Yine düştüm yollara... Kardeş Nahçıvan'a...
Yine düştüm yollara...
Sakın yanlış anlaşılmasın, şikayet sanılmasın.
Gönüllü gidiyorum. Çünkü böyle sanat etkinliklerini çok seviyorum. Nasıl sevmem...
Her seferinde yeni arkadaşlıklar, yeni dostluklar ve güzel keyifli anılarla dönüyorum gittiğim yerlerden...
Bu kez yolculuk yine Nahçıvan'a. Yine diyorum, çünkü dördüncü kez oluyor bu kez. Hep bir daha gitmeyeyim, görmeyen biri gitsin benim yerime desem de Ressamlar Birliği başkanı sevgili Ulviyye Hamzayeva davet eder etmez kabul ediyorum...
Valiz yerleştirme başlı başına bir sanat bence... Daha hafif olduğu için tercih ettiğim plastik valizlerin alt ve üst kapağı eşit ya... iki tarafa da yerleştirdiğim şeyler kapağı kapatırken dökülüveriyor. Ne yaparsam yapayım zorlanıyorum, deliriyorum... Yer çekimini hesaplamamış bunu tasarlayan süper zekalı... Eski bavulları daha çok seviyorum üstten açılan kapaklı...
Nahçıvan Azerbaycan'a bağlı özerk bir bölge. Iğdır'dan bize komşu. Tarihî, kültürel ve doğal gezilip görülesi pek çok yeri var. Tertemiz, bakımlı, modern... Her seferinde görmediğim yeni yerlerin de eklendiğini bildiğimden rotasına koşa koşa gitmeme şaşmayın ne olur...
Nahçıvan havaalanı var ama İzmir'den Iğdır'a uçakla gidip oradan Nahçıvan'a araçla gitmek daha ekonomik, hem de yol boyu güzellikleri göre göre gitmeyi seviyorum...
Dilucu sınıra yaklaşırken sağda başı dumanlı Ağrı dağı bütün görkemi ile karşımızda. Yanındaki küçük Ağrı da ağabeyi gibi tepesi karlı ona eşlik ediyor.
Vize olmasa da gümrükten geçerken kontrol tam olarak işliyor. Ah şu ışınlanmayı bir icat etseler tam süper olacak...
Uçaktan indikten sonra Dilucu sınıra taksi ile gidip gümrükten geçtikten sonra uzun bir yürüyüş yolu var ki o biraz yoruyor elimizde valizle Nahçıvan gümrükğüne kadar. O gümrükten de geçince bu kez Nahçıvan taksisi ile yollandık otele...
Otelde eski arkadaşlar, yeni katılan sanatçılar... Kucaklaştık... Kaynaştık...
Toplantı salonunda birlik başkanı Ulviyye hanım hepimizi bir bir tanıttı ve herkes duygu ve düşüncelerini söyledi. Ben ise özet olarak "İki devlet bir milletiz diye söyleriz hep ama bu sözden öte gitmez. Böyle sanat birliktelikleri ile ancak tanışıp kaynaşıyor ve bu sözün anlamını öyle kavrıyoruz. Şimdi burada pek çok kardeşim, çocuğum var. Bunun için ben sanat çalıştaylarını çok önemsiyorum. İyi ki sanat var.." dedim.
Toplantı sonrası festivalin ana sponsoru Cahan Holding'in hediyelerini verdiler. Sanata ve sanatçıya verdikleri değer için Cahan Holding'i kutluyorum.
Otelimize yerleştik. Ben yine her zaman ki gibi 15 yıllık can arkadaşım Gürcü profesör Lela Gelevishili ile aynı odada kaldım. Lela Gürcistan'da Yunus Emre Vakfı'nın dil kursuna gidiyor ve Türkçe anlaşıyoruz. Ancak her zaman kaldığımız sürece günlük konuşma dilimizi öğretmeye çalışıyorum. Bu arada kimi sözlere dili dönmüyor. Bana göre komik... Kahkahalarla gülüyoruz... Otel penceresinden karşıda Aras nehri nazlı nazlı akıyor. ..
Ertesi gün Haydar Aliyev'in abidesine karanfiller koyarak güne başladık ve Nahçıvan'ı bol bol gezdik.
Ressamlar Birliği'ni, Halı (Xalça) müzesini, genç yaşta ölen ünlü realist ressam Behruz Kengerli'nin müzesini, Mümine hatun türbesini, Karabağlar müzesini, bir ucu da bizim Çankırı'da olan tuz dağı tesisleri ve hastanesini gezdik. Orada astımlı hastalara tedavi uygulanıyor.
Haça dağı-yılanlı dağ tepesinde bir geminin alt oyuğu gibi bir oyuk var. Oraya Nuh'un gemisinin konduğuna ve o oyuntunun oluştuğuna, oradan da Ağrı Dağı'na konduğuna inanılıyor...
Sonra Batabat gölüne gittik. Muhteşem bir manzara doğal güzellikteki gölün ortasında bir de ada vardı.
Genelde arkadaşlar Haca dağı ve türbelerin resmini çalıştıkları için ben bu kez bu muhteşem göl manzarasını çalıştım. Elbet bu resimlerimizi sergi sonrası hediye ediyoruz ve müzede sergileniyor...
Seher yemeği-kahvaltı, nazar yemeği-öğle yemeği, seher yemeği ise akşam yemeği demek orada...
Geçmiş dönem Nahçıvanlı erkekler eşlerine devlet yönetiminde yer vermişler ve o kadar değer bilmişler ki adlarına muhteşem mozaiklerle süslü türbe yaptırmışlar. Artık manevi oğlum kabul ettiğim yeni evli Giresun Üniversitesi'nde Profesör Tolga Akalın dedi ki "Abla çok kıskandım. Benim karımın ne eksiği var? Dönünce ben de Ordu'nun ortasına Rahime Hatun türbesi yaptıracağım..." Gülüştük... Yakışır elbet güzel gelinime...
Bu arada geçmiş festivallerde tanıştığım, bizik festivallerimize davet ettigim ve artık çocuklarım olarak gördüğüm Murad Nurlu, Habib Allahverdiyev, Arzu Novruzov, Araz Xudiyev, Vuqar M-yev ablalarını yalnız bırakmadılar. Vuqar bana küsmüş... Elbet şakadan... Neyse barıştık. Araz son gördüğümde bayağı toplu bir gençti. Zayıflamış. Elinde koca fotoğraf makinesi fotoğraflarımızı çekmek için oradan oraya koşturdu durdu. Korkuyorum daha da zayıflayacak diye!.. Bıraktığımız yerden yine şakalaştık, bol bol gülüştük...
Nahçıvan Devlet televizyonunun güler yüzlü ve güzel spikeri sevgili Tahmine Babayeva da bu kez güzel kızı ile ziyaretimize gelmişti ve yine televizyondaki "Sanat görüşleri" programı ve "haberler" için Hülya ablası ile röportajlar yaptı...
İlk gidişimde tanıştığım güzel Turac Seyidbeyli sonrasında Ulviyye hanımın da yönlendirmesi ile Güzel Sanatlar Fakültesi'ne girmiş ve birincilikle bitirmiş. Sonra Bakü'ye taşınmışlar. Gitmeden önce "Hocam gelecek misiniz?" diye yazdı. Geleceğimi söyleyince çok sevindi. "Sizi görmek istiyorum ben de geleceğim." dedi. Geldi sağ olsun ta Bakü'den, hasret giderdik güzel kızımla...
Bundan 7 yıl önce ilk gittiğimde beline kadar örgülü saçları, kapkara bakan güzel gözleri ile annesinin bacaklarına sarılan Ulviyye'nin kızı İlknur artık güzel bir genç kız olma yolunda... Müzikle de ilgileniyor. Bir akşam gittiğimiz restoranda yemek sonrası bize tar çaldı...
Ertesi gün Mümine Hatun Türbesi çevresinde önce tören ve gösteriler yapıldı. Sonra resim çalışmaya başladık. Resimseverler, öğretmenler, öğrenciler ziyarete geldiler. Bizi izleyip sorular sordular. Özellikle gençlere ve çocuklara örnek olmak ve onları sanatla yakından tanıştırmak muhteşem bir duygu...
Ağacın gölgesinde resmimi yaparken aydınlık yüzlü genç, güzel bir hanım geldi yanıma. "Hoş geldiniz." dedim. Elini uzattı "Ben Nahçıvan Türk Başkonsolos yardımcısı Necla Koçak, hoş geldiniz."
dedi. Böyle genç ve güzel, pırıl pırıl bir genç hanımın memleketimi böyle önemli bir görevde temsil ettiği için gurur duydum. Hemen yakınlaştık, sohbeti koyulaştırdık.
Bir ihtiyacımız olup olmadığını sordu sağ olsun. O an bir ihtiyaç yoktu ama dönüş yolunda sınıra kadar ve sonra iki ayrı tanıdık taksi ayarladı bize emek verdi. Sayesinde sorunsuz rahat yolculuk yaptık dönüşte de...
Böyle güleryüzlü, temsil yeteneği yüksek, çözüm üreten, çalışkan, yakın davranan hanımların daha çok ve önemli görevler üstlenmesi memnuniyet ve gurur verici...
Bir sonraki gün sergi açılışının ardından büyükçe bir salonda kalabalık bir izleyici huzurunda plaket törenimiz oldu. Arka perdede resmimiz, bayrağımız ve adımızın yer aldığı görüntü eşliğinde sahneye davet edildik. Plaketimiz ve hediyelerimiz verildi. Bu arada artık Nahçıvan Ressamlar Birliği'nin resmi fahri üyesiyim. Tören sonrası yöresel giysilerle gösteriler yapıldı...
Akşam buzhaneden restorana dönüştürülmüş tarihi binada yöresel yemekler yedik. Gazi Üniversitesi'nden arkadaşım sevgili Prof.Dr. Birsen Çeken tutturdu "Hülya'nın sesi güzel, türkü söylesin." diye...
"Yapma, etme!" dediysem de dinletemedim. Grup tempo da tutunca mecbur kaldım. Birkaç türkü söyledim. Yüksek tavanlı binada ses yankılandı hamamda gibi... Öyle ses güzel de çıkınca hoşuma gitti... Son şarkımız Azerbaycan şarkısı "Çırpınırdı Karadeniz bakıp Türkün bayrağına"yı hep birlikte coşkuyla söyledik...
Ertesi sabah teker teker kucaklaştık, vedalaştık... Ardımızda güzel dostluklar ve harika anılar bırakarak evimize doğru yola çıktık...
Haydar Aliyev'in 100. Yılı dolayısı ile altıncı kez büyük bir emek ve titizlikle hazırlanarak düzenlenen "Beşeriyyetin Beşiği Naxcıvan" kapsamında sergi ve törenlerde bizimle olan, sanata destek veren Azerbaycan Cumhurbaşkanı'nın Nahçıvan nümayendesi Fuad Necefli beye, Azerbaycan milletvekili güler yüzlü Ganira Paşayeva'ya
ve Ulviyya Hamzayeva'ya sonsuz teşekkürlerimi sunuyorum...
Nahçıvan Ressamlar Birliği Başkanı sevgili Ülviyyə Həmzəyeva nezdinde emeği geçen herkese ve sponsor Cahan Holding'e sanata ve sanatçıya verdikleri değer ve destekten ötürü teşekkürler...
YAZIYA YORUM KAT
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.