizmeti kadar kutsal olup, mükelleflerince-sorumlularınca, yetkili vergi dairelerine-saymanlıklara-dış temsilciliklere, kanunlara göre belli zamanlarda-sürelerde; beyan veya tevkifat-kesinti-stopaj yoluyla ödenmesi icap etmektedir. Gerekli vecibelerini kanunların-mevzuatın-hukukun belli ettiği usul ve esaslar itibariyle yerine getirmeyenlere veya eksik yerine getirenlere yaptırımda bulunulması, zorunlu olmaktadır.
Avukatlara, avukatlık sıfatlarından öteye başka bir unvan verilemez. Kamuda bağlı veya sözleşmeli olarak çalışanlara ise görev yaptıkları veya temsil etilleri kurum ve kuruluşların adları kendiliğinden takılmış olur.
Meselâ: SSK, Bağ-Kur, Orman, İçişleri… avukatı gibi.
Vergi ve benzerleri, Devlet gelirlerinin önemli bir kısmını teşkil etmekte ve Devletin bekası bakımından önemli unsurlardan birisi olmaktadır.
Nitekim, Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının (07.11.1982/2709) <<Vergi ödevi>> başlığını taşıyan 73. Maddesinde <<VI. Vergi ödevi: Herkes, kamu giderlerini karşılamak üzere, malî gücüne göre, vergi ödemekle yükümlüdür.
Vergi yükünün adaletli ve dengeli dağılımı, maliye politikasının sosyal amacıdır.
Vergi, resim, harç ve benzeri malî yükümlülükler kanunla konulur, değiştirilir veya kaldırılır.
Vergi, resim, harç ve benzeri malî yükümlülüklerin muaflık, istisnalar ve indirimleriyle oranlarına ilişkin hükümlerinde kanunun belirttiği yukarı ve aşağı sınırlar içinde değişiklik yapmak yetkisi Bakanlar Kuruluna verilebilir. >> denilmektedir.
Gerekli şartları taşıyanların, vergi ödemekten kaçınmaları mümkün değildir.
19.03.1969/1136 sayılı Avukatlık Kanunu’nun Birinci Maddesinde: Avukatlık, kamu hizmeti ve serbest bir meslektir, denilmiş; İkinci Maddesinde de: Avukatlığın amacı, hukuki münasebetlerin düzenlenmesini, her türlü hukuki mesele ve anlaşmazlıkların adalet ve hakkaniyete uygun olarak çözümlenmesini ve hukuk kurallarının tam olarak uygulanmasını her derecede yargı organları, hakemler, resmi ve özel kişi, kurul ve kurumlar nezdinde sağlamaktır … , şeklinde belirtilmiştir (Daha fazla bilgi için, Kanun’un diğer maddelerine ve ilgili yönetmeliklerine de göz atılması gerektiği tabiidir).
Vergi uygulamaları, Maliye Bakanlığı bünyesinde yer alan (Eski) Gelirler Genel Müdürlüğü tarafından yürütülmekte iken, biz imparatorluk olacağız diye diye, Gelir İdaresi Başkanlığı; 05.05/5345 sayılı Kanunla; Bakanlığın bağlı ve ilgili kuruluşu olarak hayata geçirildi.
Kanun’un Birinci Maddesinde yer alan amaç-gaye; gelir politikasını adalet ve tarafsızlık içinde uygulamak; vergi ve diğer gelirleri en az maliyetle toplamak; mükelleflerin vergiye gönüllü uyumunu sağlamak; mükellef haklarını gözeterek yüksek kalitede hizmet sunmak suretiyle yükümlülüklerini kolayca yerine getirmeleri için gerekli tedbirleri almak; saydamlık, hesap verebilirlik, katılımcılık, verimlilik, etkililik ve mükellef odaklılık temel ilkelerine göre görev yapmak üzere Maliye Bakanlığına bağlı Gelir İdaresi Başkanlığının kurulmasına, teşkilat, görev, yetki ve sorumluluklarına ilişkin esasları düzenlemektir, şeklinde gösterilmiştir.
Başkanlığın görevleri, Kanun’un 4. maddesinde yer almakta olup, ilgi duyanların madde metnine ayrıca bakmalarında fayda görülmektedir.
Danışma birimleri, Kanun’un 16. maddesinde hükmedilmiş ve bu meyanda <<Hukuk Müşavirliği>> de gösterilmiştir.
Hukuk Müşavirliği 18. maddeye konudur. Madde metni << Hukuk Müşavirliğinin görevleri şunlardır:
a) Başkan, Başkanlık birimleri ve bakanlıklar tarafından gönderilen kanun, tüzük ve yönetmelik tasarı ve taslakları ile diğer hukuki konular hakkında görüş bildirmek.
b) Başkanlığın menfaatlerini koruyucu ve anlaşmazlıkları önleyici hukuki tedbirleri zamanında almak, anlaşma ve sözleşmelerin bu esaslara uygun olarak yapılmasına yardımcı olmak.
c) (6009 sayılı Kanunun 41 inci maddesiyle değiştirilen bend Yürürlük; 01.08.2010)8/1/1943 tarihli ve 4353 sayılı Kanun hükümlerine göre adli davalarda gerekli bilgileri hazırlamak, Başkanlık merkez ve taşra birimlerinin veya Başkanlığın görev alanıyla ilgili işlemlerden dolayı Bakanlığın taraf bulunduğu idari yargı mercilerindeki davaları avukat sıfatını haiz hukuk müşavirleri ve avukatları vasıtasıyla ait olduğu makam ve mercilerde ikame, takip ve müdafaa ettirmek, Başkanlıkça hizmet satın alma yoluyla takip ve müdafaa ettirilen davaları takip ve koordine etmek.
d) Başkan tarafından verilecek diğer görevleri yapmak.
(6009 sayılı Kanunun 41 inci maddesiyle eklenen fıkra Yürürlük; 01.08.2010) İdari yargı mercilerindeki davaları ikame, takip ve müdafaa görev ve yetkisi, ilgisine göre daire amiri, avukat sıfatını haiz hukuk müşavirleri ve avukatlar tarafından kullanılır.
(6009 sayılı Kanunun 41 inci maddesiyle eklenen fıkra Yürürlük; 01.08.2010) Hukuk müşavirlerinin temsil yetkisi, Başkanlık merkez ve taşra birimleri ile Başkanlığın görev alanı ile ilgili işlemlerden dolayı Bakanlık husumetiyle açılan bütün dava takiplerini, avukatların temsil yetkisi ise atandıkları veya görevlendirildikleri iller ile bu illerle ilişkilendirilen yerlerdeki dava takiplerini kapsar.
(6009 sayılı Kanunun 41 inci maddesiyle eklenen fıkra Yürürlük; 01.08.2010)Davalarda temsil yetkisi bulunan hukuk müşavirleri ve avukatların bir listesi merkezde Başkanlık, diğer yerlerde vergi dairesi başkanlıklarınca o yerin bölge idare mahkemesi başkanlığına verilir. Bu listelerin birer nüshası, mahkeme başkanlığınca yargı çevresinde bulunan mahkemelere gönderilir. Danıştay’daki duruşmalarda temsil yetkisini kullanacakların isimleri ayrıca Danıştay Başsavcılığına bildirilir. Listede isimleri yer alan hukuk müşavirleri ve avukatlar, Baroya kayıt ve vekâletname ibrazı gerekmeksizin temsil yetkilerini kullanırlar. Temsil yetkisi sona erenlerin isimleri yukarıda yazılı mercilere derhal bildirilir.
(6009 sayılı Kanunun 41 inci maddesiyle eklenen fıkra Yürürlük; 01.08.2010) İhtisas gerektiren ve ihtiyaç duyulan hâllerde, 4353 sayılı Kanunun 22 nci maddesinde belirtilen usule tabi olmaksızın, Bakanın onayı üzerine Başkanlık, 4734 sayılı Kanunun 22 nci maddesinin (h) bendi hükmüne göre serbest avukatlardan veya avukatlık ortaklıklarından hizmet satın alabilir. Bu kapsamda görevlendirilen avukatlar 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 5 inci maddesi ve 6183 sayılı Kanunun 107 nci maddesinde yer alan yasaklara uymak mecburiyetindedir. Bu mecburiyete uymadıkları takdirde bu fiiller için öngörülen hükümlere göre cezalandırılırlar. Görevleri nedeniyle idare tarafından bu kişilere verilen bilgiler vergi mahremiyetinin ihlali ve sırrın ifşaı sayılmaz.
(6009 sayılı Kanunun 41 inci maddesiyle eklenen fıkra Yürürlük; 01.08.2010) Kurum lehine sonuçlanan davalar nedeniyle hükme bağlanarak karşı taraftan tahsil edilen vekâlet ücretlerinin dağıtımı hakkında 2/2/1929 tarihli ve 1389 sayılı Kanun ve ilgili mevzuat hükümleri kıyas yoluyla uygulanır.
(6009 sayılı Kanunun 41 inci maddesiyle eklenen fıkra Yürürlük; 01.08.2010)Davaların takibi, hukuk müşavirleri ve avukatların temsil yetkisinin kullanılma şekli ve kapsamına dair usul ve esaslar yönetmelikle (Yönetmelik için bakınız, Resmi Gazete: 20.08.2011/28031) düzenlenir.
(*) (6009 sayılı Kanunla değişmeden önceki şekli) 8.1.1943 tarihli ve 4353 sayılı Kanun hükümlerine göre adli ve idari davalarda gerekli bilgileri hazırlamak, taraf olduğu idari davalarda Başkanlığı (5838 sayılı kanunla eklenen ibare) veya Başkanlığın görev alanı ile ilgili işlemlerden dolayı Bakanlık husumetiyle açılan idarî davalarla sınırlı olmak üzere Bakanlığı temsil etmek veya Başkanlıkça hizmet satın alma yoluyla temsil ettirilen davaları takip ve koordine etmek. >> biçimindedir.
Kurumun, istihdam edeceği avukatlarını; yukarıda sıralanan konularda ihtisaslaştırması-uzmanlaştırması; vergi avukatı geliyor manasını taşımaz-taşıyamaz.
Sırası gelmiş iken ifade edelim.
Tarafımızdan yazılan ve Ahmet ZENDİNOĞLU müstear ismiyle YENİ DÜŞÜNCE GAZETESİ’nin 22 Mayıs 1987 tarihli sayısında yer alan << SERBEST İDARE AVUKATLIĞI>> başlıklı makalemize (Bu makalemiz, << GEÇMİŞTE BİR ZAMANLAR >> başlıklı Kitabımızın 76-77. sayfalarında yer almaktadır. >>, değinilen sahada hamleci düzenlemelerde bulunmak isteyenlerin bakmalarında isabet olsa gerektir.
Tabii, etüt edilir ve hayata geçirilirse; bundan hukukun kazançlı çıkacağına, şüphe olmasın isteriz.