"Türk tarihi denince akla gelen algıyı kirletmek için koruyucularının rahminde taşınan hainlerin yaptıklarına 'Ergenekon' ismi verilirken bunda hainlik görülmedi. Bu hainlerin kozmik odaya girmelerine imkân sağlanmasının hainliği dile dahi getirilmedi, açığa çıkıp, infaz edilen ajanlarımızın sorumluları hakkında bir cezai işleme şahit olmadık. Ancak Ümit Özdağ için hain odaklı bir dokunulmazlığının kaldırılması hamlesi yapılabildi. Böyle haksız bir tutuma sessiz kalmamız mümkün değildir. Sözde çözüm sürecinde Türk bayrağı indirilirken seyredilebildi, teröristler ile görüşülebildi, devletin isminin değişmesi tartışılabildi, terörist başının mesajları beklenebildi, hendekler kazılırken seyredilebilindi, sonra o hendeklerde şehitlerin verilmesi ihanet sayılmadı. Bütün bunların yaşandığı bir ülkede Ümit Özdağ'ın Libya'da şehit olan komutanımıza rahmet okuması nasıl ihanet olarak nitelendirilebilir? Bunu akıl, mantık ve ahlak açısından anlamak ve anlamlandırmakta zorlanıyoruz.

Milliyetçiler de insandır, onlar da hata yapabilirler. Ancak Türkiye'de herkes bilir ki milliyetçilerden hain çıkmaz. Türk toplumu, genel eğilim olarak bunu kabullenmiştir. Yapılan saha çalışmalarında yeni bir durumla karşılaştıklarında AKP ve CHP seçmeninin konu hakkında bir de milliyetçilerin ne düşündüğü öğrenilmek istendiği görülmüştür. Bu bağlamda Ümit Özdağ'a yapılmak isteneni, onun şahsında Türk milliyetçilerinin itibarsızlaştırılması ve 'Onlar da pekala hain olabilir' algısının oluşturularak milletin zihnine bu algının yerleştirilmeye çalışılması gayreti olarak gözlemliyoruz.

Türk milliyetçiliği ve vatanseverlik üzerine fikirlerin tartışılıp siyasal alt yapısının ete kemiğe büründürülerek kurumsal kimliğinin oluşturulmasını misyon edinmiş, başta Alpaslan Türkeş olmak üzere birçok insan, çalışmalarını sürdürürken Ümit Özdağ babası Muzaffer Özdağ vesilesiyle bu çalışma ikliminin içinde yetişmiştir. 

Aşikar olarak devlet erkanının, siyasi parti temsilcilerinin katılmış olduğu bir cenazenin kimliği üzerine söylenmiş sözler elbette 'hainlik' olsun diye değil, meclisin hükümete tanıdığı sınır ötesi harekat için verilen yetkinin kötüye kullanılarak suistimal edilmesine gösterilen tepkiden ibaret olabilir.

Ümit Özdağ, iyi yetişmiş, özgüven sahibi, her anını Türk milleti ve devletinin hayrına neler yapabileceği üzerine harcayan Türk milliyetçisi, vatansever bir ilim adamıdır. Ne düşünüp ne yapmışsa bu minvalde yapmıştır.

Şehit cenazesinin kaldırıldığı ilimizde protokol haberlerinin yapıldığı ve halkın da cenazeden haberi olduğu, sosyal medya paylaşımlarından açıkça bellidir. Eğer bir şehit cenazesinin devlet sırrı gereği, gizlice defnedilmesi gerekiyorsa bu gizliliği sağlamak ve korumak yürütme erkinin görevidir. Şehit cenazesinin gizliliği gerekiyorsa bu gizliliği sağlaması gerekenlerin görevinin ihmali hakkında gereği yapılmazken bir milletvekilinin şehit taziyesi hakkında fezleke hazırlanması da anlaşılacak bir keyfiyet değildir.

Kozmik Oda ve sözde çözüm sürecinin yaşandığı ülkemizde Ümit Özdağ'a ihanet vehmetmeyi haddi aşmak olarak görüyoruz.

Ümit Özdağ hakkındaki çirkin girişime derhal son verilmesini talep ve tavsiye ediyoruz.

YAD
Yönetim Kurulu adına
Genel Başkan
Halil KONUŞKAN"