Geçtiğimiz günlerde Büyük Birlik Partisi Yıldırım Belediye Başkan Adayı Ayhan Özbek, Nilüfer İlçe Başkanı Mustafa Aydın ve üç yönetim kurulu üyesi ile gazetemizi ziyaret ettiler.

Bildiğiniz üzere 2009’da Sadet Partisi'nde Yıldırım Belediye Başkan Adayı iken, son anda bir kaza (!) sonucu evraklar zamanında Seçim Kuruluna teslim edilememiş, kazazede(!) Ayhan Özbek de seçime girememişti.

Kendileriyle bol kahkahalı, ince esprili, hoş geçen uzunca bir sohbetimiz oldu. Aklımıza gelen, kafa kurcalayan soruları sorduk kendisine. 31 Mart seçimleri öncesinde Mersin’de yaşanan olayları örnek gösterdi. Evrakları kendisinin değil İlçe Başkanının teslim etmesinin gerektiğini belirtti. Kaza geçirdiği iddia edilen araçta da kendisinin olmadığını söyledi. Sadet Partisi'nde aday olamayınca Büyük Birlik Partisi'nden aday olmak için müracaat ettiğini, ancak Sadet Partisi'nden Hilmi Tanış itiraz ettiği için de aday olamadığını anlattı.

Yıldırım’ın iyi yönetilmediğini, yatırımların yapılmadığını, adeta kaderine terk edildiğini söyledi. Kaynakları iyi kullanılmadığı için Yıldırım Belediyesi'nin borç içinde olduğunu iddia etti. Yıldırım Belediyesi'nin bütün gayrimenkullerinin bir iş adamına ipotek edildiğini anlattı. “Yönetim anlayışı değişmeden Yıldırım’da bir şey değişmez. Belediye Başkan adayının adının değişmesi sonucu değiştirmez. 15 yıldan beri Yıldırım’ı yöneten bu anlayışın değişmesi gerekir. Yıldırım’da bir değişim şart” dedi.

Yıldırım'da bir “kentsel dönüşüm” faciası yaşandığını iddia etti. “Yıldırım'da 69 mahalle var. 22 mahallede kentsel dönüşüm kararı alındı. Bu Yıldırım’ın yüzde 33’üne tekabül etmektedir. Yapılan bir şey yok. Projeler çizilip maketler yapılmış, vatandaşın haberi yok. Vatandaşın ‘mülkiyet hakkı’ gasp edilmek isteniyor.  Ayrı bir konu da kentsel dönüşümde belediye vatandaştan alınan her metrekare için 1600 lira bedel öderken, vatandaşa satıştan 3200 lira talep ediyor.  Vatandaşlar müteahhidin insafına bırakılarak mağdur edilmek isteniyor. İnsanlar tehdit ediliyor. Kirli işler dönüyor. Bu yüzden anlaşma sağlanamadığı için de hiçbir şey yapılamıyor” diye devam etti.

Son olarak da, “Kentsel dönüşüm aslında Allah’ın bir lütfudur” deyince ben de kendisine "Kim için, vatandaş için mi yoksa müteahhit için mi?" diye sorunca, “Can alıcı noktaya dokundun” demesi üzerine oradakiler gülüştü.

Bu seçim döneminde alanda herkes elinden gelenin en iyisini yapmaya çalıştı. Bütün kartlar açıldı, bütün kaynaklar kullanıldı. Herkes istediği doğrultuda oyun kurmaya çalıştı. Bakalım seçmen ne diyecek. Türk Milletinin feraseti her şeyin üzerindedir. Görelim Mevla neyler, neylerse güzel eyler...